1. Bölüm

7 0 0
                                    

İçkimi yudumlarken mavi balo elbisesini arayarak etrafa bakınıyordum ama ortalıkta yoktu. Ne dans pistindeydi ne barda ne de tuvalet kuyruğunda. İçerideki hava bunaltıcı ve ağırdı, sanki yeterince oksijen alamıyormuşum gibi başım dönüyordu. İç çekerek bir dikişte içkimi bitirdim ve bardağı atıp insanları ite kaka kendime yol açarak kapıya doğru yürümeye başladım.

Dışarı çıktığımda kaldırımda durup derin derin nefes aldım; hava o kadar soğuktu ki bedenim ani ısı değişikliğine alışırken tenime küçücük iğneler saplanıyormuş gibi hissediyordum. Saat epey geç olmuştu.

Naz dışarıda da değildi.

Kapıdaki güvenlik garip bir şekilde bana bakıyordu. Elimi sütyenime sokup Naz'ı aramak için telefonumu çıkardığımda güvenlikten ve kapıdan uzaklaştım. Telefonum kimlik kartımla birlikte elimden kaydı; ikisi de yere düştü. Nefesimi tutmuş, telefonumun büyük bir çatırtıyla kaldırıma çarpmasına bakakalmıştım.

Eğilip baktığımda ortası boydan boya çatlamıştı. "Of, siktir."

Suratımı bir karış ekşitmiş bir halde kimliğime doğru uzandım ama benden önce biri aldı onu.
Meraklı güvenlik muhtemelen diye düşünürken duyduğum sesle irkildim.

"Senin mi?"

Ses son derece erkeksi, boğuk ve küçümseyiciydi. Gözlerim sesin sahibini aradı. Uzun boylu, geniş omuzlu bir adamdı. Vücuduna mükemmel bir şekilde oturan siyah bir takım elbise giymişti.

Başımı kaldırdım ve o an yüzünü ilk defa gördüm. Tahminen yaşlıydı. En az 30 yaşındaydı, belki de kırkına yaklaşmıştı. Ama teninde gençlere özgü bir ışıltı vardı. Ne olursa olsun, etkilenmiştim.

Orada öylece durmuş kimliğime bakıyordu, ardından mavi gözleri bana doğru kaydı. Başım dönüyordu. Sendeleye sendeleye tekrar ayağa kalktım. Doğru düzgün düşünemiyordum, alkol etkisini göstermeye başlamıştı. Daha önce de içmiştim, hep içerdim ama bu... bu tanıdık bir sarhoşluk değildi. Ter içindeydim ve kusacak gibi hissediyordum. Kahretsin!

Lütfen kusma.

Bakışları benden uzaklaşıp tekrardan kimliğime doğru kaydı.

"Berbat bit fotoğraf bu." diye mırıldandım.

Bir süre kaldırıma yığılıp kalmamaya çalıştım. Ağzı aralandı ve kimliğimi bana doğru uzattı.

"Fotoğrafta bir sorun yok, Derin."

Nihayet endişe tüm bedenimi kaplarken kimliği elinden çekip aldım.

"Nasıl?" Başımı iki yana salladım.

Mümkünmüş gibi daha da sarhoş etti bu hareket beni. Bir saniye kadar gözlerim karardı. O an kendime gelememekten korktum.

"Adımı nereden biliyorsun?"

Sesim gergin ve boğuk çıkmıştı. Görüşüm bulanmış olmasına rağmen alnının şaşkınlıkla kırıştığını görebiliyordum.

"Kimliğinde yazıyor."

Haa! Bunu yüksek sesle söylemeye çalışmıştım ama dudaklarım artık kımıldamıyordu. Hızla gözlerimi kırpıştırarak, derin derin nefes almaya çalıştım. İşe yaramadı. Bacaklarım boşaldı ve her şey karardı.

Mavi UfuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin