Tanrı bir evren yarattı. Sonsuz büyüklükte, içinde bir çok kapının, geçişin, sonsuz sayıda sırrın var olduğu bu evrende yıldızları, gezegenleri ve daha fazla bir çok gizemi peşinden getirdi. Dünya, sonsuz evrende yarattığı önemli, yıllar geçtikçe daha çetrefilli, anlaşılmaz, daha zor ve güç şeyleri barındıracak bir gezegendi.
Dünya'ya gözlerini açmış ilk insanlarla başladı tarih sayfaları Dünya'nın hikayesini yazmaya fakat ondan öncesini göremedikleri için bir çok önemli gizden bir haber oldular. Bu durum kendilerini Dünya'nın tek sahibi olarak görmelerini sağladı.
Yıllar geçti. Mağaralarda yaşayan ilk insanlar evrildi. Bir çok düzen geldi geçti. Bir çağ kapanıp ve başka bir çağın kapısı açıldığında insanlar Dünya üzerinde çadırlardan oluşan kabilelerle yaşadı. Her kabilenin farklı düzeni vardı. Kimi toplayıcı, kimi avcı, kimi çiftçi, kimi satıcı...Her biri birbirinde farklı olsa da hepsinde ortak olan ve değişmeyen tek şey saygıydı. Bütün hanelerin birbirine saygı göstermesi ve birlik olması yıllarca değişmedi ve bir yemin gibi devam etti.
Ta ki o mehtaplı geceye kadar. O gece bir kabilede yer yerinden oynadı. Bütün olgular yıkıldı. Bütün kanunlar çiğnendi. Düzen değişti.
İnsanoğlu sıradandı. Beden ve zihin gücüyle dünya defterine yazılan bir ırktı. Bedeniyle iş tutar, aklıyla hayatta kalır. Başka meziyeti yoktu insanoğlunun. Bir de bir türlü yenemedikleri o duygulu hırsları.
Kabilede insanoğlunun yapması imkan olmayan ve diğerlerini korkutan bir güç ortaya çıktı ve peşi sıra başka güçlerde onu izledi. Alenen kıyamet gibiydi. Dost dostu, kardeş kardeşi, baba evladını zalimce yer yüzünden silip, cansız bedenlerinin etrafında yaygara yaparken geride canlarının derdine düşmüşler kaldı.
İnsan, daha öncesine kadar kardeş gibi gördüğü komşularını, dostlarını düşman ilan etti. Kimisi büyücü dedi, kimisi lanetli, iblis. Fakat esas isimi tek bir kişi söyledi, en zalim olanı. Kendilerinden farklı olanlara aykırı denilecek dedi. Bütün insanları elinde tuttuğu kanlı kılıcının etrafında topladı. Elinden kaçan bütün aykırıları bu Dünya'dan silmeden durmayacağına ant içti. Zalim bu Dünya'yı sadece kendinin sanırken yerin altında, suyun içinde, gökteki bulutların arasında yaşayan, bu soykırımdan kaçanları görmedi. Kabullenmedi.
Ve asırlara konuk olacak, hiçbir çağda ve yüzyılda değişmeyecek olan av başladı.
İnsan olanların dediğine göre Aykırı Avı.
Soykırımdan kaçıp kendilerine yeni ve gizli bir kabile kurup hayatta kalmak isteyenler ise kendilerine daha iyi bir isim bulmuştu: Ay'ın ve Doğa'nın çocukları.
***

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winddark'ın Sırları
Fantasyİmparatoriçe Serisi I Winddark'ın Sırları Serinin ilk kitabıdır.