Önüme koyulan metal tepsinin çıkardığı sesle gözlerimi daldığım yerden çekmiştim. Ne zamandır aynı yere bakıyordum ki?
"Takmıyorum zaten Felix."
"Belli oluyor."
Felix gözlerini devirerek karşındaki sandalyeye otururken onu umursamayarak benim için getirdiği öğle yemeğini yemeye başladım. Üzerimdeki bakışlarını hissediyorsum ama umursarsam sonumuz okul lavabosunda bitebilirdi, bu yüzden sadece yemeğime odaklanmaua çalışıyordum.
"Ablam bugün yok, bize gelsene."
Üzerime attığı sert bakışların çok zıttı şekilde sorduğu soruyla başımı metal tepsiden kaldırdım ve onun mavi gözlerine baktım. Evet, sadece baktım.
"Jisung? Daldın?"
"Hm? Olur, gelirim."
"Çok dalıyorsun bu aralar, birine mi kapıldın yoksa??"
Felix'in dediği şeyle aniden öksürmeye ve gülmeye başlamıştım. Tamam, bu kesinlikle komikti.
"Komiksin Felix."
"Şaka yapmıyordum aslında Han Jisung."
"Benden bahsediyoruz Felix? Yönelimimi biliyorsun. Yoksa emin ol sürtüklerde dolu bu dünyada ilk senin dudaklarına aşık olurdum."
"Hm, öyle mi?"
"Kesinlikle."
Cümlemin bitiminin hemen ardından ben daha ne olduğunu anlayamadan önündeki tepsinin yere atılmasıyla irislerim Felix'i bulmuştu. Yemek masasına çıkmış, kana susamış vampirler gibi bana bakıyordu. Tanrıya şükür yemekhanede çok kişi yoktu bu yüzden fazla dikkat çekmiyordu. Gerçi, bu ikimizinde umrumda değil. Ben onun bu hareketine kıkırdarken onun ellerini yakama sabiylerek beni kendisine doğru çekmesiyle dudaklarımız birer yapboz parçası gibi birleşmişti. Öyle igrenc aşıkların birbirini yavaşça öpmesi gibi değildi. Kıtlıktan çıkmış gibiydi öpüşmemiz, gerçek anlamda birbirmizi yiyor gibi göründüğümüze emindim.
"Burası iğrenç gay fantezileriniz için yanlış yer dostum."
Yemekhanenin öbür tarafından gelen tanıdık sesle vahşi öpüşmemiz kesilmiş, ikimizinde bakışları sesin geldiği tarafı bulmuştu. Klasik okul homofobikleri işte. Onları hiçbir zaman takmazdım ama Felix benim aksime bu tarz olaylar dış etkenler bölündüğünde sinirli olabiliyordu, şuanki gibi.
"Fantezilerimi senin üstünde denemeden kaybol burdan Hyunjin."
"İddalısın Felix, ama ben am seviyorum."
"Git kız arkadaşının sikilmekten kızarmış amında boğul o zaman. Bizi rahat bırak."
"Tüh, yazık oldu."
Felix tam masadan kalkacakken çalan zille pozisyonunu korumuş ve bana doğru dönmüştü. Bense gram siklemediğimi belli eden yüz ifademle ona bakıyordum.
"Derse girmek istemiyorum."
Her zil çaldığında ki yaptığım mızmızlanmamı tekrarlarken birden Felix'in saçlarıma dolanan parmaklarıyla duraksadım. İnce parmakları kahverengi saçlarımı ardında gezinirken ben onun mavilerine bakıyordum.
"Kaçırayım mı seni?"
"Sen dünyanın en iyis arkadaşısın, biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum Han Jisung, hadi takıl peşime."
***
ayy vahşi çift jilix çok hoş ya 😭
ficteki Felix;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ficteki Jisung;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
