8

462 54 107
                                    

Görüş açısına giren sarı arabaya burada olduğunu belirtmek için el sallamış, arkasındaki babasına öpücük attıktan sonra da yanında duran arabaya ilerlemişti.

Arabadan inen bedenle durmak zorunda kaldığında uzun boylu adam önce ona, sonrasında da babasına sarılmıştı. Babası nezaketen gülümserken o elleriyle oynamaya başlamıştı gerginlikle.

Mauro ondan ne istese tersini yapıyordu.

İçindeki kötü havayı atmak ister gibi derin bir nefes aldığında Angel ona binmesi için kapıyı açmış, ardından da kendisi binmişti.

"Aşağı in." Aldığı mesajla heyecanlı bir şekilde ayağa kalktı. Babasının garipseyen bakışlarını umursamadan aynadan kendisini inceledi.

Şimşek McQueen'li pijamalarıyla bakışırken omuz silkip babasına kısa bir açıklama yaparak evinden çıktı. Mauro onu bu pijamalarla çok kez görme fırsatı yakalamıştı ayrıca üstünde de çok severdi.

Kapının dışındaki kırmızı converselerini ayağına geçirdiğinde artık hazırdı. Asansöre binip aşağı indiğinde onu karşılayan sarı renkteki arabayı şaşkınca süzdü. "Sen ciddi misin?" Mauro'nun araba koleksiyonuna bakarken bunu görmüş, ona binmenin bir hayali olduğunu söylemişti.

"Bebeğimi selamlamak istemez misin?"

Şu an karşısında Lamborghini markasının Urus modeli duruyordu.

"Mauro... bu," cümlesinin devamını getiremedi, şaşkınlığı yüzünden belli oluyordu. Mauro yanına gelmiş, açıkta bıraktığı boynunda öpücükler bırakmaya başlamıştı. "Bu pijama sana çok yakışıyor."

"Sana da..."

"Pijama mı?"

"Araba... araba çok yakışıyor." Mauro onaylar gibi mırıldanıp sarılmaya devam ederken küçük olan kafasını kaldırarak arabaya koşmuş, zıplamaya başlamıştı. "Hadi gidelim! Trafikte yoktur bu saatte, antreman da yok hatta yarın! Of... şimdi şununla uzun yol yapmak vardı."

Bu fikir diğerinin hoşuna gitmiş gibi dudaklarını oynatmış, kafasında planı tartmıştı. "Sürmek ister misin?"

"Ya bir şey olursa?"

"Senin için getirdim Kerem, bize bir şey yapma yeter. Araba önemli değil." Omuz silkerek güvenini bir nevi anlatırken Kerem sırıtmış, ellerini onun boynunda birleştirerek şımarık bir hale bürünmüştü.

Sınama seansı geliyordu anlaşılan.

"Yani... ben gitsem şu güzelliği pert etsem hiç mı kızmazsın, birazcık bile?"

"Sana bir şey oldu mu diye korkarım, tek tepkim bu olur." Aldığı cevapla kıkırdamış ve yanağına buse kondurmuştu. "Sen sür, biraz kafamı dağıtmak istiyorum."

"Kafanı dağıtalım o hâlde..."

"Kafan mı dolu senin?" Tam aklında edinen anısı göz önüne gelirken bu cümlenin sorulmasıyla gözlerini kırpıştırdı beklemiyor gibi. "Yok... hâlâ sızlıyor da." Angel çenesini kavrayarak bir uzman gibi moraran bölgeyi incelerken Kerem rahatsızlık duymuş gibi dudağını ısırmış, bakışlarını kaçırmıştı.

"Evet, evet sürüyorum... ciddi bir şey değil ama sızlıyor işte." Yüzünü kibarca çekip refleks olarak moraran bölgeye dokunmuştu.

"Aman olmasın, lazımsın bize." Gerginlikle güldüğünde Angel bu durumu anlamış gibi konu açmaya çalışmış ama hiçbiri ilgisini çekmeyi başaramamıştı. Yine de ona cevaplar veriyordu. "Mauro yeniden postlarımı beğenmeye başladı. Onunla benim aramdaki köprü olduğun için teşekkürler, sen harikasın. Mauro sana gerçekten değer veriyor olmalı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

bu sabah gittiğini anladım || icardi & keremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin