dört

105 25 9
                                        

Jisung fakültenin kantininde oturmuş harıl harıl sunumu için not çıkarırken yanındaki sandalyenin çekilmesiyle kafasını kaldırmıştı. Gelenin Chan olduğunu görünce büyükçe gülümsedi.

"Selam Jisung, oturmamda sakınca yok değil mi? Başka yer yok da."

İstemsizce dolu kantinde gözlerini gezdirdikten sonra büyüğünü cevapsız bırakmamak adına hızlı hızlı başını salladı. "Tabii ki hyung."

Verdiği onayla Chan elindeki kahveyi masaya bırakmış, çantasını da boş sandalyeye bıraktıktan sonra oturmuştu. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Jisung kafasını gömdüğü tabletinden kaldırıp bakışlarını telefonuna dikmiş Chan'a bakmıştı. Felix'in tüm arkadaşlarını sevse de Chan ve Changbin ona nedensizce farklı bir güven veriyordu. Seungmin ve Jeongin ile de birbirlerini gördükçe selamlaşırlardı. Bazen ders araları Felix ile beraber onların derslerinin bitmesini bekler, yarım saat onlarla oturduktan sonra kalkardı. Grupta en yakın olduğu kişi ise Felix hariç, yine Felix sayesinde Hyunjin'di.

Minho ise ona en uzak olan kişiydi.

Jisung bazen Minho'nun bakışlarını üstünde hissederdi. Minho sessiz kalır, ama yine de varlığını bir şekilde belli ederdi. Chan ile hem aynı bölümde oldukları için hem de ev arkadaşı oldukları için genelde ikisini yan yana görürdü Jisung.

"Seungmin'i mi bekliyorsun hyung?"

Jisung'un meraklı sesi Chan'ın kulaklarına ulaştığında gözlerini karşısındaki oğlana çevirdi. Gamzeli gülümsemesini gözler önüne sererken onaylamak için kafasını sallamıştı.

"Evet, dersi biter birazdan. Sen ne yapıyorsun?"

Bakışlarıyla önündeki tableti işaret ettiğinde Jisung bıkkın bir nefes vermişti. "Aslında Felix'in seçmeli dersten çıkmasını bekliyorum. Sunumum var da yarın, ona çalışayım boş duracağıma dedim."

"Kolay gelsin güzellik."

Chan'ın hitap şekli Jisung'u istemsizce mutlu ederken gözleri kısılana kadar gülümseyip kafa sallamıştı teşekkürler anlamında. Birilerinin ona abilik yapması hoşuna gidiyordu. Changbin ve Chan'ın verdiği güven ise tam olarak bu anlamdaydı.

Aralarına sessizlik düşmesin diye Chan hızlıca telefonundan birkaç şeye tıklayıp göstermek istediği instagram postunu açmıştı. "Yarın Seungmin ile ikimiz bu pubda sahne alacağız. Felixler de gelecek. Sen de gelsene, hem sunum yorgunluğunu da atmış olursun. Ne dersin?"

Jisung gözleriyle pubın resmi instagram hesabında paylaşılmış olan posta bakarken kararsızca dudaklarını büzüştürdü. Haewon izin vermezdi, ama gitmek istiyordu.

Birkaç saniyelik sessizlikten sonra Chan onu zor durumda bırakmamak için omuz silkti. "Gelemezsen de sorun değil, dert etme. Felix senin de müzikle içli dışlı olduğunu söylediği için hoşuna gidebileceğini düşündüm."

Hoşuna giderdi. Çok hoşuna giderdi hem de. Uzun zamandır ne festivale, ne konsere, ne de en basitinden canlı müziğe gidebilmişti. Chan fakültenin müzik kulübü başkanıydı, Seungmin ise kulüp yardımcısı olmasının yanısıra üniversiteye namı yayılacak kadar güzel bir sese sahipti.

Her ne kadar hiç dile getirmemiş olsa da Jisung bazen Seungmin'in sesine yakışabilecek tarzda şarkılar yazıyordu, fakat çekindiği için hiçbir zaman verememişti.

Bir kereliğine de olsa sonunu düşünmeden hareket etmek istedi. "Gelmeyi çok isterim hyung."

Chan ise olumlu yanıt aldığı için içi rahatlamış şekilde seslice güldü. Jisung'un biraz daha açılmasını istiyordu. Hem Minho için, hem de Jisung'un kendi iyiliği için.

miserable | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin