Akciğerlerimde Büyüyen Çiçekler

80 1 2
                                    

Mualani, seninle tanışana dek Hanahaki'nin efsaneden ibaret olduğuna inanırdım. Ama şimdi, sanki o gülümsemen ve nazik davranışların ciğerlerime birkaç tohum ekmiş, onları büyütüp tomurcuklandırmış gibi hissediyorum.

「 ❀ 」

Kinich üniversitenin ilk günü için hiçbir şey hissetmiyordu. Duygularını köreltmeyi öğrenmişti. Ancak hiç tanıdık olmadığı ve köreltmeyi başaramadığı tek bir duygu vardı. Aşk. Tek taraflı olduğuna inandığı yoğun bir sevgi besliyordu. Bu sevgi zamanla o kadar güçlenmişti ki ciğerlerinde açan çiçekleri öksürmesine sebep oluyordu. Birisi ona Hanahaki'nin gerçek olduğunu ve onun da bu hastalığa yakalanacağını söyleseydi asla inanmazdı. Ama hayatın her zaman sürprizleri olurdu.

Daha önce birkaç kez gezdiği üniversitenin koridorlarında dolaşıp sınıfının yolunda ilerledi. Sınıfın önünde beklemekle hiç zaman kaybetmedi ve açık kapıdan içeri girdi. Gözleri siyah ayakkabılarına kilitli bir şekilde isminin yazılı olduğu sıraya doğru yürüdü. Aniden biri önüne geçene dek ayakkabılarını izledi.

"Üniversite'yi sevmedin mi?" Bu ses tanıdık gelmişti Kinich'e. O olabilir mi diye düşünmekten kendini alamadı. Başını kaldırırsa onu göreceğinden emindi. Nefesi daralıyordu, ciğerlerindeki çiçekler açarken nefes alışını zorlaştırıyordu. "Başın eğik yürümemelisin, hadi biraz cesaretlen!"

Yutkundu, yavaşça başını kaldırırken tedirgindi.

Gözleri büyüdü karşısındaki gökyüzü mavisi saçlı kıza bakarken. Gerçekten de oydu, tam karşısında büyük bir gülümsemeyle duruyordu. İki eli belindeydi. Kızın hafifçe başını yana eğdiğini görene dek onu incelediğinin farkında değildi. Hızla başını çevirdi ellerini pantolonunun cebine soktu. Boğazında bir yumru var gibi yutkunamıyor ve konuşamıyordu.

Sesi çatallanmış şekildeydi ama en azından birkaç kelime söylebilmişti. "Şimdi nasıl, daha iyi mi?"

Kahretsin diye düşündü. Boğazını temizlemesi gerekiyordu ama derinlerden gelen öksürüğünü de tutmaya çalışıyordu.

"Ah, bekle. Sen şu geçen ay dükkana gelip tüm sörf tahtalarını deviren çocuk değil misin?" Kinich, Mualani'nin onu tanımasını beklemiyordu, ayrıca kız o kazayı anlatırken bile çok heyecanlı görünüyordu.

Kinich bağırmak istedi, böyle gülümseme ciğerlerim yanıyor demek istedi. Söyleyemedi, canı yansa da onun mutluluğunu yok etmeyi göze alamadı.

Öksürmesi gerekiyordu. Çiçekleri boğazında sıralanmış dışarı çıkmayı bekliyordu. Çantasını masasına bırakıp başını özür dilercesine salladı ve sınıfın çokta uzağında olmayan tuvalete gitti. Tuvalet kabinlerinden birine girip öksürmeye başladı. Boğazında sıralanan tüm çiçekler her öksürükte yere saçılıyordu. Kabinin dışında onun sesini duyan birileri vardı. Öksürmekten iyice nefessiz kalan Kinich'in dışarı çıkmasını bekliyordu ki onu kontrol edebilsin. Genç arkasında bir iz bırakmamak için sifonu çekti, çiçeklerin suyla beraber çekilmesini izledi. Tuvalet kabininden çıkarken soluğu zor alıyordu. Aniden yere yığıldığında dışarıda bekleyen kül sarısı saçlı oğlan onu tuttu. Onu tutan kişi arkadaşına seslenirken Kinich'in bilinci kapandı.

「 ❀ 」

Kinich uyandığında yanı başında bekleyen üç kişi vardı. İkisi onu bayılırken tutan ve revire taşıyan kişilerdi. Diğeri ise...

Coughing Up Flowers || pixelsharkWhere stories live. Discover now