Multi-Serena
Sabah alarmın sesiyle uyandım.Alarmı kapatıp yataktan kalktım. Kıyafetlerimi giydim.Sarı ve dalgalı olan saçlarımı kuruttum ve açık bıraktım.Yaprak yeşili gözlerime makyaj yapmak istemedim çünkü doğal hali daha güzel.Sonunda hazırım.Anneme dışarı çıkacağımı haber verip evden çıktım.Öylesine geziyordum.Dar bir sokağa girdim.Ortalıkta kimsecikler yoktu.Yürümeye devam ettim.İleri baktığımda çıkmaza gelmiştim.Karşımda kocaman duvardaki taşlardan parlayan biri vardı o kadar.Dur bir dakika! NEEE..!.!.!.!!.! Karşımdaki duvarda parlayan bir taşmı? Ama Bu bilimsel olarak imkansız birşey!Nasıl olur?.Taşa dokunmak istiyorum ama korkuyorum.Bir anlık gelen cesaretle ona dokundum.Taşa dokununca taş yanıp sönmeye başladı.Duvar büyük bir gürültüyle yıkıldı.Duvarın arkasında parlayan bir Beyazlık var.Ama bir sorun var!.Beyazlık beni içine çekmeye başladı.Tutunacak bir şey ararken iş işten geçmişti bile.Kocaman beyazlığın içinde sürükleniyorum.Bu çok korkunç.Aşağıda gördüğüm şeyle daha çok korkmaya başladım.Yeşil renk!Sanırım çıkışa yaklaşıyorum.Yada düşüyorum!!
"Tanrım!!Ölmek için çok gencim"
Gözlerimi kapatıp sonumu bekledim.Vücuduma gelen anlık ısıyla yüzüm sızlamaya başladı.Sonra vücudumu bir anda soğuk kapladı.Nefes alamıyorum.Nefes almak için ağzımı açmamla ağzımın içine dolan sular sağolsun!!Suda olduğumu anladım.Tek sorun düşerken yeşil renk görmemdi.Sular mavidir değilmi?Neden bu suda mavi değil?*Ölmek üzeresin ve sen hala bunlarımı düşünüyorsun!!*diyen iç sesimi duymazlıktan geldim.Çünkü ona cevap verecek hiç halim yok.Halim yok...Bilincimi kaybetmeden önce biri beni yukarı çekti.Etraf tamamen karardığında daha fazla direnemeyerek kendimi karanlığa teslim ettim....×...×...
Uyandığımda kendimi bir yatakta buldum.Yatakta yavaşça doğrulup etrafı incelemeye başladım.Her yer maviydi.Her şey.Burası da neresiydi.Dışarı çıkmam gerekiyor.Etrafta kapı aramaya başladım.Ama kapı göremedim.Kapı yoktu!Arkadan bir ses geldi.Arkama döndüğümde sarı bir yaratık bana doğru yaklaşıyordu.Kocaman mavi gözleri vardı.Dudakları yok denecek kadardı.Burnu normal insan burnu kadardı.Elleri ve ayakları ördek ayaklarına benziyordu.Vucudu çok zayıftı.Kafasında taç şeklinde saçları vardı.Boyu benden çok az bir farkla kısa.Ve en önemlisi şuan bana doğru geliyor olması!
Korkarak bir iki adım geri attım.
Yaratık durdu."Korkma sana zarar vermeyeceğim."
"S-sen nesin?"korkumdan kekeleyerek konuştum.Bu şey herneyse beni çok korkutuyor.Bu sefer bana doğru bir adım attı.Elimle dur işareti yaptım.Durdu.
"Korkma sana asla zarar vermem.Aksine yardım edeceğim.Ben Agatha Christopher.Kalyo Gezegeninin kraliçesiyim."Bu cevap üzerine korkum biraz azaldı.Ama ona hemen inanacak değildim.
"Sana neden inanayım?Ya yalan söylüyorsan?"
"İnan bana yalan söylemiyorum.Bak!Karşıdaki duvarda aile resmimiz asılı."dediği yöne baktığımda orada gerçekten onların bir resminin asılı olduğunu gördüm.Ona döndüm.
"Şu resme bir bakabilirmiyim.Tabii Ben resme bakarken sen arkamdan yaklaşıp beni bıçaklayarak öldürdükten sonra yavrularına yem etmeyeceksen Bu konuda anlaşabiliriz."dedim ve yapmacık bir şekilde gülümsedim.
Yaratı-pardon Agatha bunu duyunca kahkaha atmaya başladı." Bunu hiç düşünmemiştim.Çok şakacısın."diyince Ben gözlerimi pörtleterek ona baktım.Aslında söylediklerimde ciddiydim.Biliyorum fazla cesaretli davrandım.Ama içimden bir ses onun zararsız olduğunu söylüyor.*Ne!!!Beni başka bir seslemi aldatıyorsun yoksa!Seni sürtük!Bunu tahmin etmeliydim zaten*diye böğüren iç sesime "kes sesini lanet olası!!!"dedim ve saçmalıklarına bir son vererek yara-yeter artık adı herneyse yani Agatha olan kraliçemize döndüm.-Bu nası bi cümle lan asjdfs-Derin bir nefes aldım ve ağzımı açtım.
"Ee?Yani bakabilirmiyim?"
"Hayır"
"Ne?Neden?Özeliniz falanmı var hani Şu sadece dikkatlice ve yakından bakınca görülenlerden falan?Ya da gizli bir bölme?"
"Bakabilirsin Ama daha iyi bir fikrim var.Beraber bakalım."
"Tamam olur."O önden Ben arkasından yürüdüm.Resmin önüne geldik.Resimde kral olduğunu sandığım kişiyi göstererek konuştu.
"Bu benim kocam.Kalyo kralı Robert Christopher.Kocamın yanında oturan genç yakışıklı benim oğlum.Benim yanımda oturanda kızım.Oğlum ve kızım ikizler.Anna Christopher ve Arthur Christopher.Onlar Kalyo prensesi ve Kalyo prensidir.Altında yazan şeyi görüyormusun?İşte burada yazıyor bak.Kalyo Kralı ve Ailesi...Şimdi bana inanıyormusun?"
"Sanırım evet.Ama sormak istediğim bir sürü şey var."
"Neyse Bu konuları sonra konuşuruz.Önce dinlenmelisin.Hadi gel oturalım."yatağa oturduk.Ona sormam gereken çok şey var.Ben buraya neden geldim?-arkadaşlar burada aklıma gelen şeyle gülme krizine girdim O yüzden bölüm beni beklerken meyve verdi.Alın sizde yiyin.-Kafamda oluşan milyon soruyu hafızama kilitledikten sonra Agatha'ya döndüm.Agatha'da bana birşey soracakmış gibi bakıyordu.Öylede oldu zaten.
"Pekii?Senin adın Ne?"
"Serena.Serena MOON."
Eveeeet.Sonunda bitti. Bu bölüm biraz kısa oldu ilk bölüm olduğu için.Bir sonraki bölümler uzuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuun bölümler olucak söz.Ayrıca karakterler çok iyi abi yhaa.Neyse byy...
Sizi seviyom gençler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN KALEM
FantasyHayallerimiz gerçek olamayacak kadar güzeldir.Peki ya bu hayalleri gerçekleştirebilecek bir umut çıkarsa.Kimse kötü hayallerin gerçek olmasını istemez.Onun sahibi olabilmek için Altın kalpli olmak gerekir.Serena için bu hiçte kolay olmayacak.Korunma...