Bölüm 7

110 17 17
                                    

Ödevlerin içinde boğulurken yazıyorum flop bırakmayın

Olmamış da olabilir şimdiden kusura bakmayın çocuklar

Bu arada bu da mini bi fic unutmayın ben mini ficlerin kadınıyım

İyi okumalaaar

▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀
✨🧚🏻‍♀️🎀⛓️⭐💥



Bir süre önce arkadaşları ile yaptığı derin sohbetten sonra adımları onu senelerdir uğramadığı yere, Chanı ilk kez öptüğü o depoya getirmişti. Sanki seneler öncesine ışınlanmış gibi hiç değişmeyen depoyu inceledi bir süre. Ardından aklına yine aynı soru geldi.

Onu öpmeseydi Chan yine ortadan kaybolur muydu?

Başını sağa sola salladıktan sonra kenarda duran banka oturdu yavaşça. Ardından eli cebine gitti ve sigara paketini çıkardı. Yavaşça bir dal sigara alıp paketi geri yerine koydu.

Yaktığı zehirli dumanı içine çekip üflerken eşyalarla dolu odada bir kapı gıcırtısı yankılandı. Anlık refleksle başı kapıya doğru döndüğünde şaşırdı.

Bir öğretmen ya da ne bileyim bir öğrenci görmeyi bekliyordu hatta burada sigara içtiği için azarlanmayı bile bekliyordu ama onu görmeyi hiç beklemiyordu. Boğazına bir yumru oturduğunda sertçe yutkundu geçmesi için ama asıl yumru kalbindeydi ve yıllar geçse de geçmek bilmiyordu.

"Selam." Zarif sesini duyduğu an vücudundan geçen elektrik akımı ile önüne döndü. Aptal aptal hareketler yapmak istemiyordu ama elinde de değildi.

"Artık selamımı da mı almıyorsun?"

"Selam." Soğuk çıkan sesi diğerinin canını sıksa bile en azından selamını aldığı için gülümsedi. Buruk bir gülümsemeydi bu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra yanına doğru ilerledi. "Oturabilir miyim?" Yerinde başkası olsa sormadan pat diye otururdu ama changbinin ondan rahatsız olmasını istemiyordu.

Sadece kenara kayan kısa boylu adama bakıp göz devirdi. Tamam bir hata yapmıştı ama bile isteye yapmamıştı ki. Küçük bir çocuk ailesine nasıl karşı gelebilirdi? Taşınıyoruz dediklerinde karşı çıksa bile bir işe yaramamıştı.

"Neden buradasın?"

"Kafa dinlemeye gelmiştim ama sen geldiğinden beri bunu yapamıyorum." Chan kaşlarını çattı. Bütün her şeyi onun üstüne yıkıp böyle cephe alması onu çok üzüyordu, kalbi kırılmıştı. Bir şey söylemeden ayağa kalktığında changbin uzanıp bileğini sıkıca tuttu.

"Nereye?"

"Beni burada istemediğini söyledin?"

"Öyle bir şey söylemedim."

Dengesiz tavırları onu daha çok kızdırdığından bileğini tutup kendine doğru çekti ama changbinin sıkı tutuşundan kurtulamamıştı. "Seni istemediğim için değil, dikkatimi dağıttığın için kafa dinleyemediğimi söyledim. Buraya gelip eski anıları yâd eder sonra da normal hayatıma geri dönerdim ama şimdi seni düşündüğüm yerde seni görmek dikkatimi dağıttı." Yumuşak ve şefkatli ses tonuyla söyledikleri sarışın olanı sakinleştirirken bileğini bıraktı yavaşça. Beyaz tende oluşan parmak izlerini gördüğünde gözlerinde oluşan endişe pırıltıları ile chana döndü.

"Chan özür dilerim fark etmedim çok acıdı mı?"

Dikkatli bir şekilde bileğini incelerken Chan omuzlarını düşürdü. "Acıdı changbin."

Başını kaldırdı hızla ve bakmaya doyamadığı kahvelerin yavaş yavaş yaşla dolmaya başladığını gördü. "O- o kadar mı kötü? Özür dilerim izin ver bir bakay-"

"Bileğim değil."

"Hm?"

"Bileğim değil kalbim acıyor changbin. Kalbimi acıtıyorsun yoksa sikmişim tutuş izini." Changbin yavaşça ayağa kalktıktan sonra yanaklarından süzülen yaşları sildi ağır ağır. "Özür dilerim ağlama."

"Changbin, senden hiçbir şey istemiyorum sadece böyle düşmanca davranmak yerine beni dinle. Lütfen bir kez dinle sonra istemezsen çıkacağım hayatından söz veriyo-"

Tekrar mı gidecekti? Varlığına yeniden alıştırdıktan sonra bir kez daha yok mu olacaktı yani? İstemiyordu bunun olmasına bir kez daha izin vermeyecekti. Öfke pırıltıları kahvelerinden hızla geçip gitti. Korku, endişe, öfke bütün duygular bir bir damarlarında kol gezerken elini uzatıp chanın ensesinden tuttu.

Ona dolu gözlerle bakan güzelinin pembeliklerine sertçe dudaklarını kapattığında artık geri dönmek için çok geçti.

Öpmüyordu sadece öylece duruyor, dudağının üstündeki et parçalarını ve yanaklarına çarpan yaşları yüzünde ağırlıyordu.

Chan ince parmaklarını kısa olanın yüzüne götürdükten sonra alt dudağını dudaklarının arasına aldı yavaşça. Hem hasretinden tam anlamıyla geberdiği o dudaklara yeniden kavuştuğu için hem de içinde patlayan dejavu hissiyle daha çok ağlamaya başlamıştı sarışın olan.

Changbin de ona karşılık verdiğinde giderek ilerleyen ve masumluğunu kaybeden öpücük şehvetli bir öpüşmeye döndü. Chanın parmakları changbinin saç tutamlarının arasında gezerken, changbin elini ince beline sarıp duvara yaslamıştı sarışın olanı.

Geri dönmek için çok geç, pişmanlık duymak içinse fazla tutuklu bir öpücüktü bu. Dudakları ıslak bir sesle ayrıldığında alınları çarpıştı yavaşça ardından ise nefesleri birbirine karıştı.

Bir süre öyle kaldıktan sonra chan "Changbin." dedi. Changbin hızla sözünü kesti onun.

"Bir kez daha..." dedi ve soluklanıp devam etti. "Bir kez daha gitmene izin vermem. Beni tekrar bırakamazsın."

"Bırakmam sen de beni bırakma."

"Bırakmam asla bırakmam."

"Changbin uyan."

"Efendim güzelim ne?"

"Uyan diyorum."

Dı dıt dı dıt

Uzandığı yataktan kan ter içinde kalktığında ona merakla bakan arkadaşına döndü ve döner dönmez ağlamaya başladı çünkü az önce yaşadığını sandığı o kavuşma, aslında güzel bir rüyadan ibaretti.



▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀
✨🧚🏻‍♀️🎀⛓️⭐💥


Nolur bana sövmeyin

Yb için yorum istiyorum flop olunca yazasım gelmiyo valla napim

Öptüm öpüştükkk

Bölüm biter Beyz kaçar 🏃🏻‍♀️🤸🏻‍♀️

Cash love BinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin