Genç adam karanlığın derinliklerindeki mahzene vardığında kralın beklediğini görünce hemen saygın bir hal aldı. Dizini büküp eğildiğinde
"Sevgili kralım."
"Kızı getir demiştim!" Dusan hemen normal pozisyona geldiğinde kralın ateş püsküren gözlerine baktı.
"Getiremem! O günahsız bir insan!" Öfkeyle baktı yaşlı adam
"Ne dediğinin farkında mısın Dusan? O kız buraya gelecek, o kızı istiyorum!"
"Vermem! O kızı kimseye vermem! O normal sıradan bir insan neden istiyorsun onu?" Bu hikaye neden saçma bir hal aliyordu ne istiyorlardı ondan? Genç adam babasının attığı tokatla sendeledi.
"Aptal bir insanoğlu için babana karşı mi geliyorsun?"
"Lanet olsun!"
"Oğlum sen..." Devamını dinlemeden öfkeyle ayrıldı yaşlı adamın yanından hemen odasına girdiğinde aynayı açtı. Genç kızın uyuduğunu görünce tebessüm ederek aynadan geçip yanına gitmişti. Yatağın kenarına pelerini düzeltip yanına uzandi.
Genç kıza sıkıca sarılıp burnunu genç kızın boyun girintisine koyduğunda kokusunu içine çekti. Hazan bedenine sarılan el hissedince sol tarafa döndüğünde gözlerini açtı.
"İblis!"
"Ssst. Sadece seninle uyumak istiyorum." Başını genç adamın göğsüne koyduğunda sıkıca sarılarak gözlerini kapadı. Genç adamın parmakları genç kızın omzunda hareket ederken genç kızın saçından öptü. Gülümsedi genç kız. Başını yastığa koyan genç adam Hazan'ı kendinden çekip başını boyun girintisine koyduğunda dudaklarını boynuna bastırdı.
"Dusan!"
"Evet!"
"Dur!" Onu dinleyerek kanından az da olsa emmişti. Gözlerini kapatarak uykunun kollarına teslim etti genç adam kendini.
Hazan sabah uyandığında Dusan'ı göremeyince üzülmüştü. Yanındaki masanın üstünde kağıdı gördü. Kağıtta yazan yazıya baktığında
Hazan;
Öncelikle senden özür dilerim. Ruhum ruhuna teslim olmadan gitmeliyim eğer gitmezsem acı çeken sen olacaksın. Özür dilerim küçüğüm. Affetme beni ve şunu unutma ben bir iblisim. Seninle olan işim bitti, devamını getirirdim ama kıyamadım sana! Ben bir insana kıyamadım ve bu sadece sensin küçüğüm!
Her tehlikede hissettiğinde mutlaka yanında olacağım tabi istersen. İsteyeceğini biliyorum çünkü sen bensiz yapamazsın Hazan! Yada bir sıkıntı çektiğin anda sana bıraktığım kolyeyi tak onun gücünü o zaman anlayacaksın.
Şu iki üç gün çok huzurluydu. Sayende kullanmamam gereken kelimeleri kullanıyorum Hazan. Hazan... Ne soğuk ne sicaksın tıpkı sonbahar gibisin benim küçük asi kızım...
Hazan öfkeyle mektubu yırtıp yatağı dağıttı. Sinirden delirmek üzereydi. Duygularının farkındaydı ve resmen oynamıştı. Canın cehenneme iblis, canın cehenneme! Senden ölesiye nefret ediyorum! Ama benim adımda Hazan'sa bunun acısını soracağım senden! Barış Bey Hande Hanımla kızının odasına girdiğinde şaşkınlıkla etrafa baktı.
"Neler oluyor?" Hazan ağlayarak babasına sarıldı.
"Canım yanıyor baba!" Genç kızın sırtını sıvazlayarak sakinleştirmeye çalışıyordu. Hande Hanım kızının omzuna dokunduğunda
"Geçecek kızım."
"İnsanların bana söylediği yalanlardan, beni kandırmalarından yoruldum artık." Sesindeki ağlamak isteği nirvanaya ulaşmıştı. Dusan genç kızı izlediğinde kollarının diz kapaklarını dizinin üstüne koymuş bir şekilde ellerini yumruk yaparak izliyordu. Bacağının titremesi telaşlı ve stresli olduğu en ince ayrıntısına kadar hissettirirken gözlerini Hazan'dan alamıyordu. Yaşlı adam kızını güçlükle sakinleştidiğinde Hazan yatagina uzanıp yastığına sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHMERANİN KIZI
Fantastik"Soyun!" Demesiyle bağırdı Ateş en sonunda Sıkıca belinden tutarak "Ne demek bu bırak beni?" Korkuyla bakıyordu. "Neden beni istemiyorsun söylesene neden?" Hazan genç adamın omuzlarına vurarak "Bırak ne olur bırak beni olmaz!" "Neden lan neden be...