GİRİŞ

10 2 3
                                    

Aralık ayının başlangıcı çoğu insan için zor geçiyordu. Kış bu sene diğerlerine göre daha sertti ve bütün şehir adeta donmuş gibiydi. İnsanlar ya evlerine gidiyor ya da kaçacak yer arıyorlardı. Kimisi ise dükkanlara sığınıyordu.

Komiser Şafak bilgisayarının başında kahve içerken camdan yağan karı seyrediyordu. Son bir kaç haftadır neredeyse hiç uyumamıştı ve bu onu geriyordu. Ama onu en çok sinirlendiren şey haftalardır neredeyse bir iz bile yakalayamadığı hacker 'ın dışarıda bir yerlerde elini kolunu sallayarak geziyor olmasıydı. Karşısında bulunan televizyondan bir haber kanalı açtı. Bir kaç haftadır olduğu gibi yine o hacker 'dan bahsediliyordu. Zaten bunun gibi büyük bir suç işleyen biri, özellikle yakalanmayan, hala dışarıdayken ondan bahsetmek haber kanallarının önceliğiydi. Devletin güvenlik sistemini çökertmekle kalmamış, devletin gizli belgelerini çalıp kayıplara karışmıştı.

Derin düşüncelere dalmışken, odasının kapısı açıldı ve Baş Komiser Sedat içeriye girdi. Şafak 'ın derin düşüncelere daldığını görünce iç çekti ve karşısında bulunan deri koltuğa oturdu.

"Yine mi 'Shade' denen kişi hakkında düşünüyorsun? Kafayı onunla bozdun."

Şafak kahve bardağını sertçe masaya bıraktı ve yüzünü ovaladı. Uzun süredir doğru düzgün uyumadığı için yorgun ve gergindi. Baş Komiser onun bu halini gördüğü anda boynunu çıtlattı ve yaşlılıktan beyazlamış olan saçlarını karıştırdı.

"Bak Şafak, seni anlıyorum. Bu davayı hemen çözmek istiyorsun ama biraz ara vermelisin. Hem bu olayla ilgilenen sadece sen değilsin."

"Nasıl ara vermemi beklersiniz komiserim?" aniden atıldı ve kaşlarını çattı. "O 'Shade' denen mahlukatı yakalayana kadar durmayacağım! O şahıs devletin güvenlik sistemini çökertti, yetmedi gizli belgeleri çaldı. Bu büyük bir suç ve o hala dışarıda dolaşmaya devam ediyor!"

"Peki onu yakalamak sana mı kaldı? Devletin 1.deredeceden çalışanları varken bu iş sana mı düştü?"

"Ama Komiserim, o şahıs her hafta düzenli olarak merkeze dalga geçer gibi mesaj gönderiyor ve elektirik santrallerini devre dışı bırakıyor. Bu nasıl bir küstahlık? Ve neden sadece bizim merkeze gönderiyor?"

Baş Komiser iç çekti ve burun kemiğini sıktı. "Bak Şafak, bir suçludan asla neden beklememelisin. Neden bizim merkeze böyle mesajlar gönderiyor bilmiyorum, belki de sadece keyfi ve kahyası istiyordur."

"Bu çok saçma bir neden."

"İşte bu yüzden ara vermemi söylüyorum. O yüzden, " Ayağa kalkar ve üstünü düzeltir. "Sana bu işten uzak durman için başka bir görev veriyorum. "

Şafak kaşlarını kaldırdı. "Ne görevi bu?"

"Bildiğin gibi merkeze staj yapmak için bir kaç son sınıf öğrencisi gelicek. Onlardan birisi senin gözetiminde olacak ve ona rehberlik ediceksin."

Komiser Şafak kaşlarını çattı ve aynı şekilde ayağa kalktı. "Bir velet ile ilgilenemem. Bu görevi başka birine verin lütfen."

"İlgilenirsin."

"İlgilenmem."

"İlgilenirsin Şafak ve ilgileneceksin. Bu bir emir ve bu işi düzgünce yapacağını umuyorum. Bir kaç gün sonra stajyerler gelicek yani hazırlıklı ol."

KIZIL GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin