Bir ormanın içinde var gücümle koşuyordum. Arada omzum ağaçlara çarpıyordu ama ben hızla koşmaya devam ediyordum. Çok korkuyordum bir saniye duraksasam başıma bir şey gelecekti ama yine de belli etmemeye çalışıyordum.
Ayağım sert bir cisme takılınca yere kapaklandım. Acı hissetmiyordum. Şu anda korkudan başka hiçbir şey hissetmiyordum. Hemen arkamı döndüm ve bana doğru gelen Ferdiye baktım, en başından beri ondan kaçıyordum.
Yan taraftan gelen seslerle hemen kafamı o tarafa çevirip sese doğru baktım. Kenan ve yanında birkaç arkadaşı ile güle eğlene ağaçların arasından gidiyorlardı.
Onlara bağırmaya çalıştım ama sesim yeterli çıkmadı. Ferdi ise üzerime gelmeye devam ediyordu.
"Boşuna uğraşma Arda kendini yoruyorsun" dedi ve pis pis gülmeye başladı. Ben ise geri gitmeye çalışıyordum. Ferdi bana daha çok yakınlaştığında gözlerimi kapamıştım.
Kan ter içinde sıçrayarak uyandım. Nefes nefeseydim, yanaklarım ıslaktı, ağlamıştım belli ki. Ve ağlamaya devam ettim. Çok korkmuştum, çoğu zaman kabus görürdüm ama bu hepsinden çok daha korkunçtu.
Ellerimi saçlarıma atıp saçlarımı geriye doğru ittim. Ardından gözlerim kocaman açıldı. Ben hiç görmediğim bir yerdeyim. Burayı kesinlikle ilk defa görüyordum. Yattığım yatak kimindi peki? Fazlasıyla lüks olan bu ev kimindi?
Telefonumu aramaya başladım ama göremiyordum. Ardından odaya biri girdi. Odaya giren kişinin Ferdi olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
"Gene mi sen?" Sorduğum soruya cevap vermeden elini alnıma koydu. "Ateşin var. İyi misin?" Diye sordu meraklı gözlerle. Sonra elini çekti.
"Aynen çok iyiyim. Sen ve senin yüzünden gördüğüm kâbuslar sağolsun çok iyiyim."
"Kâbus mu? Benim yüzümden mi?"
Gözlerimi devirip etrafa bakmaya devam ettim, daha sonra tekrar gergin bir şekilde konuştum. "Neredeyim ben"
"Benim evimde, benim odamda"
"Senin odanda ne işim var" kaşlarımı çatarak sormuştum.
"Sen bayılınca ilk revire sonra evime getirdim."
Ayağa kalkıp konuştum "Tamam şimdi beni geri götür, götürmezsen kafamı alıp gidicem"
"Olmaz, önce bir duş al"
"Saçmalama asla burada duşa falan girmem ben"
"Sana soran olmadı zaten" dedi ve havluyu suratıma fırlattı.
"Oha öküz!" Dediğime güldü.
"Benim odamdakine gir o zaman"
"Hayır."
"Sen duşa girmezsen ben zorla girdiririm"
"Evime gideceğim ben, hem sanki evimde duş kabini yok"
Kapıyı kapattı ve dolaptan birkaç şampuan çıkardı. "Al bunları kullanırsın" dedi ve ellerime tutuşturdu.
"Yürü git duş yapmayacağım zaten"
Elini yakama attı, ilk başta çekiştireceğini sansam da çekiştirmek yerine tişörtümü çekip kafamdan çıkardı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Tişörtümü çıkardıktan sonra ise bir kenara fırlattı.
"Eşofmanını da kendin çıkarırsın heralde" dedi ve banyonun kapısını kapatıp çıktı.
Ben ise arkasından banyonun kapısını kilitledim. Kilit sesini duymuş olacak ki gülme sesini duymuştum. Sanki görecekmiş gibi gözlerimi devirdim. Ve onun evinde, onun banyosunda duş almıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
