Başlamadan önce şunu söylemeliyim ki Bu benim ilk kitabım değil ama daha önce hiç bir kitabımı yayımlamamıştım.
Şimdi hazırsanız başlıyoruz eğer isterseniz tarihi yazabilirsiniz.
•••
Suçlanıcak çok kişi vardı bu hayatta. Hatası olan bir çok insan, masum kimse yoktu elbet ama bu yaşadıkları hak mıydı? Yıkılmış bir şekilde karşısındaki adama bakıyordu Mahir, karşısındaki adamın gördüğü ifade ise iğrentiydi Mahirin ondan iğrendiğini düşündü ama bilmiyordu Mahirin bakışı buydu.Mahir içten içe yıkılmıştı çünkü karşındaki adama yıllarca baba demişti güvenmişti peki o ne yapmıştı "hah" diye bir ses çıkardı Mahir kıpkırmızı olmuş yüzünden damlayan tek bir damla yaş yavaşça yere düştü ve "Son duanı et baba, yoksa Selim mi demem gerekiyordu? UNUTMUŞUM SELİM BEY, UNUTMUŞUM ADINIZI NAMINIZI" dedi. Selim ise pis pis sırıtıyordu en son dayanamadı Mahir. Ve Selim'in bacağına bir el ateş etti. Selim acıdan bağırırken Mahir daha fazla dayanamadı ve "Alın şu adamı karşımdan götürün dövün sonrada tuzlu suya sokun, işiniz bitti mi bana haber verirsiniz" dedi. Adamlar kafa sallayıp "hemen abi" dedi ve Selim'i alıp bir odaya götürdüler. Mahir hızlıca üstünü değişti ve çıktı depodan, ağlamak üzereydi bütün çocukluğu bir yalandan ibaretmiş onca acıyı meğer boşuna çekmiş.
Arabasını sahilin kenarında durdurup kayalıkların oraya gitti ve denizi izlemeye başladı, sadece bakıyordu içten içe ağlamak istiyordu ama o bir mafyaydı kimsenin önünde ağlamak istemiyordu herkes onu acımasız olarak biliyordu şimdi ağlayıpta kimseyi sevindiremezdi.
Akıllı adamdı Mahir hayatı boyunca hep iyi bir mafya oldu hayatı mafyalık yüzünden maaf olsa da babası onu ilk defa taktir ettiği için girdi bu işe devam etti sadece babası onla gurur duysun diye kullanıyormuş. Bilirsiniz sevilmemiş çocuk en ufak bir umut kırıntısına tutunur sırf sevilmek için. Baba dediği adam annesinden sonra onla kalan tek kişiydi yıllarca babasının onu sevdiğini düşündü, meğer, meğer onu ...Daha fazla düşünmek istemediğinden dolayı ayağı kalktı Mahir ve yürümeye başladı eğer biraz daha oturursa düşünceler arasında boğulacaktı.
Elleri cebinde yere bakarak düşünceli bir şekilde kaldırımın kenarında yürürken ayağı kaydı tam dengesini düzelticekken birisi tuttu Mahiri. Kafasını kaldırdı ve onu tutan kişiye baktı. "İyi misiniz?" diye sordu kadın, Mahir kadının yüzüne bakakaldı ne kadar çok andırıyordu ölen annesini tek farkı bu kadın Mahirden küçük gözüküyordu.
Mahir kadına bakmaya devam ederken 'ne yapıyorum lan ben' diyip kendini toparladı, geri çekildi ve her zaman ki ciddi ifadesiyle "İyiyim" dedi. Kadın içinden 'öküz işte ne olcak' dedi 'erkek değil mi? Hepsi aynı' dedi. Bilmediği bir şey vardı ki Mahir diğer erkekler gibi her gün karı kızla ilgilenip, şerefsizlik yapıp, kadınlardan nefret eden tiplerden değildi aksine o annesinin öğrettiği gibi her zaman kadınlara iyi davranırdı sadece bu aralar yaşadığı şeyler çok ağırdı.
Mahirin bakışları ve kadının içten önyargılarını bozan şey bisiklet oldu. Arkadan gelen bisikleti son anda fark eden Mahir kadını bir anda kendine çekti ve ikiside kaldırımdan yere düştü. Ama üst üste değil, kadın hemen Mahirin yanına düştü, Mahir ise sırf kadının kafası yere çarpmasın diye elini kafasıyla yer arasına koydu. Hafiften inleyen Mahirin sesini duyan kadın hemen gözlerini açtı ve Mahirin elinin kafasının altında olduğunu görünce kalktı, hemen ardından da Mahir kalktı ayağa. "Özür dilerim" diyerek Mahirin elini tutup eline baktı kadın Mahir bir anda elini çekti ve "Mühimi yok, sararım geçer" dedi hemen ardındansa kısık sesle "Zaten bütün yaralarımızı sararak geçirmeye çalışmıyor muyuz?" dedi kadının duymuycağını sandı ama kadın duymuştu, yine de bir şey demeyerek "İsterseniz gelin şöyle elinizi sarayım" dedi. Mahirde başını sallayarak arabasından ilk yardım çantasını getirdi.
Kadın Mahirin eline merhem sürüp temizlerken "Adın ne?" diye sordu, Mahirde kadına dönüp "Mahir, senin?" dedi. Kadın kafasını kaldırıp yeşil gözleriyle Mahire baktı "Esra, Esra Gizem" dedi. Mahir "Gizem soyadın mı?" diyince Esrada başını sallayıp "Hıhı" dedi. Bundan sonra Esra Mahirin elini sarana kadar kimse konuşmadı en sonunda Esra "Bitti" diyince Mahir daldığını fark edip bir anda gözlerini kırpıştırıp sağa sola baktı ve boğazını temizledi ardından "Doktor musun?" diye sordu. Esra başını olumsuz anlamda sallayıp "Yok ama ailemde bir çok doktor var, bilirsin ailen doktorsa bu işlerde biraz titiz olabiliyor e haliyle bende birşeyler kaptım" dedi hafif gülerek. Mahirde yalandan tebessüm edip "Bilirim" dedi ama ardından yüzü çöktü ve başka bir yere döndü.
Onun hiç ailesi olmamıştı ki...
Kafasını Esraya çeviren Mahir "Her şey için teşekkür ederim" dedi, Esrada "Ne demek" diyerek çantasından bir kart çıkartıp Mahire uzattı ve "Bu benim kartım istediğiniz zaman gelebilirsiniz.. ee" "Mahir" "Heh Mahir bey" dedi ve uzaklaştı. Mahir bir elindeki karta birde giden kadına baktı sonra kartı sesli bir şekilde okuyup;
"Psikolog Esra Gizem" dedi ve hayranlıkla giden kadına bakmaya devam etti. Sonra ise her neyse diyerekten arabasına binip eve gitti. Evin etrafındaki korumalara arabanın anahtarlarını verip park etmesini söyledi ve odasına çıkıp bir duş aldı. Duşta yaşadıklarını düşünürken yine boğuluyormuş gibi hissetti sonra aklına Esra geldi rahatladığını hissetti ve bir anda kendine gelip karşıdaki aynadan gülümsediğini gördü "Ne oluyor bana böyle" diyerek başını sağa sola salldı ve oflayarak duş almaya devam etti. Duştan çıktıktan sonra odasındaki balkona çıkıp demirlere ellerini yasladı ve karşıdaki havuza bakmaya başladı, aslında bir şeye bakmıyordu, düşünüyordu ve anlaşılan bu gece ona uyku yoktu...•••
Evet, ilk bölüm nasıldı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahirin yeşili
RandomOkuduğunuz kitaplarda hep kadınların hayatı kötü oluyordu bir değişiklik yapıp erkek karakterin hayatını kötü yapalım dedim bakalım beğenecek misiniz?