İyi okumalar...
*****
Karanlık ve sıkışık bir alanın derinliklerinde, varlığının bilincine yeni yeni varan bir yaratık, varoluşunun ilk anlarını yaşıyordu. Zihninde belirsizlikler dans ederken, dış dünyadan koruyan yumuşak kabuğu artık dayanılmaz bir yük gibi hissediliyordu. İçindeki ilkel içgüdüler, onu çağırıyordu; çıkmalıydı, özgürlüğe kavuşmalıydı!
Gövdesini kıvrandırarak, kabuğundan çıkmaya başladı. Öncelikle, yumuşak kabuğunun içindeki sıcaklık onu sararken, çatlamanın sesi karanlıkta yankılandı. "Çat!" diye bir ses duyuldu; ardından kabuğun kenarları yerinden oynadı. İçindeki karanlık, dar alanı terk etme arzusuyla kaynaşırken, kabuğunun çatlaklarından soğuk, nemli hava yüzüne çarpıyordu. Gözleri açılmadan önce, kabuğundan bir çıkış arayışı içindeki gerginliği artırıyordu.
Sonunda kabuğundan bir parça daha koparıp, derin bir nefes alarak dışarı çıktı. Toprağın keskin kokusu ve soğuk dokusu içini ürpertirken, etrafında loş bir orman belirmişti; devasa ağaçlar ve sık çalılar arasında kaybolmuş gibiydi. Gözleri henüz tam olarak açılmamıştı ama etrafındaki hareketleri hissedebiliyordu. Bu karanlık ormanın derinliklerinde, avcı olmanın ilk adımlarını atıyordu.
Açlığı, kabuğunu yedikten sonra içindeki bir ateş gibi büyüyordu. Kabuğun lezzeti damağında yankılanırken, vücudu açlığın gerektirdiği avlanma arzusuyla titriyordu. Etrafına dikkatlice bakındı; bir şeyler aramak zorundaydı.
Bir süre sonra, karşısına küçük ama hızlı bir fare çıktı. O an içindeki avcı uyanmıştı; hızla yanına yaklaştı. Uzun çalılara gizlendi. Fare, etrafında bir şeyler aramakla meşguldü. İçindeki vahşi dürtü kabardı. Vücudu, sanki bir komut almış gibi harekete geçti. Bir hamleyle fareye atıldı.Ancak fare, ani saldırısını fark etti ve kaçış hamlesi yaptı. O da onu izleyerek, hızlıca başını yeni yere döndürdü. Dişleriyle onu yakaladı ama ilk başta fareyi tamamen yakalayamadı. Fare çırpınarak kaçmaya çalıştı; onu yakalamak için çabalarken, zehirli dişleriyle onu sıkıca kavradı. Hızlı bir refleksle, onu daha da sıkı sarmalamak için kaslarını kullanmaya başladı.
"Çirp, çirp, çirp!" sesi, avın çırpınışlarının yankısıydı; zehrinin etkisiyle fare yavaşladı ama hâlâ hayattaydı. İçindeki açlık ve avlanma içgüdüsü, dikkatini dağıtıyordu. Bir an için mücadeleye odaklanmak istese de, fare bir yandan da kurtulmak için mücadele ediyordu.Sonunda, fare bir an hareketsiz kaldığında, ağzını açarak onu yuttu. Avını bitirdikten sonra zihninde yankılanan soğuk bir sesle irkildi.
'Sistem etkinleştirildi.'
Birden etrafına bakındı. Ses... Kendi içinden mi gelmişti? Korkuyla çevresine bakındı, bir düşman mıydı? Ama dikkatle dinlediğinde, başka bir varlık olmadığını anladı. O ses, içindeki derinliklerden yankılanıyordu.
'İlk avını avladığın için sizi tebrik ederiz.'
Beyininde garip bir ağırlık hissetti; sanki yeni bir bilinç şekilleniyordu ama düşünceleri hâlâ bulanıktı. Ne demekti bu ses? Neden onunla konuşuyordu? İçgüdüsel bir şekilde, ne olduğunu anlamaya çalıştı. Zihninde daha fazla bilgi akmaya başladı:
***************
[Evrim Sistemi]Seviye: 1 Tür: Yavru Yılanİsim: ??? Can: 20/20Mana: 20/20 Ruh Gücü (RG): 30/30Deneyim Yüzdesi (DY): %10 Güç: 7 (+2 sistemin hediyesi)Çeviklik: 10 (+2 sistemin hediyesi) Dayanıklılık: 8 (+2 sistemin hediyesi)Savunma: 6 (+2 sistemin hediyesi) Zeka: 6 (+2 sistemin hediyesi)Yetenekler: Panel Görüşü, Oburluk, Zehirli Isırık, Zehir Direnci[Kritik Yetenekler]Bilgi: Hiçbir gücü olmayan yeni doğanMevcut durum: Yeni doğanMevcut yatkınlık: Oburluk (???), Zehir (1)Bir Sonraki Evrim: Basit Yılan
**********************
Gözleri açıldığında bu bilginin nasıl geldiğini anlayamadı. Zihni oldukça basit bir yapıdaydı ama bir şeylerin değiştiğini, bu sistemin ona bir güç verdiğini hissedebiliyordu.
Korkusunu bastırıp, kafasındaki sese seslenmeye cesaret etti: 'K-Kimsin?'
Bir süre sessizlik oldu. Sonra sistemin sesi tekrar yankılandı:'Ben, Evrim Sistemiyim. Bu dünya, hayatta kalmak için savaşman gereken bir yer. En güçlü olan sen olmalısın; çünkü vahşet ve evrim arayışındaki bir canlısın. Evrim, avlanarak ve güçlenerek ilerleyecektir.'
Şaşkına döndü. Ne anlama geliyordu bu? 'Neden... beni seçtin?'
Sistem aynı soğuklukla yanıtladı: 'Hayatın doğasında, sadece en güçlü olanlar hayatta kalır. Senin potansiyelin var ama bu potansiyel, avlanıp evrimleştikçe açığa çıkacak. Kendi kaderini çizmek senin elinde.'
Kabuğundan çıkıp fareyi avlamış olması ve ardından gelen bu gizemli ses kafasını karıştırmıştı ama içgüdüleri, hayatta kalması için bu sisteme ihtiyaç duyduğunu söylüyordu. Sesin vaat ettiği güç, içindeki avcıyı tetiklemişti. Zihnine yerleşen yeni bilgiler, onun için bir dönüm noktasıydı. Korkusu yavaş yavaş azalırken, aklında beliren panel dikkatini yeniden çekti; fareyi avladığı için ödüllendirildiğini fark etti.
'Sistem özelliklerime tekrar bakabilir miyim?'
**********
[Evrim Sistemi]Seviye: 1 Tür: Yavru Yılanİsim: ??? Can: 20/20Mana: 20/20 Ruh Gücü (RG): 30/30Deneyim Yüzdesi (DY): %10 Güç: 7 (+2 sistemin hediyesi)Çeviklik: 10 (+2 sistemin hediyesi) Dayanıklılık: 8 (+2 sistemin hediyesi)Savunma: 6 (+2 sistemin hediyesi) Zeka: 6 (+2 sistemin hediyesi)Yetenekler: Panel Görüşü, Oburluk, Zehirli Isırık, Zehir Direnci
[Kritik Yetenekler]Bilgi: Hiçbir gücü olmayan yeni doğanMevcut durum: Yeni doğanMevcut yatkınlık: Oburluk (???), Zehir (1)Bir Sonraki Evrim: Basit Yılan
YOU ARE READING
Efsanevi Metamorfoz
FantasyGelişmeye çalışan canavarın hikayesi. Duyguları yok sadece güçlenme hırsı olan bir canavar. Bu fantastik dünyada bir avcı mı olacak ya da diğer ırklar tarafından avlanan bir av mı olacak hep beraber okuyup bu hikayenin tadını çıkaralım.