ŞAFAK SAATİ

GİRİŞ

Yaz mevsimi olmasına rağmen , dışarı da yağan yağmur oldukça garipti . Her türlü insana rastlamak mümkün . Yağmurdan kaçan mı ararsın yoksa yağmurun tadını çıkarmak için elinde şemsiye olmasına rağmen kullanmayan mı ?
Cama çarpan yağmur damlalarının izlediği yol tuhaf ta olsa yüzümde bir tebessüm oluşmasına nedendi . Gözlerimi hafifçe yumdum ve yağmur damlalarının çıkardığı sesi dinlemeye başladım .
Düşünüyorum da çok asosyal biriyim arkadaşlarım ve okulum dışında bir hayatım yok . Şuana kadar bir erkek arkadaşım bile olmadı . Bütün yaz boyunca elimde bir kitap okumakla geçiriyorum oysa dışarı da da bir hayat var . Yaz mevsiminde yapılacak şeylerden biri yüzmek . Antalya gibi bi yerde yaşıyorum ve evde tatil yapıyorum olacak şey değil .

Yarın olduğunda bu sefer denize inmeye kararlıydım . Telefonumu çıkarıp burcuyu aramaya karar verdim

"Alo"
"Efendim Karayel"
"Denize inmek istiyorum Burcu ne dersin ? "
Sustu , cevap vermek yerine 'Imm' tarzında mırıltılar çıkarıp düşünüyormuş gibi yapıyordu . Ne zaman hemen evet dedi ki zaten .
" Tamam canım geliyorum ne zaman çıkarız"
" Yarım saate hazırım , sahilde Görüşürüz " diyip telefonu kapattım . Bikinilerimi yazlık elbisemin altına geçirip hazırladığım çantayı elime aldım . Aşağı inip anneme de Güle güle öpücüğü yolladıktan sonra dışarı çıktım . Bugün Dünün aksine çok sıcaktı , o nemli hava gitmiş yerini Parıl Parıl parlayan güneş e bırakmıştı .

Sahile geldiğimde gözlerimle etrafı taradim , Burcu nun gelmediğini anlayınca kendimize göre bir yer bulup havlumu yere serdim .
Geçen on beş dakikanın sonunda Burcu hanim teşrif edebilmisti , karşıdan boya kovasinin içine düşmüş gibi duruyordu . Kızım sen zaten denize girmeyecek misin ne bu makyaj .
" Hosgeldin canım "
" Ay Hosbuldum Karayel beni bu sıcakta denize indirdin ya helal olsun valla " diyerek bulunduğu yere oturdu .
" Tamam Burcucum ben bir dahakine kışın haber veririm sana . Böyle Kar tanelerini sayariz denizde ne dersin?"
" Fazla dalga geçme de , al şu güneş kremini sür vücuduma " dedi ve elindeki güneş kremini bana uzattı . Güneş kreminden biraz alıp burcunun sırtına sürmeye başladım . Bu kızın peşinde neden bu kadar çok erkek takildigini anladım . Pürüzsüz bir vücut , okyanus yeşili gözler , mankenlere taş çıkartacak fizik , her erkeğin yanına yakışacak Selvi boy . Bende ne vardı ki ?
Küçük bir boy , mavi gözlerim kumral gür saçlarım , bir de beyaz dişlerim vardı .

Güneşlenmeye devam ederken vücudumun yandığını hissedebiliyordum . Beyaz tenli olduğum için bronzlaşmıyordum direk kızarıyordum .
"Kızım yeter artık kalk domates gibi oldun " diyen burcu sayesinde düşüncelerimden sıyrıldım .
" Tamam arkamı döneyim biraz da sonra denize gireriz" diyerek burcuyu susturmayi başardım .
Sırtımi dönmüş guneslenirken üstüme damlayan su damlalarıyla irkildim . Birde yanık vücuduma Kum taneleri carpiyordu . Gözlerimi hafif araladim . Ve bir grup erkek öküzün karşımda durduğunu gördüm . Iclerinden biri bana bakıp pişmiş kelle gibi siritiyordu tabi ben boş durur muyum hiç ?
" Bunu hanginiz yaptıysa hemen bir açıklama bekliyorum ! " diye cemkirdim . Siritmaya devam eden bir adet öküz konuşmaya başladı .
" Ben yaptım da bi sorun mu oldu "
" evet bir sorun oldu . Bir daha yaparsan seni öldürürurum " dedim işaret parmağımi Aşağı yukarı sallayarak . Bilmiş öküz konuşmaya başladı .
" Seni bu sıfatla ciddiye alabilecegimi sanmıyorum . " dedi . Bunu söylerken canımı acitmisti güzel olmadığımı biliyordum ama birisi tarafından dile getirilince üzüldüm cidden , hiç bir şey diyemeden arkasını dönüp yürümeye başladı . Sonra bi anda bana dönüp
" Ha bu arada , yüzünün dometesten farkı yok . Bir dahakine bronzlaştirici surmeni tercih ederim . Çünkü insanların göz yapısı bozuluyor " Dedi .
Sinirden kopurmus bir şey söylemek için agzimi acacakken arkasını döndü ve sahilden uzaklaştı