Aylin, Gürcüstan'dan Türkiye’ye yeni bir başlangıç yapma hayalleriyle dolu olarak geldi. Hemşirelik eğitimine devam ederken, psikoloji okumak için askeri hastanelerde çalışmaya karar vermişti. Türkiye’de sağlık sisteminin ve askeri disiplinin birleşiminden yararlanarak, iki alanda da kendini geliştirmek istiyordu. Askeriyeye katılma kararı, onun için heyecan verici bir adım oldu; yeni bir kültür, yeni insanlar ve yeni bir hayat onu bekliyordu.
Aylin, askeriyeye katılmak için gerekli belgeleri tamamladıktan sonra, seçme aşamasına katıldı. Burada fiziksel ve zihinsel dayanıklılığını test eden çeşitli sınavlardan geçti. Her bir testi başarıyla tamamladıktan sonra, Aylin sonunda askeriyeye hemşire olarak kabul edildi. Askeri eğitim alırken, hemşirelik becerilerini geliştiriyor, aynı zamanda psikoloji dersleri için zaman bulmaya çalışıyordu. Duygusal dayanıklılığı ve sabrı sayesinde zorlu eğitim süreçlerini de başarıyla geçerek, kendine güven kazandı.
Umut’un Görevdeki Zamanı
Bu sırada Yüzbaşı Umut Karakurt, özel bir görevdeydi. Timini, çeşitli operasyonlara katılmak üzere hazırlıyordu. Hem liderlik becerilerini sergilemek hem de askerlerini korumak adına yoğun bir çaba içindeydi. Umut, askeri disiplini ve stratejik düşünme yeteneği ile tanınırken, aynı zamanda psikolojik savaşın da önemine inanıyordu. Bu nedenle, timdeki her bir askerin ruh halini yakından takip ediyordu.
Bir gün, tehlikeli bir görev için sınır bölgesine gitmek üzere yola çıktı. Görev sırasında, hem çevreyi analiz etmeli hem de düşman hareketlerini dikkatle gözlemlemeliydi. Zorlu şartlar altında, timini en iyi şekilde yönlendirmeye çalışırken, karşılarına çıkan zorluklarla başa çıkmanın yollarını arıyordu. Görev bitiminde Umut, başarıyla dönmeyi başardı ve geri döndüklerinde bir kutlama yapılacaktı.
Güneşli bir günde, Aylin revire giderken elinde sıcak bir kahve tutuyordu. O anda, gözleri aşağıda olan birine çarptı; bu kişi, bir anlığına dikkatini dağıttı. Hızla ilerlerken, Aylin hiç beklemediği bir anda kahvesini üzerine dökerek yere düştü. "Ah, çok özür dilerim!" diye mırıldandı, kafasını kaldırınca gözleri Umut'un gözleriyle buluştu. O an, gözlerinde karanlık bir ciddiyet vardı.
Aylin: "Ahh! Kahve döküldü… Üstünüz yandı mı? Çok özür dilerim! Gerçekten fark etmedim..."
Umut: "Yok, yok... Kahveyi seviyorum, sıcak içmeyi de... Ama bu biraz fazla sıcak oldu sanki."
Aylin: "Hemen krem getireyim!"
Umut: "Yani, ilk buluşmamız böyle mi olacaktı? Bana kahve ikram edeceksin sanıyordum ama direkt üstüme dökmeyi tercih ettin."
Aylin: "Buluşma mı? Yok canım, bu sadece... bir kaza."
Umut: "Tamam, kabul ediyorum. Ama bir dahaki sefere kahveni bardağımla alırım. Üstümle değil."
Aylin: "Bir daha olursa... söz, dikkat ederim."
Umut: "Olmazsa üzülürüm..."
Aylin, hemen yanık kremi almak için revire koşarak içeri girdi. Umut, Aylin’in hem nazik hem de yetenekli bir hemşire olduğunu düşünerek, içten içe onu tanımak için sabırsızlanıyordu. Aylin, yanık kremini alarak Umut’un yanına döndü. "Sizi hastaneye götüreyim," dedi. Umut, Aylin’in nazik yaklaşımını takdir ederek, "Hayır, böyle bir şeye gerek yok. Sadece biraz suyla yıkamam yeterli olacak," dedi. Ama Aylin, Umut’un ısrarına rağmen yanık kremi sürmekte kararlıydı.
Bu ilk tanışma, ikisi arasında bir bağ oluşmasına sebep oldu. Umut, Aylin’in samimi ve içten tavırlarından etkilenmişti. Aylin’in gözlerindeki derinliği fark etmişti ve onu daha yakından tanıma isteği giderek artıyordu. Aylin’in Umut’a olan ilgisi ise henüz ortaya çıkmamıştı; onun için Yüzbaşı, sadece görevine odaklanmış bir askerdir. Ancak Aylin, Umut’un geçmişine dair daha fazlasını öğrenmek istiyordu.
Merhaba arkadaşlar yeni kurgumu beğendinizmi? Umarım sevmişsinizdir. Lütfen yıldıza basarmısınız? Sizleri seviyorum hoşça kalın💗🫶🏻🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Yarası
Action--- "Askerin Yarası" Aylin, genç ve idealist bir hemşire olarak Gürcistan'dan Türkiye'ye gelir ve kendini beklenmedik bir aşkın ve tehlikeli görevlerin tam ortasında bulur. Umut, sert ve disiplinli bir yüzbaşıdır; kalbi duygulara kapalı gibi görünse...
