my dear darling

1 0 0
                                    

mikasa evinde yine kanepede oturmuş televizyon izliyordu, battaniyeyi sarmış kendini ısıtıyordu gözlerinin içi kıpkırmızıydı 

kalbi fena halde çarpıyordu, ağrıyordu, nefes almakta bile zorluk çekiyordu 

eren kapıyı çaldı

mikasa ayağa kalkıp' kapıyı açtı 

—hoş geldin eren geç

İkisi de salona doğru geldiler eren mikasanın yanına oturdu 

—mikasa? rengin kaçmış bir şey yemedin mi sen? 

—bir şey yiyemiyorum, o kadar kötüyüm 

—bir şeyler yemen lazım mikasa 

—hiçbir şey istemiyorum eren 

eren ayağa kalkıp, mutfağa gitti dolaba bakıp bir şeyler var mı diye bakmaya başladı, ama baktı ki doğru düzgün bir şey bile yoktu sadece bir soğuk su, bir bira ve bir tane de sebze vardı o kadar 

—allahtan elimde çorbayla gelmişim buzdolabında hiçbir şey yok 

mikasa umursamaz tavırla;

—umurumda değil 

—biraz çorba iç lütfen 

—istemez

—lütfen.

mikasa zorla da olsa kabul eder, eren tekrardan mutfağa gidip tabak çıkarır 

—çorba geldi kendim mi yiyeceksin yoksa ben mi yedireyim?

—eren o kadar hasta mı zannettin beni?

—ne bileyim ben belki yemek istemiyorsundur dedim 

—kendim yemek isterim de elim çok acıyor ve titriyor aynı zamanda 

eren bir kaşık çorbayla mikasaya yediriyordu mikasa da yemek istemese de yine de erenin ellerinden yiyordu 

—benim tek merak ettiğim şey var birincisi, sen tıp öğrencisin nasıl hasta olmayı başardın? ikincisi, ulan sen ne yedin de böyle hale geldin? 

—iki ihtimal var herhalde ya üşüttüm, buzlu suları içtim bütün buzdolabındakileri, veya o gün yaşadığımız şeyden dolayı.

—yaşadığımız şeyden dolayı derken?

—anlarsın ya hani?..

—ulan ne yaptım ben? sadece öptüm siktim bu kadar 

—oda doğru..

eren mikasaya doğru gülümseyerek;

—bir dakika sen demedin beni görünce her yerin titriyor diye? yoksa.. bunun yüzünden mi? 

—şakasına dedim ya, ya da oda bir ihtimal olabilir de, yani sanmıyorum.. ah! kalbim. 

—iyi misin? mikasa 

eren mikasanın kalbini tutar erenin elleri sıcacıktı mikasanın titremeleri biter 

—eren.. ellerin.. sıcacık çekme elini.

eren mikasanın gözünün içine doğru bakıyordu mikasanın o göz içlerinde küçük parlaklık vardı eren mikasanın eline dokundu eli soğuktu, eren mikasanın elini tuttuğunda mikasa elini çekmeye çalışıyordu ama eren izin vermiyordu.

—eren elimi bırakır mısın..

—elimi tut mikasa. 

—ah..! eren.. çok sıcak..

—sakin ol mikasa hem sarıl hem elimi tut gel 

Mikasa sıkıca erene sarılır mikasa erenin koynunda uyuyakalır, eren mikasanın başını hem öper hem sever.

 —seni seviyorum mikasa.


my angel | eremikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin