abi cok soguk LAAAN.
donuyorum aq 5 kat yorgan var uzerimde kendimi cok yasli hissediyorum of
yarinda yine okul var️☹️. 11 bolum olmusuz bu arada
ya saka maka ben fici okuyanlari da cok seviyorum ama yorum yapanlara nedensizce ayri sempati besledim?? ozellikle eylullkanziii kisisine😭 simdi drama yapmak istemiyorum ama 11 bolumdur hep OKUYUP BIR SURU YORUM YAPIYORSUN KANKA.. COK TESEKKUR EDERIM😭🎀⭐💗🧚🏻♀️☝🏻😋🗣️
NEYSEtm yeter bu kadar utangac kiz tavirlari artik fice geciyorum optum totostan.⊹ ‧₊˚ ౨ৎ
got verenler dernegi
semih
arkadaslar biz simdi bariskoyla cikiyoruz sizde cikin orda 50003 saat sizi bekleyemeyiz hadi bbbertuğ
ciktim simdi ben de knkmustafa
geleyom ben dearda
biz de kenanla ciktik biniyoz ferrariye
neyse saka maka gelioruz bb
bu mesaja 👏🏻 ifadesini bıraktınız.⊹ ‧₊˚ ౨ৎ
sonunda alper ile beraber yola çıktığımızda en son beraber bu arabaya bindiğimizdeki halimiz aklıma gelmişti ve sebepsiz – baya sebepliydi aslında — duygulanmıştım, aşk nereden nereye?
alper'de şoför koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırmıştı. yolculuğumuz sessiz ve sakin geçmişti, zaten her ne kadar flört olmuş olsak bile hala barış alper'in yanında hareketlerime dikkat ediyor, tereddüt ediyordum her bir hareketimden. yani aynı şeyi onunda yaptığını düşünüyordum. çünkü en ince ayrıntısına kadar her şeyi düşündüğünü çok belli ediyordu. ama bu halleri gerçekten oldukça hoşuma gitmişti. hanımcı barış alper.
yolumuz fazla uzun değildi, zaten gideceğimiz yerde yeşillik bir yerdi. piknik için en yakın çevrede orası olduğu için orayı seçmiştik.
konuma vardığımızda, alper önce kendi kapısını açıp indikten sonra benim kapımı açmıştı. aslına bakarsanız bunu yapacağını tahmin ediyordum ve bunun içinde inmemiştim koltuktan. ufak jestleri gerçekten çok hoştu.
"teşekkür ederim beyefendi." yüzündeki serseri sırıtışla, "rica ederim ben de beyefendi." dediğinde ben de gülümsemiştim.
gerçekten kelebek hissiydi bu. çok farklı hissettirmişti, her şeyden özel ve güzel hissettiren bi duyguydu demek ki aşk. doğru kişiyi bulunca mükemmel hissettiriyordu. ben de doğru kişiyi bulduğuma inanıyordum. barış'ta buna inanmam için her geçen gün bir öncekinden daha da iyi birisine dönüşüyordu. işime de geliyordu, elde edilmesi kolay biri olduğumu düşünmesi hoşuma gitmezdi.
kimin hoşuna giderdi ki zaten?
yine overthinklemeye başladığımı farkedince kendimi durdurdum.
"ya bu gerizekalılar çıkıyoruz diyordular, hani nerdeler?" diyerek barış'a soruyu yönelttiğimde grubu sesli aramak için cebinden telefonunu çıkarmıştı ve gözümün önünde hiç çekinmeden şifresini girmişti.
sanırım, ölecektim.
çünkü şifresi, 150805'ti.