ep21: Mesajlar

86 15 33
                                    

Han Jisung'un Anlatımı

Kapıyı çalmadan önce öylece kaldım. Heyecandan elim ayağım titriyordu resmen! En sonunda zile bastım. Bir adım geri çekilip kıyafetimi çekiştirerek düzelttim. Duruşumu da dikleştirdim.

Kapı açıldı!

Peki, kapının açılması normal bir olay herkes bilir bunu ama... kapı açıldı!!
Bende fena heyecanlıyım tabii. Görmeyi beklediğim şey de Minho'nun evinin kapısını açan üstü çıplak bir Hyunjin falan değil. Ama hayat işte! Ne tuhaftır ki en beklemediğiniz şeyler en beklemediğiniz anlarda gerçekleştirdi. Örneğin Minho'nun evinşn kapısını size üstü çıplak bir Hyunjin açardı...

Hyunjin de en az benim kadar hayretle baktı bana "Han?" dedi aynı hayret dolu ifadesiyle.
"Hyunjin?!"
"Sen... Sen neden burdasın?"
"Asıl sen neden burdasın?" diyerek bu soruyu ona yönelttim.
"Şey, ben burda yaşıyorum." dedi.
Geri çekildim, kapı numarasına baktım. Doğru dairedeydim. Emindim.

"Burda Minho yaşıyor." dedim.
"Evet." dedi. "O da burda yaşıyor."
"Ha?"
"İçeri gel." dedi ve kapıyı sonuna kadar açıp bana yol verdi.

Bir süre öylece dikildim ve bilgileri sindirmeye çalıştım.

Minho ve Hyunjin ne alakaydı amına koyayım?!!

İçeri geçtim. Her yerde eşya vardı, ev epey kalabalık ve dağanıktı.

Hyunjin üstüne bir hırka giyerken benim gözlerim Minho'yu aradı.

"Evde değil." dediğinde afalladım.
"Ne?"
"Bayağı."
"Onunla buluşma ayarladığım tek günde de... haa anladım, markette falan gitti değil mi? Peki sorun değil, beklerim."
"Hayır." dedi. "Bildiğin dışarı çıktı. Sanırım bara gitti, bilmiyorum." dedi ve ayağımdaki ördekli terliklerle yalap şap yürüyerek mutfağa gitti.

Bir bardak su alıp dönene kadar kılımı dahi kıpırdatmadım.

"Bana senin ona hiç yazmadığını söyledi." dedi birden.
"Ne? Neden?" dedim.
"Bilmiyorum, boşu boşuna bana bağırmış, göt herife bak." diye homurdandı.
"Göt mü? Bağırma mı?"
"Sen yazmayınca biraz gerildi bana patladı da." dedi ve kanepeye yayıla yayıla oturdu. "Otursana sen de." dedi. Gittim oturdum bende.

"Ona yazdım ben." dedim ve telefonumu çıkarıp baktım. Mesajı görmemişti. Ailem beni rahat bırakmadığından pek zaman bulamamış arayamamıştım onu. Mesajımı gördü mi diye de bakacak zamanım olmamıştı.

"Görmedi mi acaba?" diye mırıldandı.
"Görmedi sanırım." derken hala onun neden burda yaşıyor olduğunu çözmeye çalışıyordum.

"Bi' arasana." dedi bana. Onu bir süzdüm. Minho ve o çıkıyor muydu yoksa? Olamazdı değil mi? Olmazdı.

"Arayayım." diye mırıldandım. Hızlıca numarasını aradım. Telefonu çalmaya başladığında gergindim.

Çaldı, çaldı, çaldı.

Açmadı. "Hay sıçayım. Açmıyor."
"Bir şey soralir miyim?" diye sordu.
"Sor."
"Amerika'dayken bile onu hala seviyordun değil mi?" dedi ve mal gibi sırıttı.
"He?" dedim.

Bizim olayımızı biliyor muydu yani?

"Yani 100 kilometre olayını falan siktir et, onu cidden seviyorsun değil mi?" dedi.
"Minho'yla sevgili misiniz?" diye sordum bende.
Güldü. "Hayır, benim kocam var." dedi. Duraksadı. "Daha doğrusu sevdiğim, sevdiğim var." diye tamamladı sözünü.

Gerginliğimin yüzde ellisi aniden puf olup gitti.

"He, anladım." dedim sırıtışıma engel olmaya çalışıp da.

We Are One | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin