!SONDA DUYURU VAR OKUYUN!
Kafamın en dolu olduğu anda bile sadece
ona odaklanabiliyordum. Sakinleştiriyordu sanki beni, nefes oluyordu bana kendime getiriyordu. Siyah gözlerinde yıldızları görüyordum. İstemeden çekiliyordum ona, bir gün konuşmasak düşünmekten kafayı yiyor ama mesaj attığı anda kafamın içinde çığlık atan sesler susuyordu.Aşık mı oldum bilmiyorum. Ama sanırım çok bağlandım ve bunun geri dönüşü olmayacak. Olmasın, istemiyorum geriye dönmek. Olur olmadık anlarda bile dalıyorum boşluğa, aklıma düşüyor gözleri. En dipte olduğum anda merhametle bakan gözleri yer ediniyor zihnimde, sanki hep ordalarmış hiç gitmemişler gibi. İspanya'ya geldiğim günden beri ilk defa evimde hissettim.
Ne zaman Bellingham ondan bahsedip nasıl gittiğini sorsa kaldım öyle yerimde. Nasıl anlatacağımı bilmediğim bir duygu ile karşı karşıya kaldım hep. Öylece kaldım. Bell, sırıtıp biraz uğraştıktan sonra konuyu kapatırdı. En çok o anlıyordu beni. Ne zaman Haaland'ı sorsam sustuğu gibi susuyordum çünkü.
O anlıyordu beni. Duygularını anlatabilen bir insan değilim, hiç olmadım. Ne zaman ki sustum, sanki binlerce güzel söz söylemişim gibi gülümsedi bana. O güldü, gözleri güldü ve ben, ben her seferinde daha fazla hayran oldum.
Özlüyordum. Kabuslar göstericek kadar hemde. Dedim ya gözümü kapatsam aklıma geliyor, ben ne yapayım. Annemle konuşuyorum sürekli, diyorum biri var ben ne yapacağımı bilmiyorum. Dinliyor beni istediğim kadar zorlanayım anlatmakta. Biri var biliyor, aklımı başımdan alan biri. Kim olduğunu bilmiyor sadece. Sormadı hiç, anladı sanırım.
°°°°°
Aşığım. Köpek gibi, kışın ortasında sokakta kalmış gibi.
Gözlerinde saklanmış ormanda kayboldum ben. Tüm diyarların sahibi o, bense yolunu kaybetmiş bir gezgin. Kalbim mantığıma zincir vurdu sanırım. O kadar aptallaştım ki, futbola yansıtsaydım kovulurdum heralde. Gene de ona giderdim ya, o da ayrı bir mevzu.
İnsan hiç dokunmadığı bir bedeni özler mi? Ben çok özledim. İnsan sahip olmadığı bir kalbi isteyebilir mi? Öldürsün beni, kalbine gömsün.
Deliriyorum sanırım. Onu istiyorum. En başında o mesajı atmasaydım ne olucaktı acaba. En başından olduğu gibi nefret mi edicekti benden? Düşüncesi bile korkunç. Anlamıyorum beni hangisi daha fazla korkutur. Ona bir şey olması mı yoksa benden nefret etmesi mi? Sevdiğini bileyim yeter ama nefret etmesin benden. Yeşillerinde gördüğüm şey sevgi olsun. Ne ben göreyim nefreti ne de bir başkası. Kaybolsun negatifliği. Çok boğuluyor görüyorum, nefes alsın istiyorum ama destek olmaya çalışmaktan başka bir şey gelmiyor elimden.
Onu o halde gördükten sonra o kadar endişeleniyorum ki. Ya kendine bir şey yaparsa. Bir şekilde engel olamazsam. Kırılan bardaklar bileklerini keserse ne olacak? Düşünmeyeceğim. Düşündükçe daha beter bir bataklığa batıyorum ve gittikçe çıkmak daha zor bir hâl alıyor.
Çok konuşkan değil. Başta çekiniyor sanıyordum ama hayır, duygularını anlatmayı bilmiyor galiba. Anlıyorum ne demek istediğini. Ağlamak istiyorum, mükemmelsin diye bağırmak istiyorum ama 'ya giderse benden?' düşüncesi izin vermiyor. Çok laf ettim Bellingham'a ama o kadar zor ki.
Ne yapacağım bilmiyorum. Kalbimde gülüşü, aklımda söylediği bir kaç güzel kelime. Elindekilerden başka çaresi olmayan bir insan gibi tutunduğum gözleri. Tek çarem o, ondan başka yolum yok benim
××××××××××
460 kelime valla bu bölümü bayaaaa bir önceden yazdığım için bu kadar kısa o yüzden sorry sonraki bölüm 1000 kelimeden fazla ve diğerleride öyle olucak
Duygulardan bahsettim biraz
Veee asıl önemli duyurumuz da artık bölümlere vote sınırı koyucam ve o sınır geçilmeden bölüm atmayacağım çünkü oy dilenmekten çok sıkıldım ve okuyucular ve vote sayısı arasında bariz bir fark var
O yüzden bu bölümün vote sayısı şimdilik 30 daha önce 25 olduğu için 30 da olur bence arkadaslar lütfen🥹🥹
Hadi heoini seviyorum iyi okumalarr