1

41 10 24
                                    

Medya: Ilgın

Ellerimi sarı kısa saçlarımın arasından geçirirken iç çektim. Kalçamı yasladığım komodin sallanıp duruyordu.
Burçin iç çekmem ile sırıtırken bordo rujunu dudaklarına yayarak boy aynasında ki yansımasına küçük bir öpücük atarak etrafında bir kere döndü.

Gri payetli kısa elbisesi ile odada disko topu gibi parlarken kendinden oldukça emin görünüyordu.
Bu haline gülmeden duramıyor oluşum kaşlarını çattıp bana dönmesine sebep oldu.
Sarı saçlarını tepesinde toplamış ve renkli gözlerine yakışan bir makyaj yapmıştı.

"Ilgıncım orada durup öküzün trene baktığı gibi bakmak yerine nasıl olduğumu söylemeye ne dersin?"

Burçin'in tiz sesi ile gözlerimi alayla kısıp gülümsedim.

"Süper olmuşsun Burçincim tam da Laçin Rüçhan'ın görünce üzerinde parçalayacağı türden bir parça olmuş."

Söylediğim sözler ile küçük bir kahkaha attarken Burçin zorlukla yutkundu ve ardından sert bir bakış atarak parmaklarını dişine sonra da masaya vurdu.
"Ay Allah korusun kanka evrene negatif enerjiler göndermesene!"

Şimdiden panik içerisinde olması gülmeme sebep olurken kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Hanzo abinin İzmir'de olmadığı kesin bilgi mi?"

Eğilip Burçin'in saçtığı kıyafetleri toplarken konuşmam üzerine Burçin dolaba doğru yürüdü. Salına salına yürüyüp alaylı bir gülüş sundu.
"Kesin bilgi aşkım. Toplantısı olduğu için Ankara'ya gitti. Bu kardeşin kendini bile bile ateşe atar mı sanıyorsun?"

Burçin gümüş çantasına rujunu sıkıştırırken dağıttığı masaya bakıp kafamı yana yatırdım. Biçimli kalçalarını saran bu kısa mini elbiseyi abisi görürse muhtemelen kan çıkacaktı. Yakalanacağına adım gibi emin olduğum kızın iddiaları sözleri dudaklarımdaki alaylı sırıtmanın daha da genişlemesini sağlıyordu. Her zaman bunu der ve her zaman da yakalanırdı. Laçin ile saklambaç oynamak hayatımızın rutini olmuştu.
Küçük bir kahkaha daha attığımda hafifçe mırıldandım.

"'Arkasına bakmadan çekip giden birisi var.
Eminim, bu gidişin yarın U dönüşü var
O şimdi Kafdağı'nda ve kendinden çok emin.
Tabii kaderin her zaman son bir gülüşü var.' Demiş Demet ablamız haberin olsun."

Burçin söylediğim şarkı sözlerini takmamış gibi şarkıyı devam ettiriyorken siyah topuklu ayakkabılarını ayağına geçiriyordu.
"Ay Ilgın abimden bahsedip moralimi bozmakta üzerine yok. Geceden beridir söylüyorum gelirse de geç gelecek ve o saate bizim yanımıza gelmesi imkansız. Hadi diyelim geldi sen ne güne duruyorsun acaba?"

Burçin ellerini hesap sorar gibi kaldırdığında alaylı sırıtmamı bozmadan ellerimi göğsümde birleştirdim.
"Ne güne duruyorum?"
Kalçamı makyaj masasına yasladığımda tek kaşımı kaldırdım.
Burçin elbiseyi çekiştirip dururken her zaman ki gibi masumca gülümsedi.
Genelde erkeklere bir işini yaptırmak istediğinde takındığı sahte masum tavırlarından biriydi.

Dudaklarımı Burçin'in yüz ifadesi ile muzip bir şekilde birbirine bastırırken Burçin ellerini herhangi bir şeyden bahsedercesine salladı.
"Hemen arkadaşına uyarı dolu bir mesaj atarsın ben gelene kadar da abimi oyalarsın."

Burçin'in bu dediği ile odayı inleten bir kahkaha attığımda onaylar gibi kafamı salladım.
"Burası ve Bornova arasındaki mesafenin farkında değilsin onu anladık istihbaratta çalışan bir abinin  olduğunun da farkında değilsin onu da anladık da benim abin gibi biriyle durabileceğimi ve oyalayacağımı düşünmen hayrete düşürüyor açıkçası insanı..."

Burçin söylediğim sözler ile öfkeli bir iç çekerken bana doğru bir kaç adım attı. Ve sakince konuştu.
"Ya ben sana güveniyorum. Bulursun dikkatini dağıtacak bir şeyler."

TORNADOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin