apotemi mat syf116
insan çok fazla şeyden çekip gidiyor ve çekip gitmek ihtimali, nihayetinde birçok şeyi kaçırmak demek. başlangıçta çekip kurtulmanın getirdiği coşkuyla yaşanamicak ihtimallerin kaybını dengeliyoruz. ama bir süre sonra çekip gitmenin getirdiği o coşku silinip gidince neleri ardımıza bıraktığımız gerçeği yüzümüze tokat gibi çarpıyor geçmişi yaşamak mı istiyorsun? aynı şeyleri tekrar yaşamak ve o zamanlara dönmek geçmişi tekrar yaşamanın yegane yolu geçmişi 'başından atmak', geçmişi öldürmektir. bunun da yegane yolu, ölmektir. yani yarım kalmış her meselemiz bizim heybemizdedir.
geçmişi yaşamanın yolu geçmişi öldürmektir
geçmişi yaşatmanın yoluysa geçmişi yaşamaktır
13 kasım
"tamamlanmamış her mesele bizim heybemizdedir"bu söz gün boyu kafamın icinde bir yumak gibi karmasa icinde dönüyor. bugün basım dönüyor. elanin sıkılmamasına dikkat ediyorum. kahve doldurdugum kagıt bardaga cay döktüm. cayim 3ü1 aradanın sekeriyle tatlanmıs. orhan veli tiyatrosuna gitmeyi düşündüm ama bu sadece bir varsayım, bir gün icinde cok kez degisebilir fikrim. basım dönüyor ve yürürken yer altımdan kayıyor hissi var. aynaya baktıgımda solgun ve zayıf göründüğümü fark ettim ama sacım toplu oldugundan boynum ve cenem oldugu gibi one cikiyor bu da daha ince görünmemi sagliyor. zayıf görünsem de gülümsemem bana kim oldugumu hatırlatıyor. mimiklerim olmadan bu görüntümle kendim gibi değilim. kolayca aldanılabilir dısardan bakılan bir göz ile.
kisiligim ve naif görüntüm tezat hissettirdiğinden kombinimi bu saç ile yakıstırmadım. soluk bi gri ceket giyeceksem saclarım acık olmalı. ya da saclarımı toplayacaksam eb azından daha sokak bi üst giymeliyim. gercek problemlerdense simdi bunlara kafa yormak iyi geldi
rüyada gibi hissediyorum bugün gerçek değil. eve dönmeliyim karanlıkta yürümek iyi gelecek. daha sokak olmak mı lazım pek degil