chapter 1: "tıngırtılı efsun"

462 58 4
                                    

🎵Teoman, alev alev🎵Taylor Swift, the 1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎵Teoman, alev alev
🎵Taylor Swift, the 1

"Bana en yakın uzaklık sendin."

🦢

"Efsun, bizi dinliyor musun?" Bora'nın sesiyle daldığım yerden çıkmıştım. "Dalmışım.."

"Bu kadar stres yapmana gerek yok. Senin en yakın arkadaşın bir futbolcu, farkında mısın?"

"Berkan'ın asla bu işlerle uğraşmayacağını adın gibi biliyorsun!"

Konu, dönem ödevimdi. Gazetecilik son sınıf öğrencisiydim ve mezun olabilmem için bu ödevden alabildiğim en yüksek notu almalıydım. Zaten ciddi bir not takıntım vardı, çok çalışkan bir öğrenciydim ve şu an karşımda oturan arkadaşlarım benim için oldukça kolay olduğunu düşündükleri bu ödev hakkında fazla tedirgin olduğumu düşünüyorlardı. Tedirgin olmakla haklıydım çünkü tüm futbolculardan nefret ediyordum ve onlarla muhattap olma düşüncesi bile beni deli ediyordu!

Son sınıf olduğum için aynı zamanda staj yapıyordum. İleri ki süreçte spor muhabirliği yapmak istediğimden stajımı da spor klüplerinden biri olan Galatasarayda yapıyordum. Pekala, çok kolay söylediğimin farkındayım. Galatasaray gibi bir klüpte staj yapma şansı hop diye kucağıma düşmemişti tabii ki. Lanet arkadaşım Berkan'ın bağlantılarıyla staja kabul edilmiştim ve 3 aydır da çalışıyordum. 3 aydır işkence çekiyorum desem daha iyi olacak.

"Galatasarayda topçu mu kalmadı seninle röportaj yapacak? 3 aydır oradasın ve arkadaşların da var. Onlardan biri sana yardımcı olabilir." Ne arkadaşlar ama! Berkan'ın gıcık arkadaşlarından bahsediyordu Eda. Aslında aralarından sadece biri çok gıcıktı. Diğerlerinin hakkını yiyemeyecektim, iyi insanlardı. Ama hiçbirinin benimle sayfalarca röportaj yapacak kadar iyi olduğunu da düşünmüyordum. Benden istenilen baya baya bir dergiydi ve bunun için çocukluktan şu an ki zamana kadar olan tüm zamanların konuşulması gerekiyordu. Ve bende ödevlerim konusunda bu kadar titizken, bir kaç saatlik bir iş olduğunu hiç düşünmüyordum. Zamanları kıymetliydi ve bana ayıracaklarını da hiç sanmıyorum.

Tek çözüm yolum yine o salak Berkanmış gibi görünüyordu. Keşke dün gece attığı reelslara cevap verseydim. En nefret ettiği şeyi yapmışken ona işimin düşmesi içler acısıydı.

Okulumuzun yakınlarındaki kafede oturmuş sıcak kahvelerimizi içiyorduk. Aralık ayının başlarındaydık ve dışarıda müthiş bir yağmur vardı.

Biraz daha takıldıktan sonra dağılmıştık. Bu ödev işini konuşmak için tesislere gelmiştim. Koridorda yankılanan topuklu botlarımın sesi beni son derece tatmin ederken etrafta tanıdık yüzler görüyor, gülümsememle onlara karşılık veriyordum. Ama bu gülümseme karşımdaki adamı görünce tamamen solmuştu. Hemen de burnumun dibinde bit ama!

august / barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin