chapter 3: "ihtiyaç"

152 39 2
                                    

🎵mor ve ötesi, Araf🎵Olivia Rodrigo, enough for you

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎵mor ve ötesi, Araf
🎵Olivia Rodrigo, enough for you

"Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor,
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini."

🦢

"Abla şu şarkının sesini kıs ders çalışıyorum!"

Ergen erkek kardeşimin bana seslenmesiyle sosladığım tavukları fırına attıktan sonra kafamı biraz oyalasın diye açtığım şarkıyı kapattım. Kafamı oyalasın diye açtığım şarkının Cem Adrian olması da ironikti açıkcası.

Hala saatler öncesinin siniri içindeydim. Her seferinde bana yaptığı şeyin farkında bile değildi. Çünkü ona tutulmaya başladığımın farkında değildi! Daha önce umutsuzca bir erkeğe aşık olmamıştım. Tamam ona da aşık olmuş değildim ama beni kendine çektiği gerçeğini de es geçemiyordum. Ve yüzüme baka baka o kız hakkında konuşup, el ele karşıma çıkması kalbimde onarılmayacak yaralar açıyordu.

"Sana diyorum abla, nereye daldın?" Gözlerimin ocakta kaynayan çorbaya daldığını farketmemiştim. Tezgaha yaslanan kardeşime döndüm.

"Son zamanlarda çok dalgınsın. Beni hep geçiştiriyorsun ama görüyorum, iyi misin abla?" Küçük kardeşim büyümüştü de ablasının derdinin peşine düşmüştü. Benim gibi dalgalı olan saçlarını karıştırdım. "İyiyim ufaklık sen beni takma da derslerine asıl. Bugün ki denemen nasıldı?"

"Birincisi ben ufaklık değilim, ikincisi ise deneme tamamen bir fiyaskoydu." Sıkkınlıkla masanın yanındaki bar sandalyesine oturdu. Bu sene üniversite sınavına hazırlanıyordu. Onun için oldukça stresli ve yoğun bir dönemdi. Bu yüzden elimden geldiğince ona yardımcı olmaya çalışıyordum ama benim de yoğunluğum olduğu için onunla yeteri kadar ilgilenememiştim son zamanlarda. Tam bir kedi köpek ikilisiydik ama bu koca şehirde birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Annem ve babam Antalya'nın yazlık kesiminde rahatlıkla yaşıyorlardı. Babam asker, annem ise diş hekimiydi. Tabii artık emekli olmuşlardı. Uzun yıllar süren göçebe hayattan kurtulmuşlardı babamın emekliliğiyle. Yaklaşık 4 senedir de oradalardı. Ben İstanbul'u kazandığımdan beri burada yaşıyordum ve kardeşim Rüzgar'ı da yanıma almıştım. Eğitimini en iyi şekilde bir ege kasabasında tabii ki yeterince alamazdı. Bu yüzden ailemiz de buna zor da olsa ikna olmuşlardı.

"Neden, zor muydu?" Fırına attığım tavukları kontrol ederken derin bir nefes aldığını duydum. "Zarttiri zort denemelerinden biriydi işte, matematiğe zamanım yetmedi." Rüzgar sayısal zekası üst düzey olan bir çocuktu. Sadece bir kaç işlemle aşırı kompleks bir soruyu bile bir dakikada çözebiliyordu. Bu yeteneğinin farkında olduğu için hedefi mühendislikti. Onunla gurur duyuyordum çünkü ablası ikiyle ikiyi çarparken bile düşünen biriydi. Bu yüzden sözel okumuştum, zaten istediğim bölüm sözeldeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 12 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

august / barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin