Sun ^^

14 2 0
                                    

Hyunjin gideli yaklaşık yarım saat oluyordu ama bu ikili koltuğun uç taraflarına ayrı ayrı oturmuş televizyondaki saçma programı izliyorlardı. Aslında ikisi de şuan sadece boş boş ekrana bakıyordu çünkü Minho sevdiği adamla ilk kez baş başa kalmanın haklı gerginliğini yaşarken Seungmin de sadece sevgilisinin anlattığı bu uçarı kaçarı adamla yalnız kalmanın gerginliği içerisindeydi. Minho daha fazla dayanamadı bu sessizliğe ve konuşma ihtiyacı duydu.

"Biliyor musun? Hyunjin senden çok bahsetti bana."

Konuşmadan düşünme huyu olmadığı için Minho kendine çok kızmıştı. İlk kez sohbet edecekti onunla ama açtığı konu kendi yakın arkadaşı ve sevdiği adamında sevgilisi olan Hyunjinden başkası değildi.

Seungmin duyduğu sesle gözlerini ekrandan çekip yanındaki adama sabitledi. Güzel bir burnu vardı.

"Bana da senden bahsetti. İkinizin yaptığı haylazlıklardan falan işte."

Omzunu silkip önüne dönmüştü genç olan ama diğeri sinirinden kıpkırmızı kalmıştı. Seungmin'in ona neden böyle soğuk davrandığı şimdi belli olmuştu. Hyunjinden öğrendiği kadarıyla Seungmin kendilerine göre daha uysal bir yapıya sahipti ve bu zamana kadar sevgilisine hep gözkulak olmaya çalışıyordu. Ama üniversitedeki yaramaz arkadaşı onu iyice yoldan çıkarmıştı. Minho yanındaki çocuğa bakınca neredeyse düşüncelerini duyabiliyordu ve kendisini böyle tanıttığı için ev arkadaşına epeyce kızgındı.

"Hyunjin ne anlattı bilmiyorum ama onu dizginlemeye çalışan hep ben oldum. Ben olmasaydım bu zamana kadar kesinlikle hayatta kalamazdı."

Seungmin tabii ki doğruları biliyordu o yüzden gereksiz uzatmak istemedi konuyu ve sadece kafa sallayarak yerinden kalktı.

"Ben açıktım kendime bir şeyler hazırlayacağım. Sen de ister misin?"

Minho sadece kafa salladı ve sevdiğinin arkasından mutfağa ilerledi.

Bir öğrenci evi klasiği olan küçük mutfakta birbirlerine bolca temas etmek zorunda kalmışlardı ufacık bir sandviç yapmak için ki Minho ona fazladan dokunabilmek için epey çabalamıştı. İlk defa onu kokusunu almıştı, her zaman merak ediyordu nasıl koktuğunu ve hayallerinden daha güzel hissettiriyordu kadife gibi yumuşacık kokusu.

İlk defa teni tenine değmişti. Minho her zaman hayal ederdi nasıl bir his olduğunu ama hiç düşünmemişti sanki bulutlara dokunuyormuş gibi hissedeceğini.

Hatta bir ara kahverengi saçları burnuna değmişti Minho'nun ve o ara yerinde kaskatı kesilmişti heyecandan ve garip küçüğüde bir yerini kestiğini düşünüp endişelenmişti onun için. Sevdiği adam gerçekten çok tatlıydı ve Minho onu öpüp daha fazla koklamamak için zor duruyordu.

Tam her şeyi hazırlamışlar mutfaktaki küçük masaya oturmuşlardı ki Hyunjin eve geri geldi. Bu kadar erken gelmesini kimse beklemiyordu o yüzden hızlıca kapıya gitmişti ikili.

Kapıda gördükleri manzara epey şaşırtıcıydı çünkü Hyunjin kendinden daha küçük görünen bir çocuğun kucağında bir saat kadar kısa sürede olamayacağı kadar sarhoş olmuş bir şekilde kapıdaydı.

Küçük sarı çocuk önündekilere saygıyla eğilmeye çalışırken az daha Hyunjin'i yere düşürecekti ki son anda Seungmin sevgilisini kendi kollarına aldı.

"Kusura bakma Minho hyung. Ben Felix Hyunjin'in sınıf arkadaşıyım. Parti daha yeni başlamıştı ama o çok sarhoş oldu. En iyisi onu getirmek diye düşündüm."

Seungmin çoktan sarhoş sevgilisini odasına çıkartmışken arkada kalan bu küçükle kendisi ilgilenmeliydi.

"Teşekkürler Felix, ben olsaydım onu orada bırakırdım ama sen buraya kadar taşımışsın onu."

Gülümseyerek zaten dağılmış sarı saçları bir de Minho dağıtmıştı. Kendisi bu çocuğu sadece okulda bir kaç kere Hyunjin'in yanında görmüştü birebirde hiç tanışmamışlardı ama gözüne her zaman tatlı görünüyordu o yüzden ilk seferden böyle bir temas ikisini de rahatsız etmemişti.

"Onu buraya kadar getirmişsin. Bir kahve içmek ister misin?"

Minho bu tatlı çocuğun alnında biriken boncuk boncuk terleri görmüştü ve yorulduğunu anladığı için onu içeri davet etmişti ama hangi ara buraya geldiğini çözemediği Seungmin birden arkasında belirmişti.

"Onu buraya getirdiğin için teşekkürler Felix yorulmuş olmalısın gitsen iyi olur."

Tek nefeste konuşup karşıdaki çocuğun konuşmasına fırsat bile vermeden kapıyı kapatmıştı Seungmin ve her şeyi sadece bir saniye olarak gören Minho ne yapacağını şaşırmıştı.

"Neden yaptın bunu?"

Seungmin derin bir nefes alıp dolmuş gözlerini asla saklamaya çalışmayarak karşısındaki adama baktı.

"Çocuğun tatlılığına dalıp gitmiş olabilirsin ama sevgilimin gömlediğindeki ruj lekesiyle çocuğun dudağındaki dağılmış makyajıyla onu eve almamı bekleyemezdin benden."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dixi ^^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin