Po ^^

37 6 3
                                    

Minho günlerdir düzgün bir uyku uyuyamıyordu. Daha yüzünü bir kere bile canlı görmediği ama aşkından öldüğü adam artık onunla yaşamak için geliyordu. Tabii bir de sevdiği adamın sevgilisi en yakın arkadaşıydı. Bu düşünceler uyumasına engel oluyordu kaç gecedir ama bu sefer daha kötüydü çünkü sabah erkenden Hyunjin sevdiği adamı otogardan almak için evden çıkmıştı. Bu seferki uykusuzluğu arkadaşına olan ihanetinden değil de sevdiği adamı ilk defa göreceğinin heyecanındandı. Yapamıyordu Minho, kendine engel olamıyordu ve daha fazla yatakta debelenmekten vazgeçip kalktı. Hızlı bir duş almak için banyosuna ilerledi ama banyoya giremeden evin her tarafına Hyunjin zoruyla yerleştirilmiş boy aynalarından birine takıldı gözü. Göz altları morarmış ve hatırı sayılır şekilde şişmişti, gözleri öyle kızarmıştı ki çok az bir beyazlık varla yok arası gözüküyordu sadece. Sevdiği adamla ilk defa karşılaşacaktı ama emindi ki ilk izlenimi berbat etmişti. Derin bir nefes alarak hızlıca attı kendini karşındaki banyoya.

Minho evde hazırlanma derdine düşmüşken Hyunjin çoktan arabasından inip sevgilisinin otobüsünü beklemeye başlamıştı, içi içine sığmıyordu onu en son bir ay önce görmüştü ve gerçekten çok fazla özlemişti. Sabırsızlıkla sırtını yasladığı arabadan uzaklaşıp kendine yaklaşan otobüse baktı. Biraz ilerisinde durduğunda içinden yavaş yavaş insanlar çıkıyordu ama görmek istediği beden hala ortada yoktu. İnsanlar azalırken acaba başına bir şey mi geldi düşünceleri beynine yerleşmiş bir şekilde büyük otobüse ilerlerken sonunda görmek istediği beden şişmiş gözlerini kaşıyarak inmişti. Daha fazla zaman kaybetmedi sarışın olan ve daha kendini fark etmemiş sevgiline doğru koşup onu kolları arasına aldı sıkıca.

Seungmin ilk başta korkuyla çığlık atmak üzereydi ki beline sarılan kolların sahibinin sevgilisi olduğunu son anda fark etmiş ve çığlığını geri yutmuştu. Hiç vakit kaybetmeden kollarının arasında dönüp o da kollarını sarışın sevgilisinin boynuna sardı. Bir kaç dakika bu şekilde özlem giderdikten sonra etraftaki insaların bakışları artınca mecburen ayrılmışlardı ve hiç vakit kaybetmeden Seungmin'in valizlerini alıp arabaya yerleştirmiş ve yola koyulmuşlardı.

"Konuş Seungmin, sesini özledim."

Seungmin karşılaştıkları 10 dakikadan itibaren hiç konuşmadığını sarışın sevgilisinin sesini duyunca fark etmişti. Hafifçe gülümsedi ve direksiyon başındaki sevgilisine eğilip yanağına bir öpücük bıraktı.

"Heyecanım ve özlemim birleşince ne yapacağımı unuttum sevgilim."

Hyunjin sevdiği adamın ağzından çıkan cümlelerle gülümsemişti. O sırada telefonunun bildirim sesini duyunca cevap vermek yerine telefona döndü ve bir kaç saniye oyalandı.

"Minho hyung da seninle tanışacağı için çok heyecanlı. Bize kahvaltı bile hazırlamış Seungmin."

Seungmin duyduğu isimle istemsizce gözlerini devirmişti. Bu adamla aynı evde yaşamayı asla istemiyordu sevgilisinin hatırı olmasa asla yüzüne bile bakmazdı ama sadece bu senelik idare etmesi gerektiğinin farkındaydı. Daha sonrada sevgilisini ikna edip ayrı eve çıkarlardı ama daha ilk günden huzursuzluk çıkartıp en az kendisi kadar sevdiği arkadaşıyla arasında sorun olmak istemiyordu Seungmin.

Kısa sayılabilecek yolculuk sonunda bitmişti ve ikisinde arabadan indi. Seungmin dışarıdan evi kontrol ederken Hyunjin direkt bagaja yöneldi.

"Sen içeriye geç zaten yorgunsun ben bunları getiririm."

İstemiyordu Seungmin bu eve girmeyi ama elden bir şey gelmez diyerek kafasını salladı ve sevgilisinin o valizlerle epeyce uğraşacağının bilincinde bahçe kapısını açtı önce ve daha sonra sevgilisi rahat geçebilsin diye kapıyı açık bırakıp içeri girdi. Taşlı bahçe yolunu geçip nihayet evin kapısına varmıştı.

Birisi kapının önünde diğeri de kapının arkasında nefeslerini tutmuş bekliyorlardı. Minho sevdiği adamı göreceği için heyecanlıydı, Seungmin ise hiç haz etmediği adamı göreceği için sıkıntılıydı.

Son kez nefesini verip zile bastı ve içerideki adam sesi duyar duymaz hemen kapıyı açtı. Seungmin elbette bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu ve şaşırmıştı ama bunu karşısında kendine derin derin bakan adama belli etmeye çalıştı.

Seungmin saygısını bozmamak adına kendinden büyük olduğunu bildiği adamın önünde hafifçe eğildi.

"Merhaba ben Kim Seungmin. Hyunjin'in sevgilisi ve sizin yeni ev arkadaşınızım."

Minho içinse her şey ağır çekimde işliyordu. Klişe bi romantik komedide gibi hissediyordu kendini. Seungmin'in arkasından vuran güneş ışığı, yüzünü ve saçlarını yalayıp giden rüzgar ve onun göz kırpışları... Hepsi ağır çekimde yaşanıyordu ama Minho bu durumdan hiç şikayetçi değildi. Ne zaman sevdiği adamın ağzından başkasının sevgilisi olduğu dökülmüştü ki her şey normal hızına geri dönmüştü.

Bir kere daha gerçekler yüzüne vurmuştu. Seungmin... Sevdiği adam en yakın arkadaşının sevgilisiydi.

Minho tekrar bu karmaşanın içine girdiğinde karşısındakine cevap vermediğini fark ettim.

"Ben de Minho. Yeni evine hoş geldin."

Kapının önünden çekilip sevdiği adamın içeri rahatça geçebilmesi için yol açmıştı ona.

Seungmin ise karşısında kendine hülyalı hülyalı bakan adamla gözlerini devirmişti. Belli ki bu adamdan boşu boşuna nefret ediyordu çünkü Hyunjin bu adamı kendisine tamamen farklı anlatmıştı. Hyunjin'e göre bu adamın aşırı hareketleri vardı ama arkadaşının hoşuna gidiyor ona ayak uyduruyordu.

Seyngmin "aşırı" hareketleri sevmezdi o yüzden bu tanımladığı adamı sevmiyor üstüne üstlük sevgilisinin başına iş açacağından korkuyordu ama az öncede düşündüğü gibi sadece Hyunjin yine abartmış diye düşündü ve bu sevmeme olayını onu birazda olsa tanıyana kadar rafa kaldırmayı düşündü.

Tam içeri girerken bahçe kapısının oradan bir gürültü gelince içeri geçip kapıyı kapatmaya yeltenen adam ve yanındaki sevdiği kaşlarını çatarak sesin geldiği yere baktı.

İkiside dışarıda bavullarla cebelleşen adamı tamamen unutmuştu derken hemen bir bağırış sesi duydular.

"Hyung yardım et kesin bir yerlerimi kırdım."

Hyunjin yine yapmıştı yapacağını...

Dixi ^^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin