0.2

1 0 0
                                    

Mrb bu bölümü önceki bölümü okuduktan sonra yazıyorum gerçekten betimlemeler can sıkmış ve bir sürü hata vardı ve bu sefer o kadar fazla betimleme yapmicam sictigi boku bilmenize gerek yok bide konu değişikliğine karar verdim. Bide bölümün sonunda isim olarak hoş bişi geçmiyor belki uyarmam gerekir diye dedim.

Keyifli okumalar dilerim 💗🦈💨

☆゚⁠.⁠*⁠・⁠。゚

Toplantı oldukça sıkıcı ilerliyordu, izin günleri planlarından ve yeni düzenden falan bahsediyorlardı.

Konu sanat departmanına geldiğinde konu beni ilgilendirdiği için kalemimi elime aldım. Departmanın yeri değişecek ve yeni kişiler katılacaktı, biz şirketin imajını ve görünüşünü temsil ediyorduk, bize değer vermeleri gerekirken pek önemsemiyorlardı. Bütün parayı hiçbir iş yapmamalarına rağmen pazarlama departmanı alıyordu!

Neyseki en büyük şansım pazarlama departmanında ki kimse Türkçe bilmiyordu ve onlara istediğim kadar küfür edebiliyordum.

Toplantı devam ederken sanat departmanının yöneticisi benim üstümde üstünlük kuramadığı için yeniden fermonlarımı bahane etmeye başladı.

"Bir şikayetim var efendim, Hun hanımı ne kadar uyarsanız bile yinede sürekli fermonlarını salmaya devam ediyor! Bu gerçekten dikkat dağıtıcı..."

O an içimden bir küfür mirildanmak geldi ama biliyordumki şirket yöneticisi bunu anlardı. Sessizce sapık herife baktım, sigara içtiğim bahanesi daha uygun olurdu, akılsız pezevenk...

"Bunu daha öncede söylediğiniz bay Han ve ben fermonlarımı etrafta salmıyorum, hatta bu şikayetleriniz yüzünden fermon düzenleyici haplar kullanmaya başladım. Lütfen benimle uğraşmak istiyorsanız daha iyi bahanelerle gelin, fermonlarım yerinde sigara kullanıyor oluşumu bahane edin."

Artık sabrım kalmamıştı ve bu adama karşı susmatacaktım, Koreli olduğu için ırkçılık gören adam şirketteki tek Türk olmamı bahane edip bana üstünlük kurmaya çalışıyordu... Sikik piç.


Salonda bir sessizlik oluştu, sonra şirket yöneticisi konuştu. "Bayan Jun'u duydunuz, lütfen aynı şeyi problem düzelmesine rağmen söylemeye devam etmeyin bay Han."

O anda kahkaya atıp adamla dalga geçmek istedim, yönetici beni haklı bulmuştu. Götüne girsin, kel piç!

Bütün departmanlar hakkında konuşulduktan sonra toplantı bitti ve herkes dağılmaya başladı, eşyalarımı çantama koyarken cüzdanımı masamda unuttuğumu fark ettim ve departmana geri döndüm.

Masamın çekmecesinden cüzdanımı alırken az önce gayet iyi durumda olan şirket yöneticisinin pek iyi gözükmeyen bir halde odasına girdiğini gördüm, bugün beni savunduğu için peşinden gitmek istedim ama arkasından bir kadın gidince bundan vazgeçtim ve şirketten çıktım.

Bir günüm daha bitmişti ve sıcak duşumun ardından çikolata kemirirken televizyon izlemek gerçekten keyifliydi.

Ertesi gün şirkete gittiğimde ortalık karışık duruyordu, tanıdığım bir kişiye sordum, sorun ne diye.

"Olanları duymadın mı? Başkan Raidon bir omegaya tecavüz etmiş..."

Ne? Azize gibi ortalıkta dolanan ve namus bekçisi olan Raidon mu? İnanması zordu...
Peki omega nasıldı..?
Umarım bu gerçek değildir...
Lütfen herşey bir kabus olsun...

☆゚⁠.⁠*⁠・⁠。゚

Evt bu bölümün bu kadar olmasına karar vedim bence gayet yeterli. Önceki bölüm 1200 kelime varken bu 450 kelime falan betimlemeler gerçekten çok şey ediyor. Sonraki bölüm görüşmek üzereeee 😘😘😘

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

☆The Man But Handsome☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin