(20) Nerde kalmıştık?

25 7 7
                                    

Selaaam! Burayı çok boşladım biliyorum. Özür diliyorum ve iyi okumalar diliyorum💗💗 (yorum yazmayı unutmayın)





🥺

"Şeni çok özlüycem Yunki hyun, ayayşın beni. Tamam mı?"

Dudaklarını büzerek konuşan miniğime tekrar sarılıp saçlarından öptüm. Onlarla geçirdiğim 1 ay bitmişti ve şimdi Jiyoon'nun evinin önündeydik. Ailesi beni öğrenince Jimin'e kızmışlardı-özellikle yengesi- fakat Jiyoon beni övüp güzel vakit geçirdiğimizi söyleyince yumuşamış ve teşekkür etmişlerdi. Şimdi ise Jiyoon benden bir türlü ayrılmak istemiyordu.

"Merak etme,Ji. Tabii ki de seni sık sık arayacağım. Yoongi hyungundan o kadar kolay ayrılamazsın."

Kıkırdayıp ardından Jimin'e baktı. "Şen de Yunki hyungla şık şık geliymişin amca?"

Jimin Jiyoon'u kucağına alıp yanaklarından öptü. "Sen ne zaman istersen geliriz Ji."

Son kez ailesiyle vedalaşıp arabaya binmiştik. İkimizde konuşmuyorduk. Tüm eşyalarımı toplaşmıştım. Jimin eve tek gitmeme izin vermemiş kendisi bırakacağını söylemişti. Ben de bu seferliğine bir şey dememiştim.

Son olanlardan sonra aramızda pek bir şey değişmemişti. Jimin her zamanki gibi bana yakın davranmak istese de izin vermemiştim. Fakat bu gün her şey değişecekti.

"Görüyorum da çok mutlusun? Artık beni göremeyeceğin için seviniyorsundur her halde."

Başımı yanımdaki adama çevirip ciddi yüz ifadesine baktım. Kendini bir türlü affettiremediği için baya mutsuz duruyordu.

"Tabii ki de mutlu olacağım. Sürekli senin boşuna affettirme çabaların ya da kıskançlığını görmeyeceğim."

Yalan.

Bir şey demeyip önündeki yola bakmaya devam etti. Ben de önüme dönerken aniden telefonum çalmıştı. Jimin telefondan "Hoseokie💗" yazısını okumuş olacak ki histerik bir gülüş atdı. Ondan nefret ettiğini bu kadar belli etmese keşke.

Daha fazla bekletmeyip yeşil tuşa bastım ve kulağıma dayadım.

"Efendim Hoseok~"

"..."

"Ah, tabii ki de geleceğim. Dediğim saatde orda ol."

"..."

"Haklısın. Bu günü  asla unutamayacağım."

Yüzümde gülümseme oluşurken telefonu kappattım. Jimin'in yine o kinayeli sesi duyuldu arabada.

"Ne o? Benden kurtuldun diye kutlama mı yapacaksın sevgili arkadaşın ile?"

Hafif bir kahkaha atarken ardından "Evet. Park Jimin'nin yavşaklıklarından kurtulma partisi! İstersen sen de gel."

O sırada eve çoktan vardığımızı ve arabanın durduğunu farkettim. Jimin'e döndüğümde yüzünün çok yakınımdaydı. Eli giydiğim şort yüzünden açıkta kalan bacaklarımı buldu. Kulağıma eğilip oraya üfledi. Şimdi sırası mıydı?!

Gözleri gözlerimi buldu. Yine o yoğun tutkunu sezdim irislerinde.

"Benden asla kurtulamayacaksın, Min. Anla bunu. İkimizde birbirimizi istiyoruz ve seviyoruz. Biliyorsun."

Biliyorum.

Gözleri dudaklarımı buldu. Ardın dolgun pembelikleri kendi dudaklarımın üzerinde buldum. Eliyle kalçamı okşanaya devam ederken sertçe öpüyordu dudaklarımı. O kadar güzeldi ki karşılık veremden duramadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Pink Babysitter/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin