"Vah vah!"
"Yazık küçücük çocuğa."
"Yangında mı kalmış?"
"Yetim kaldı kızcağız."
"Ağabeyine olmuş peki?"Küçük bir kız düşünün, daha 6 yaşında. Bırakır mıydınız onu bir başına?
Herkes yatmıştı, biri hariç. Hala uyanık olan biri vardı. Feda. Feda geç yatardı, evet. Herkes uyuduktan sonra günlüğünü yazardı. Okuma-yazmayı ona ağabeyi öğretmişti. Çünkü, babasına göre kadınlar bir hiçti. En çok bundan nefret ederdi ağabeyi. "Ilgaz, uyumadın mı yine sen?" diyen bir ses duyduğunda başını kaldırdı. Aslında kim olduğunu biliyordu. Ağabeyi. Ona Ilgaz diyen tek kişiydi zaten ağabeyi. "Ağabey, ben acıktım." diye sızlandı Feda. Ağabeyi tebessüm etti. "Hadi gel seni doyuralım." Feda'ya çok yemek vermezdi babası. Ağabeyi ise her gece ona yemek hazırlar. Babasına ise ben yedim, derdi. Ağabeyi her zamanki gibi. Ancak her zamankinden farklı birşey vardı. Ateş. Hemde her tarafta. "AĞABEY!"