34. Bölüm

793 78 13
                                    

Tam dondurmalarımızı yerken telefonum çaldı. Sehun arıyordu ve ben nedense kötü bir şey olmuş gibi hissediyordum.

Telefonu açmamla telaşlı bir duymam bir oldu.

"Hemen Jong De abinin çalıştığı hastaneye gelin."

Bir anda panik yapmıştım.

"Sehun ne oluyor Luhan'a bir şey mi oldu?" diye bağırdım ama Sehun telefonu çoktan kapatmıştı.

Hemen kalkıp koşarak hastaneye gittik. Koridorda birlikte bekleyen Luhan ve Sehun'u gördük.

"Ne oluyor Sehun? İyi misiniz?" diye sordum.

"Biz iyiyiz de.." dedi ve karşıdaki duvara yaslanıp yere çökmüş ve bacaklarına sarılmış kırmızı gözlü Jong In'i gösterdiler.

"Yine ne yaptı bu pislik." diye bağırarak ona doğru yürümeye başladım.

Luhan koluma yapışıp durdur.

"Canı yanıyor Baekhyun. Şuan sırası değil."

"Onun canı yanmaz Luhan. O lanet olasıca bir pislik." diye bağırdım.

Bir yandan ona nefret dolu bakışlarımı gönderiyordum. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Gözünden akan yaşları görsem de içim soğumuyordu. O Sehun'u üzmüştü ve benim de sevgilimi elimden almıştı. Ona olan nefretim her gün içimde büyümüştü ve beni her zaman incitmişti. Ona karşı sakin olmamı nasıl beklediklerini anlamıyordum.

Sehun kolumdan tutup kendine çekti.

"Sakin ol dostum. Kyung Soo az daha ölüyormuş. Şuan bir şey söylememelisin."

"Sehun nasıl bu kadar sakin olabilirsin?"

Gözleriyle Chanyeol ve Luhan'ı işaret etti.

"Biz artık iyiyiz Baekhyun. Ben onlardan nefret etmeyi bıraktım. Bunu sen de yapmalısın. Chanyeol ve Luhan varken böyle davranma. Onları incitiyor olabilirsin."

Haklıydı.. Chanyeol hala Kyung Soo'ya karşı bir şey hissettiğimi düşünmüş olabilirdi. Ona baktığımda sessizce bana baktığını fark ettim. Yanına gittim ve sarılıp başımı göğsüne yasladım. Daha sakin olmam gerekiyordu.

Sehun Jong In'i kolundan çekti.

"Kafeye inelim Jong In. Doktor çıkınca haber verecektir."

Luhan Sehun'u yavaşça itti ve Jong In'in koluna girdi.

"Onu çok seviyorsun değil mi? Senin bu halde olduğunu hissederse direnecek gücü bulacağını mı sanıyorsun. Şimdi toparlan ve bizimle gel. İyi olduğunu hissetmeye ihtiyacı var. Ona bir şey olmayacak söz veriyorum."

O her zaman iyi kalpliydi ama Jong In'e karşı bile böyle olması gerekmiyordu. Jong In ona dönüp minnet dolu bakışlarını gönderdi. Hep birlikte aşağı indik ve masaya yerleştik. Sehun'a dönüp öfkeli bakışlarımı gönderdim.

"Burada ne haltlar olduğunu bana anlatacak mısın Sehun?"

Sehun benim aksime çok sakin bir ses tonuyla biz evden çıktıktan sonra olanları anlatmaya başladı.

~~~~~~~~~

Telefona cevap vermediğimde mesaj gelmişti. Telefonu açmamı istiyordu. Luhan istediği için açtım. Karşıdan ağlayan Jong In'in sesi geliyordu.

"Kyung Soo nefes almıyor Sehun. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ne olur bana yardım et."

"Dalga mı geçiyorsun Jong In." diye bağırdım.

Destiny & Dilemma ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin