Bölüm 1

6 0 0
                                    

Yeni hikaye yazmaya başladım. Fırsat buldukça yeni bölümleri yükleyeceğim. umarım beğenirsiniz!

***

Yağmur yağıyordu ve ben işten çıkıp koşarak durağa yetişmeye çalışıyordum. Bugün işten biraz geç çıkmıştım. Islanmamak için hızlı hızlı yürüyordum. Kafamı kaldırıp bir an gökyüzüne bakmaya çalıştım. Yüzüme yağmur damlaları hızla çarparken oradan boynuma akıyorlardı. Saçlarıma değen yağmur damlalarının bir kısmı şakaklarıma akarken bir kısmı saçlarımdan akıp yere dökülüyordu. Gökyüzünde hiç bulut yoktu hava kararmasına rağmen! Gökyüzü simsiyah örtüsünü üzerine örtmüştü.

Yağmur şakır şakır yağarken ben sırılsıklam ıslanmıştım bile. Yağmurda ıslanmayı seviyordum aslında ama şu an donmuştum ve hava çok soğuktu. Üstelik bir an önce eve yetişmeliydim! Oysa sabah hava ne kadar güzeldi. Güneşli bir havası vardı. Sıcacık bir ilkbahar sabahı gibiydi. Karadeniz havasının sürekli değişken olması bazen günlük hayatı zorlaştırıyordu küçük bir nebzede olsa!

Şemsiye almayı unuttuğum için çok ıslanmıştım. Annem almamı söylemişti ama ben havanın güzel olduğuna aldanarak almamıştım ve şu an almadığım için pişmandım. Bütün kıyafetlerim ıslandığı için üzerime yapışmıştı ve donuyordum. Durağa geldikten sonra yağmurun gelmediği bir köşeye geçip otobüsü beklemeye başladım birazdan gelirdi. Arada bir kolumdaki saate bakıyordum. Otobüs yaklaşık beş dakikaya burada olurdu. Havalarda yavaş yavaş soğuduğu için şimdiden donmuştum bile. Islak kıyafetlerim ısınmama engel oluyordu. Kollarımı kendime sardım. Sabah evden çıkarken ceket almadığım için şimdiden pişman olmuştum.

İlerden gelen bir otobüs vardı. Numarasına bakmaya çalıştım bizim oradan geçen otobüs olduğuna emin olmak için. Her zaman bizim evin yanındaki duraktan geçen otobüs olduğunu gördüm. Birkaç adım ileri attım. Otobüs durağa yaklaştıkça yavaşlayıp durduğunda ise kapı açıldığı gibi koşarak otobüse bindim. Cebimden kart çıkarıp okuttum ve boş bir yer aradım. Birkaç koltuk boştu ve bende bana en yakın olana oturdum. Bugün çok yorulmuştum. Çalıştığım restoranda işler çok yoğun olduğundan dinlenmeye fırsatım olmuyordu. Haliyle bu da beni çok yoran bir şeydi.

Oturduğum pencere kenarından yağan yağmuru izliyordum. Akan damlalar pencerece çarpıp aşağıya akıyordu. Bazı insanlar benim gibi ıslanmamak için koşar adımlarla gidiyorlardı. Etrafta bulunan dükkanlara veya kıyı köşe yerlerde bekleyen insanları gördüm. Bazı kişiler ise arabalarının içinde rahat bir yolculuk yapıyorlardı. Yağmur her zaman yağardı ama her zaman da böyle bardaktan boşalır gibi yağmazdı.

İneceğim durağa yaklaşınca butona bastım. Otobüs durduktan açılan kapıdan indim ve koşar adımlarla evimizin olduğu sokağa girdim. Zaten her yerim ıslanmıştı ama daha fazla ıslanırsam hasta olacaktım bu gidişle. Evimizin önüne yaklaşırken ayağım çukura denk geldi ve fark etmeden çukura bastım. Hem çukura dolan su hem de yağmurdan dolayı kayganlaştığı için ayağım hızla kaydı ve yere düştüm.

"Ah!"

Yere düşünce elim de yara olmuştu. Yerdeki taşlar elimi çizmişti. Islandığım yetmiyormuş gibi birde üstüm çamur olmuştu. Elimle yerden destek alarak ayağa kalktım ve çukura baktım. Çukur çok büyük değildi ama küçükte değildi. Bu çukuru kim açmıştı bilmiyorum ama mahallelinin en son şikayet ettiğini duymuştum. Ne gelen vardı ne de giden.

Ayağa kalktıktan sonra etrafıma baktım ve başka çukur var mı diye kontrol ettim. Üstüm zaten çamur olmuştu. Bu sefer yavaş adımlarla yürüdüm bari yağmur üstümdeki çamurları yıkasın diye. Evimizin önüne gelince bahçe kapısını açtım. Her zaman çıkan o gıcırtılı ses yağmurun sesinden duyulmuyordu. Bahçeden yürüyüp eve yaklaştıktan sonra evin giriş kapısını çaldım. Ellerim bile çamur olmuştu zaten birde çantamın içini çamur etmek istemedim. Kapı açılınca annem bir çığlık kopardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin