Hyunjin'den
Garip bir sabaha uyanışım içimi huzursuzlukla kapladı. Bugün kafe'ye gidip onu bekleyecektim. Okula geldiğimden beri gözleri sürekli üzerimdeydi. Ne zaman boş kalsam yanıma geliyor eskileri açarak imalarda bulunuyordu. Bu durumdan o kadar sıkıldım ki bir an önce okuldan gitmek istiyorum. Yatakta doğrulup kendime gelmeye çalıştım bir süre. Kıçımı yataktan en sonunda kaldırıp hızlı bir şekilde giyinip hazırlandım, tam da onun sevdiği tarzda gömlek ve pantolon giydim. O da böyle severdi.
--
"Gelebilmişsin?" ellerimi masanın üzerine koyarak alaylı bir ses tonumla konuştum.
"Neden, gözünde o kadar yaşlı mıyım Hwang?" sesi içimi titretmişti, onunla yıllar sonra bir araya gelip konuşmak epey can sıkıcıydı. Hızla başımı salladım. "Sen öyle görüyorsan öylesindir."
"Ne içersin?"
"Hiçbir şey."
"Hâlâ soğuk musun bana?"
"Hayır ve mesafeli." daraltı gelince gömleğimin bir düğmesini açtım.
"En sevdiğim." gözleri üzerimde turluyordu, gözleri birçok şeyi bandırıyordu onun kıvrımlı dudaklarını özlediğimi fark edince kendimden utandım. Kabusum olaolan bu adamın dudaklarını özlemiş olamazdım.
"Neler yapıyorsun küçük anlat."
"Hiçbir şey. Gördüğün gibiyim. Ama ben de her insan gibi değiştim. Senin o bildiğin küçük sürtüğün değilim."
Yavaşça kafasını salladı. Yüzünde kocaman bir sırıtma vardı. Başımı eğip neden buraya geldiğimi sorguladım.
"Bak her ne düşünüyorsan o gerçekleşmeyecek seni tanıyorsam ne düşündüğünü biliyorum."
Güldü.
"Neymiş, ne düşünmüşüm?"
"Beni istediğini biliyorum, ve bu hiçbir zaman gercekleşmeyecek."
Bir kere daha güldü. "Lisedeyken de böyle söylemiştin."
"Gülme sesin beni sinir ediyor. Evet söyledim ve söylemeye devam edicem."
"Sen bilirsin, ben her zaman buradayım biliyorsun. O evimdeyim. "
Evinden bahsettiğinde gözümün önünde bir film şeridi geçti. Her şey o kadar güzeldi ki bu hikâyenin tek kötü karakteri oydu. Her şeyi mahveden, kıran, döken, parçalayan.
"Nasıl olsa okuldan gideceğim. Senin o yüzünü görmeyeceğim."
Sırttı. "Gittiğin her yerde seni bulurum biliyor değil mi?"
"Evet bulursun biliyorum ama bu defa izimi bulamayacaksın." tam masadan kalkmak üzereyken bileğimden tuttu.
"Otur." dedi.
"Daha konuşmamız bitmedi."
"Tamam." dedim onu ikiletmeyerek.
"Pekâlâ." elimi ondan çekip oturdum.
"Son sınıflara girmeye başlamışsın. "
"Evet, hatta bir çocuk sana aşık."
Güldüm, "Ne? Ne aşığı? Ergen işte."
"Şaka yapmıyorum Hwang."
"Saçmalıyorsun bak, ben bir öğretmenim o da bir öğrenci. Beni kışkırtmak için yapıyorsun."
"Bunu sana göstereceğim."
Dedikleri o kadar saçmaydıki kendimi şuraya gömebilirdim. Bir öğrencinin bana karşı duygularının olması gerçekten de iyi bir şey değil, böyle bir şeyi ben asla kabul etmem... Edemezdim.
İki saatin ardından kafe'den çıkmış sonbahar festivalinin yapıldığı alana doğru ilerliyorum. Burnuma çörek kokusunun o yumuşak duygusu doluyor, bir yandan da kahve kokuları etrafta geziniyordu. Etrafıma bakınıyorum çeşitli yemek ve tatlılardan oluşuyordu. Diğer tarafta da inasanların eğlenebileceği alanlar vardı. Bu bana kasabada yaşarken çocukken gittiğim eğlence panayırlarını hatırlattı. Gazozumun içindeki pembe buz küplerinin renklerini vererek döne döne erimesini çok severdim.
Büyük annem bana ordan peynirli çubuk kraker dolu bir paket uzatıyor, onları bir köşede oturarak yiyorum. İnsanlar çok mutlular, küçük çocuklar babalarının ellerinden tutmuş beraber oyuncak ayı kazanmak için mücadele veriyor. Kimisinin mavi pamuk şekeri yere düşüyor, kimisi de bu mutlu günün ortalarında sevgilisinden ayrılıyordu.
Bense insanları izleyerek gazozumu içip peynirli krakerlerimi yiyorum.Gülüşen çocukları gördükçe kalbim milyonlarca parçaya bölünerek döne döne yanıyorlar,ben de çocuktum ve benim bir annem bir de babam olmalıydı.O sırada büyük annem başımı okşuyor ve şunları söylüyor;"Bu anılar hafızana birer birer kazınarak sen de kalacak büyüdüğünde bunları birer tatlı an olarak hatırlayacaksın." Ve sonrasında güneş sisli dağların arkasında kaybolunca eve gittik.
Bir yere oturup kollarımı göğsümde bağladım.Bugün olanları tekrar tekrar aklımdan geçirdim. "Bu imkansız." diye mırıldandım.Kalbim böyle bir duyguyu kaldırmaz.Ya da onun uydurmasıydı.Kim bilir beni nasılda kışkırtıyordu.
iyi akşamlar 🌸💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher[hyunlix]
Teen FictionSiz hiç bir öğretmene aşık oldunuz mu? ben oldum. 13 Haziran 2024