Herkese merhaba.💮🧙🏻
Bölüme başlamadan önce tanıtımı okumanızı tavsiye ederim. Aksi takdirde olaylara anlamakta zorlanabilirsiniz.🐱
Hiç uzatmadan haydi başlayalım.🏳️🌈Yekpare cam kapı kapanıp da Jimin kendini yeniden işlek caddede bulduğunda, buz gibi havaya rağmen gülümsüyordu. Durmadan çalıştığı günlerin ardından sahip olduğu tek boş gününü en mükemmel hale getirmek için dakikalarını reyonların arasında dolaşarak en iyi cipsi bulmaya harcamıştı. Ama tüm çabalarına rağmen kararsızlığı onu yarı yolda bırakınca, kendini 7 farklı cips paketiyle kasanın önünde bulması kaçınılmaz olmuştu.
Elindeki poşetleri iyice kavrayıp adımlarını sokağın yukarısına doğru hızlandırdı. Bu gece hem babası hem de abisi Seokjin mesaiye kalacakları için evde yalnız olacaktı. Ve Jimin bu fırsatı evde tek başına pijama partisi vererek değerlendirmeyi planlıyordu. Gerçi hâlâ izleyeceği filme karar vermiş değildi ama cips, televizyon ve koltuktan oluşan kutsal üçlemeyi düşündükçe yüzündeki sırıtışın genişlemesine engel olamıyordu.
Tam bu sırada ilerisindeki kalabalık ilgisini filmden uzaklaştırdı. Orada her ne oluyorsa son derece ilginç olmalıydı. Çünkü grup giderek büyüyor, insanlar olanları daha iyi görmek için birbirlerinin üzerine tırmanıyordu.
Jimin adımlarını yavaşlatmadan grubun yanından geçip gitmeye hazırlanırken burnuna dolan keskin limon kokusuyla olduğu yere çakılıp kaldı.
"Omega feromonumu?"
Bedeni hipnotize olmuşçasına bilinçsizce gruba doğru yöneldi. Her adımda koku güçleniyor, genzini yakmaya başlıyordu. Nihayet görebilecek kadar yaklaştığında iki polis memuruna telaşla bir şeyler anlatmaya çalışan genç kız ile göz göze geldi.
"Lütfen zorluk çıkarmayın."
"Hayır, bir yanlışlık olmalı. Ben omega değilim. Ben sadece feromon parfümü kullandım."
Genç kız inkar etse de Jimin onun bir omega olduğundan emindi. Hiçbir parfüm feromonları bu kadar iyi taklit edemezdi. Üstelik kokunun yoğunluğuna bakılırsa zavallı kız ilk kızgınlığını geçiriyor olmalıydı. Jimin tırnaklarını hırsla avuçlarına geçirdi. Artık çok geçti. Koca bir kalabalık eşsiz feromonlarla sarhoş olmuşken kızı kurtarmanın hiçbir yolu yoktu. Söyleyeceği ya da yapacağı hiçbir şey polisleri kızı bırakmaya ikna edemezdi.
Çok geçmeden genç kızın minik bedeni aynı anda hem kızgınlıkla hem de korkuyla baş edemediği için dizlerinin üstüne çöktü. Bunu fırsat bilen polis memuru sesini yumuşatarak kıza doğru adımlamaya başladı.
"Hanımefendi, korkmanıza gerek yok. Size yardım edeceğiz,"
dedi ve kızı tek hamlede kucakladı. Genç kız son bir gayretle başını polis memurunun göğsünden kaldırıp yalvarırcasına kalabalığın üstünde gezdirdi. Hiçbir yardım gelmeyeceğini anladığında ise göz bebeklerine büyük bir kabullenmişlik ifadesi yerleşti. Ama dudakları sürekli aynı şeyi tekrarlıyor, birileri duyar umuduyla yalvarmaya devam ediyordu.
"Lütfen yardım edin. Omega tesislerine gitmek istemiyorum."
Jimin, yanaklarından aşağı süzülen yaşlara aldırmadan arkasını dönüp koşmaya başladı. İşte yine olmuştu. Yeniden gözlerinin önünde suçsuz bir omega'nın özgürlüğü elinden alınmıştı. Adını bile bilmediği genç kızın yerinde olabileceği düşüncesi nefesini kesiyor, göğsünün sıkışmasına sebep oluyordu.
Kan ter içinde evinin kapısına ulaştığında gözyaşları hâlâ yanaklarını ıslatmaya devam ediyordu. Oysa ki sadece dakikalar önce kendini dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyordu. Büyük bir neşeyle gecesini planlamış, her şeyin biraz da olsa yolunda olduğuna ikna olmaya çalışmıştı. Şimdi ise çökük omuzları ve kambur sırtı ile sert ve soğuk kapının önünde dikiliyordu. Elindeki cips ve abur cuburla doldurduğu poşetlerden hepsini çöpe atarak kurtulmuştu. Az önce şahit olduklarından sonra hiçbir şey olmamış gibi oturup televizyon izleyemeyeceğini farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not omega/ Yoonmin
FanfictionYakın geçmişte, yeni doğan omega bebekler sebebi bilinmeyen bir şekilde henüz bir yaşlarına bile basmadan ölmeye başlarlar. Sadece birkaç on yıl içinde dünya nüfusu kritik seviyelerde gerileyince, dünya hükümeti hayatta kalmayı başarıp ergenliğe ula...