Herkese merhaba. 💮🧙
Haydi başlayalım. 🏳️🌈Portakal çiçeği kokuyorsa akşam ve ona eşlik ediyorsa koca bir orman, o halde zamanıdır ufukta görünen güneşe doğru yalın ayaklarla koşmanın. O iki, birbiri için atan yürektir ki güneşin battığı yerde buluşacak olan.
Taehyung göz açıp kapayana kadar Jungkook'un yanında biterek onu kucakladı.
"Tamam bir tanem. Sorun yok. Buradayım,"
dedi ve yarı açık kapıya yöneldi. İçgüdüleri ise çoktan devreye girmiş, bedeni eşini rahatlatmak için yatıştırıcı feromonlar salgılamaya başlamıştı. Ama yine de kolları arasında nefes almak için çabalayan eşini gördükçe az önceki öfkesi geri geliyordu. Yapılacak en mantıklı şey, öfkesini bir tarafa itip Jungkook'u bir an önce feromonlardan uzak, açık havaya çıkartmak olacaktı.
Namjoon kardeşini takip edip kapıdan çıkmadan hemen önce duraksayarak Yoongi'ye hitaben konuştu.
"Taehyung o adamın peşini bırakmayacak. Bilirsin, baskın alfalar eşleri söz konusu olunca pek sakin kalamıyor. Ah, unutmadan. O dosyayı okusan iyi olur Yoongi. İçinde ilgi çekici bir şeyler bulacağına eminim,"
dedi ve kardeşinin peşi sıra eşikte kayboldu. Yoongi her iki yumruğunu da hırsla sıktı. Bu gece tam anlamıyla bir fiyaskoydu. İttifak dengeleri zaten sarsıntıdayken ihtiyacı olduğu en son şey, iki aile arasında patlak verecek bir çatışmaydı.
Sakinleşmek için derince soluyup bakışlarını toplantı masasında gezdirdi. Temsilcilerden birkaçı henüz yeni yeni feromonların etkisinden kurtulmayı başarıp kendine geliyorlardı. Ancak onun gözleri Jimin'in boşalmış koltuğunda sabitlendi. Sadece bir dakika önce Jimin'in orada oturduğundan emindi.Masanın üzerindeki dosyayı alarak uzun koridora çıktı. Jimin hasta olduğunu söylemişti ve şimdi Yoongi kendisini bile şaşırtacak biçimde o çocuğun sıhhatini gerektiğinden çok daha fazla önemsediğini fark ediyordu. Eli cebindeki telefonuna gitse de Jimin'in numarasının kayıtlı olmadığını hatırladı. Tam bu sırada burnuna ulaşan portakal çiçeği kokusuyla olduğu yere çakılıp kaldı.
"Omega feromonları!"
Yoongi'nin bedeni neredeyse anında cevap vermek için hareketlendi. Ama zihni bedenini yarı yolda bırakarak onu iliklerine kadar sarsan gerçekle mücadele etmekle meşguldü.
Bu feromonları tanıyordu. İki yıl önce katıldığı bir etkinlikte burnuna belli belirsiz ulaşan portakal çiçeği feromonları onu günlerce elden ayaktan düşürerek yatakta acıyla kıvranmasına neden olmuştu. Daha sonra Yoongi, etkinliğe katılan omegalar üzerinde uzun ve detaylı bir araştırma yapmasına rağmen portakal çiçeklerinin sahibini bulamamıştı. Öyle ki bir yerden sonra böylesine mükemmel kokan feromonların var olamayacağına ikna olmuş, olayların tamamını kendi zihninde kurduğunu kabullenmişti.
Fakat şimdi hataya yer bırakmayacak bir gerçeklikte bedeni ve ruhu portakal çiçeği feromonlarıyla yıkanıyordu. Yoongi elini kalbine bastırıp zorlukla yutkundu. Bir kere hayatının yanlışını yapmış ve onun gitmesine izin vermişti. Bu sefer aynı hataya düşmesi mümkün değildi. Feromonların sahibi her kimse onunla bu gece tanışacaktı. Koridorun sonuna, portakal çiçeği kokusunun kaynağına doğru adımlamaya başladı.
Her adımı sanki kulaklarında yankılanıyor, giderek yoğunlaşan feromonlarla sarhoş oluyordu. Sadece saniyeler sonra kendini bilinçsizce bir kapı eşiğinde dikilirken buldu. Mantığı, önündeki görüntüyle sersemledi.Jimin, kızarmış yanakları ve şiş gözleriyle lavabodan destek alarak zar zor ayakta duruyor, telefondaki konuştuğu kişi her kimse yardım için yalvarıyordu. Yoongi, fark ettiği gerçekle kanının damarlarında donduğunu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not omega/ Yoonmin
FanfictionYakın geçmişte, yeni doğan omega bebekler sebebi bilinmeyen bir şekilde henüz bir yaşlarına bile basmadan ölmeye başlarlar. Sadece birkaç on yıl içinde dünya nüfusu kritik seviyelerde gerileyince, dünya hükümeti hayatta kalmayı başarıp ergenliğe ula...