O gecenin üzerinden 2 gün geçmişti. Bilmediğim bir akademiye kabul olduğumu henüz aileme açıklayamamıştım. Buna kesinlikle müsade etmezlerdi,ama ben o akademiye gidecektim. Nedenini bilmiyorum ama bu kabul mektubunun öylesine gelmediğini düşünüyorum.
Bugün annem ve babamı bir şekilde ikna etmem lazımdı,fakat bir sorun vardı. Hala akademiyle iletişim kuaramamıştım. İletişim kurmayı bırak,akademinin adını bile bilmiyorum.
Hah! Harika!
O mektupta Hekate'nin tılsımı gösterecek onu diyorudu. Birde inanmamı söylüyordu. Zaten iki gündür inanarak gitmek istiyordum ama bir türlü olmuyordu,yada ben olduramıyordum.
Sanırım anneanne mi dinleme zamanı gelmişti.
***
Artık hazırdım. Yemek masası bu konuyu konuşmak için en uygun yerdi. Annem ve babam her zaman ki sohbetlerini yaparken, boğazımı temizlememle masa da ki herkes bana döndü.Sakin ol Eflin!
"Sizinle önemli bir konu konuşacağım...Okul ile ilgili."
"Ahh! Sonunda karar verdin demek" diye cevapladı beni annem. Maalesef ki onu biraz hüsrana uğratacaktım.
"Evet kızım,seni dinliyoruz" dedi babam ve vereceğim cevabı beklemeye başladılar. Babam, annemin aksine gideceğim üniversite hakkında hiç baskı uygulamamıştı. Benim arkamda olacağını biliyordum o yüzden birazcıkta olsa heyecanımı bastırabiliyordum.
"Amerika'da başka bir okuldan daha burs teklifi geldi. Çok iyi bir akademi."dedim. Annem bundan çok memnun olmuştu ve soru sormaya çoktan başlamıştı bile.
"Aferin benim akıllı kızıma. Ne zaman gideceksin? Yurtta kalacaksın değil mi? Kaç tl,pardon,dolar burs veriyorlar? Hangi bölümde okuyacaksın? Aa uçak bileti baktın mı? Haa bide..."
"Hanım biraz yavaş konuş yahu! Sanki sen başlayacaksın okula."diye sitem etti babam. Haklıydı. Annem benden çok daha hevesliydi.
Annem tüm akşam ev ahalisinin başını şişirmeyi başarmıştı. Gerçekten susmak bilmiyordu bu kadın! Neyse ki çok fazla sorgulamadılar. Çünkü ben de o akademide ne hakkında ders alacağımı bilmiyordum.
Ertesi gün Baray'a bunu söyleme kararı verdim. Eğer başıma bir şey gelirse en azından birinin haberi olurdu. Öğleden sonra Baray ile Cafeye gittik. Ona her şeyden bahsettim.
"Ciddimisin!?"
Bu tepkisi karşısında gülmemek için kendimi zor tuttum. Ağzı açık kaldı resmen."Evet çok ciddiyim."diye yanıtladım onu. Şaşkınlığını üzerinden atması uzun sürmüştü fakat şaşkınlığı geçtikten sonra ki endişesini anlayabiliyordum.
Haklıydı.
Belkide hissediyordu.
"Peki... Tamam... Imm,bu yani eğer istiyorsan..."
"Endişeni anlayabiliyorum, Baray. Hem gerekli araştırmaları yaptım,haftaya gidiyorum."
Herkes bir gün ait olduğu yere gidecek.
Gitmeli.
•••
Akademiye gitmeme üç gün kalmıştım. Annem günlerdir hazırlık yapıyordu. Tek kızıyla gurur duyuyordu,sadece benimle gurur duymuştu. Annem neden babam gibi değildi ki!
Annem, Barayı -aramızda bir yaş olan abimi- hiç sevmemişti. Bunu hiç dile getirmemişti fakat hiç saklamamıştı da.
Zavallı abim,hep anneme yaranmaya çalışıp durmuştu. Annem ya bu,abimi hep görmezden gelirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MATEM OKULU
AdventureÜniversite için hazırlanan Eflin Baha bir gün bilmediği bir dille yazılmış mektup alır. Küçüklüğünden beri boynunda taşıdığı kolyenin aslında bir tılsım olduğunu öğrenir. Normal bir akademiye geldiğini sanan Eflin çok yanılmıştır. Bir yandan gizeml...