24 Ekim 2024
AnkaraKlasik cumartesi günlerinden biriydi, her zaman olduğu gibi sunuculuk yapcaktım, Ama işimi seviyodum.
İş yerine vardığımda hemen iş yerinin barına gitmiştim. Tabikide İlayda vardı en yakın arkadaşımdır kendisi aynı liseyi ve üniversiteyi okumuştuk.Barda kendime hemen sıcak Bi kahve yaptım aynı zamanda ilayda ile havadan sudan konuşuyodum.
Ardından çekim yerine gittim bugünün haberlerinde göz gezdirirken Bi habere gözüm takılmıştı.Haber:
Ankara Tusaş 23 Ekim saat 15.26 civarlarında silahlı saldırı ve patlama. 5 ölü 22 yaralı
Ben Ahenk'tim hiçbirşeye üzülmezdim ancak birşey dışında ölüm haberi aldığımda üzülürdüm kim olursa olsun ben ölüm haberi almaktan üzülürdüm. Üstüne üstlük bende Ankarada yaşıyordum....
Dünki patlamayı nasıl önleyemediğimizi kara kara düşünürken Bi anda kapım çaldı ardından kapı hızla açıldı.
Gelen Albay Lokman Karataş'tı.
Albay lokman " Yüzbaşı Ateş Alakurt " dedi ben ise hızla hazır ol konumuna geçmiştim bile. Albay " Kurşun timini topla korumamız gereken siviller var " dedi.
Ben ise " Emredersiniz " dedim.Albay çıktıktan hemen sonra bende çıkıp yatakhaneye yöneldim kapıyı açtığımda herkes tamdı.
Onlar kimmiydi;
Yüzbaşı Ateş Alakurt
Kıdemli Üsteğmen Emre Üçler
Üsteğmen Zekeriyya Koçanlı
Astsubay başçavuş Fatih Bozkır
Astsubay başçavuş Süleyman Gencer
Astsubay başçavuş Aliye Şahin
Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ahmet Demir
Astsubay Çavuş Yunuscan Tokkan
Astsubay Çavuş Ege TuranoğluArdından herkes ayağa kalktı ben ise " Herkes hazırlansın sivil koruma görevimiz var bahçede bekliyorum " dedim gür Bir sesle.
...
İş yerindeydim hala çünkü daha yeni reklam arası vermiştik bende o sırada biraz hava almak için camın yanına gitmiştim.
İş yerinin önünde bir grup asker vardı.
Ne olduğunu anlayamamıştım tabiki acaba patlamadan ötürümüydü bilmiyordum. Reklam arasının bitmesine daha 20 dk vardı bende içeri geçip yeni bir kahve yapmıştım.Kahveyi yapıp tekrar çekim yerine gelmiştim o sırada benim belada gelmişti Enes.
Beni görür gelmez hemen " Güzelim günaydın bugün biraz geç geldim ama bişi olmaz bence " dedi.
Bana güzelim dediğine bakmayın sevgili değiliz yakın arkadaş bile değiliz.Bende ayıp olmasın diye " Günaydın " demiştim. Enes tam bişey diyecekken " benim işim var görüşürüz " dedim çünkü onla muhatap olmak istemiyordum.
Enesde hemen " Görüşürüz güzelim " demişti. Ben ise hemen barın oradaki terasa çıktım. Etrafa baktığımda askerler duruyodu, neden burada olduklarını merak etmiyo deildim ama tahmin edebiliyodum.
...Patlama yapılacağını duyduğumuz yere ekiple varmıştık. Ardından kulaklığımdan Albayın sesini duydum
Albay " Ateş arkanızdaki iş yerine hemen girin içerideki sivilleri dışarı çıkarın. "
Ben " Anşaşıldı " dedim ardından time işaret yapıp içeri iş yerine girdim arkamdan timimde gelmişti zaten. İçeriğe girmeden önce dürbünle pencerelere ve terasa bakmıştım ve çok tanıdık birini görmüştüm.
...
Çoktan terastan inmiştim bile Enes herzaman ki gibi beni aşağıda bekliyodu bende hazır onu görmüşken bir şeyleri söylemenin vakti gelmiş gibi hissettim ve " Enes benimle içeri gelsene senle bişey konuşcam " dedim.
Enes " Nedenki "
Ben " neyse burda söyliyim. Enes benim belki sevgilim var belki bana güzelim denmesinden hoşlanmıyorum. Senle yakın arkadaş bile değilken hangi cesaretle bana güzelim diyosun " dedim hafif öfkeli bir sesle.
Enesin cevabı ise aval aval bakmak olmuştu.ardından şunları söyledi " özür dilerim bilmiyodun rahatsız olduğunu"
Bende " Ne demek istediğimi anladığın için teşekkürler " dedim ve arkama bakmadan çekim yerine varmıştım varmamla askerlerin içeri girmesi bir oldu.
Tabikide biraz korktum ama kamuflajlarında Türk bayrağı vardı o yüzden fazlada korkmamıştım. Ardından heybetli kumral bir asker yanıma gelip " Benden korkma buradan hızlı çıkmalıyız biz türk askeriyiz sizi korumakla görevliyiz " dedi.
O bunları söylerken ben hem onu dinliyodum hafif griye kaçan yeşil gözlerine bakıyodum. Bu gözler bana bir yerden tanıdıktı ama çıkaramıyodum.
Ardından bende " tamam ama neden buradan çıkmamız lazımki " dememe kalmadan bileğimden tutup iş yerinden çıkardı. ardından zırhlı Bi araca bindirdi . Benim arkamdan ise İlayda, Enes, Talha abi, Leyla abla gibi isimlerini fazla hatırlamadığım kişiler bindi benim yanıma ise beni buraya getiren asker bindi. İsimlerini neden hatırlamdığımı sorarsanız bende işime 1 ay önce atandım fazla tanımıyodum insanları.
...
Terasta gördüğüm kız tahmin ettiğim kişiydi köpüktü. Köpük kimmiydi köpük Ahenkti . Ahenk olduğunu nerden mi biliyorum.
saç rengi hala siyah, göz rengi hala bal köpüğü ,burnu hala küçük, Kaşının biri öbür kaşından hala biraz daha uzun , sol yanağındaki çiller hala daha fazlaydı.
O hala köpüktü. Benim çocukluk arkadaşımdı.
...
Yanıma oturan asker maskesini çıkarmıştı bu suratı gördüğümde bir yerlerden tanıdığımı düşündüm ama çıkaramıyordumda . Ardından yanımda oturan asker bana " Köpük " dedi kısık bir sesle. Bana Köpük diyen tek bir kişi vardı oda Ateşti. Ateş kimmiydi benim çocukluk arkadaşımdı.
O bana nedenmi Köpük diyordu, çünkü gözlerim bal köpüğüydü .
O bana Köpük diyince ona baktım yüzünü taradım fazla değişiklik yoktu o hala benim
Kumçimdi. Sonra ona kısık bir sesle " Kumçi " dedim. Ardından yanağımdan bir göz yaşı süzülmüştü. 19 yıl sonra onu tekrar görüyodum...Bebişler ilk bölümler kısa olcak daha sonra bölümleri uzun yazıcam
Yıldıza basınnn❤️🩹