Serseri 1

226 13 8
                                    

Günaydın dedim anneme .kahvaltı masasına otururken "günaydın Ada."
Diyerek Bana karşılık verdi.

Kahvaltı çok sessiz geçmişti ve bir Şeyler olduğunu hemen anladım .
Beni oturma odasına çağırdı karşısına oturttu ve konuşmaya başladı .
"Ada kızım konuşmamız gerek " dedi. Sıkıcı aile konuşmaları...

"Tabii seni dinliyorum." dedim ukala bir sesle.

"Babanla konuştuk ve seni bir haftalığına İstanbul'a teyzenin yanına gitmene, biraz tatil yapmana karar verdik" dedi .
Bir Şeyler ters gidiyordu ve beni evden uzaklaştırmak istediklerini anlasam da bunun üzerine gitmek istemedim ve sakince bunu kabullendim.
" Peki anne bana uyar ".diyerek ayağa kalktım.
Yanına gidip yanağına küçük bir öpücük kondurdum . Ve odama çıkıp valizimi hazırladım, kedim Miyav'ı yanıma alıp uyudum .

Sabah olduğunda  saat 6:12 de kalkmıştım .
Annemler daha uyuyordu. Mutfağa inip omlet yapmaya başladım . Kedimin mamasını koyup masaya oturdum .
Omletimi yerken Berk 'den mesaj geldi .

Gönderen :Berk 😎
Naber fıstık? Nasılsın?

Gönderilen: berk😎
İyiyim, sen nasılsın Berk?

Gönderen: berk😎
Iyi oturuyorum odamda bugün buluşalım mı ?

Gönderilen: berk😎
Bugün olmaz 1 hafta boyunca teyzemde İstanbul'da kalacağım . Üzgünüm. Bir dahaki hafta Salı günü tamam mı ?

Gönderen: berk😎
Iyi o zaman. Görüşürüz

Gönderilen: Berk
Görüşürüz Berk

Dedikten sonra kahvaltıma devam ettim . Bir kaç ses duyduktan sonra annem ve babamın da uyandığını anladım "Günaydın  canlar " dedim ve kahvaltıya devam ettim.
"Uçağın 13:05 de tatlım."
"Tamam baba."
Gidiyordum işte ve döndüğümde de her şeyi aynı bulmak istiyordum.

Kahvaltım bittikten sonra dişlerimi fırçaladım ve ardından duşa girdim .
Duştan sonra cilt losyonuyla
kuru cildimi nemlendirdikten sonra, üzerime en rahat edebildiğim şık ve sade beyaz kolları omuzda, diz üzerinde elbisemi giydim .Hafif bir makyaj yaptım ve artık hazırdım. Bekle beni İstanbul...

Babam beni Havalimanı'na bırakacaktı.
Bavulumu ve çantamı alıp arabaya taşırken bende anneme sarıldım sımsıkı , bir haftada olsa onu özlerdim.
"Kendine dikkat et kızım "dedi endişeli bir sesle. Babam, İzmir Havalimanı'na yaklaşırken
"Tamam" dedim sadece. Endişelenecek bir şey yoktu.

Ne olacağını merak etmiştim acaba uçakta indikten sonra kim beni alacaktı. Uçağa bindikten sonra kemerimi takıp oturdum. Bir 30 dakika sonra hostesler yemekleri dağıtmaya başladılar. Ben her zamanki gibi kola ve büskivi almıştım. Uçak yemeklerine bayılıyordum.
Yaklaşık 3 saat sonra uçak İstanbul'a yaklaştığında pilot konuşmuştu.

Ne dediğine aldırış etmemiştim. Yanımda oturan çocuk çok tatlıydı çünkü. Düşünme Ada, düşünme.
Olmuyor.
Kahverengi gözleri simsiyah
dağınıktı. Tam bir Meriç Tuna. Tabii ki o olamazdı.
Önüme döndüğümde artık uçak inişe geçmişti. Uçak tam durduğunda kemerimi çıkarıp çantamı aldım. Yürümeye başladığımda arkamdan değişik adam sesleri geliyordu. Biraz korkmuştum. Yürümemi hızlandırdığım sırada içlerinden biri
bana seslendi.

"Hey güzellik. Yolun uzaksa ben seni bırakırım hem biraz eğlenmiş oluruz"
Aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Valizimi aldığım gibi kendimi dışarı attım. Bir tane taksi durduracağım sırada kolumdan biri tutup beni geriye doğru çekti.
Ağzımı kapamıştı, bağaramıyordum.
Iki kişilerdi biri ayaklarımdan diğeri vücudumu kaldırmıştı. Beni karanlık bir sokağa götürdüklerinde yere bıraktılar.
Elini ağzımdan çektiği an
"İMDATTTTT" diye bağırdım.

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin