4. Bölüm: Savaşmak Gerekir Bazen

5 1 5
                                    



    Yetenekler: Zi-

"Vay, vayy. Görmeyeli baya küçülmüşsün." Olduğum yere çakılmıştım. Yakalanmıştım! Hafifce arkama dönüp kalçamı masaya yasladım. Yadenin yüzünü incelemeye başladım.

"Aa, naber Yadecim. Bende seni özlemişim." Sinsice gülmeye başlayınca sinirlerim bozulmuştu. "Acaba burda olduğunu Avcıya söylesem o da sana 'bende seni özlemişim' der mi?" Belli etmemeye çalışsam da eminim ki tedirgin olduğumu görebiliyordu. Sakince Yadenin yanına gittim. Hafifçe koluna vurarak kapıdan geçtim. "İstediğin her şeyi söyleyebilirsin Yadecim. Kimseden korkmuyorum." Son cümlemi soğuk bir sesle söylemiştim. Sesim çok soğuk çıkmıştı. Yade tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Onu ve merakımı arkamda bırakarak merdivenlerden inmeye başladım.

    Her karşılaştığım çalışan bana garipçe bakıyordu. Avcının beni saldıklarını düşünüyorlardı sanırım. Garip olan ise Avcının hala karşıma çıkmamasıydı. Belki de haberi vardı fakat bilmiyormuş gibi davranıyordu. Sakince çıkışı bulmaya çalışıyordum. İtiraf edeyim ev o kadar genişti ki çıkışı bulamıyordum. Bu Avcının tüm evleri neden bu kadar genişti. Ben diyorum işte kara para aklıyor diye kısa zamanda Avcıyı polise şikayet etmem gerekiyordu. Daha fazla dayanamadım ve bir çalışanın yanına gittim.

"Pardon, acaba çıkış ne tarafta?" önümdeki adam tedirgin gözlerle bana bakıyordu. "Duyuyor musunuz acaba?" Çalışan arkama bakarak hafif kafasını eğerek selam verdi ve ortadan kayboldu.

"Sadece bana bu kadar kaba davranıyorsun sanırım Güneşin Kızı." Bende diyorum nerde kaldı! Arkama döndüm. Tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle Avcıya bakmaya başladım. "Nasılsın Avcı görmeyeli baya uzamışsın." yüzüme ne alaka der gibi bakıyordu. Bunu fırsat bilerek koşmaya başladım. Arkamdan koştuğunu duyuyordum. "Bu evi benden daha iyi bilemezsin değil mi Y?" Allah'ım ne garip sesleniyordu bana,  Y ne alakaydı şimdi? Birkaç dakikadır koşuyorduk ve ne ben ne de o yorulmuştu. Tek sorun benim hala çıkışı bulamamamdı. Sağa dönüp bir koridora daha girdim. Kolumu bir el tuttu. Kafamı çevirdiğimde Avcı olduğunu gördüm. Başka kim olabilirdi sanki?

"Ne zamana kadar benden kaçacaksın Yankı?" "Senden kaçmıyorum! Bu saçma sapan beni tıktığın evden kaçıyorum." "Şunu bil ki sen asla salmayacağım Yankı." Kolumu tutup beni sürüklemeye çalışıyordu. Bir süre dayanırdım ama gerçekten güçlüydü. "Bırak kolumu!" "Sanki ben bilmiyorum kolunu bırakırsam kaçacağını." Cebinden bir iğne çıkardı. Sanırım beni bayıltmak içindi. Tam iğneyi tenime batıracaktı ki arkamdan bir ses yükseldi.

"O kızı hemen bırakıyorsun Avcı." Arkama döndüğümde herkesi görmeyi beklerdim fakat onu asla. Aleyna buraya gelmişti. Gözündeki o keskin bakışları burdan bile görebiliyordum. Mavi gözleri hafif dalgalı açık kahverengi saçlarıyla çok uyumlu görünüyorlardı. Tüm vücudunu kaplayan siyah tulum, sıkılığından dolayı vücut hatlarını belli ediyordu. Üstündeki tulum resmen savaşçıların tulumuna benziyordu. Gözlerim ellerine doğru kaydı. Elinde bir silah vardı ve namlusu Avcının üzerindeydi. Silahları çok iyi kullanırdı. İstediği kadar uzak olsun hedefinden şaşmazdı. Gözlerim şaşkınca Aleynaya bakıyordu. Evet onu ben çağırmıştım fakat bu kadar ciddi olacağını beklemiyordum.

"Seni." duraksadı " burada beklemiyordum." sanki tanışıyorlardı. Evet okulda da tanışmışlardı fakat bu onun gibi değildi. Geçmişten tanışıyorlardı. Ben düşüncelere boğulmuş şekilde beklerken Avcı birden beni tüm gücüyle itti. Bunu beklemediğim için son hız dizlerimin üstüne düştüm. O an silah sesi patlamıştı. Arkamda duran Avcının birkaç acı dolu seslerini duydum. Aleyna yanıma gelip beni kaldırdı.

"Çabuk ol, burdan gidiyoruz." hızlı adımlarla gidiyorduk. Avcıya bakmaya bile fırsatım olmamıştı. "Onu neden vurdun?" "Seni düşürdü. Hemde dizlerinin üstüne." Aleynanın dizlerinin üstüne düşmesiyle ilgili sorunları vardı. Asil biriydi yani. "Onu tanıyorsun değil mi? Nerden tanıştınız?" "Kafamı ütüleme Yankı, sus. " kapıdan çıkmıştık. Kapı aslında yakın bir yerdeydi ben bulamamıştım. Birden yürümeyi bıraktım olduğum yerde dikilmeye başladım. "Yürüsene Yankı, ne dikiliyorsun orada?" Yutkundum. "Aleyna, sen burayı zaten biliyordun değil mi? Kaç kere geldin buraya söylesene. Bana deme 'nerden girdiysem oradan çıkarım' diye. Biliyorum buraya önceden geldin değil mi?" Aleyna gözlerini kaçırıyordu benden. Pis kokular vardı burada. "Sonra konuşuruz Yankı şimdi gitmemiz lazım." yerimden kıpırdamadığımı görünce sinirlendiğini hissetmiştim. "Yankı hadi!" öyle bir bağırmıştı ki hareket etmek zorunda kaldım. Aleyna arabasıyla gelmişti. Arabasına doğru ilerledik.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 15 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Güneşim SensinWhere stories live. Discover now