Avcunun içinde ölümü sakladığını düşünerek ömrünü geçiren Jeon Jungkook, aniden hayatında beliren Kim Taehyung ile bambaşka duyguların varlığını fark etmek üzereydi.
|omegaverse|
|alfajeon&omegakim|
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
opia.
Sabahın erken saatlerinde beni uyandıran şey henüz gözümü bile açamadan hissettiğim yoğun mide bulantısıydı. Uyuduğum odadaki banyoya ulaşmam ve klozetin önüne yığılmam saniyeler sürmüştü. Dünden beri mideme bir lokma bile girmemişti. Haliyle kusacak hiçbir şeyim yoktu.
Tek elimi karnıma diğerini ise ağzıma siper ettim sanki etkisi olacakmış gibi. Bütün çabalarım boşunaydı. Gün nasıl başladıysa öyle devam ederdi benim için. Bugün de bulantı dolu geçecekti yani.
Onun evindeydim.
Hastane odasından çıktığımda söylediklerini duymuş ancak üzerine hiç düşünmemiştim. Artık ne olacaksa olsun diyerek yalnızca bebeğimin gelişimine odaklanmak istiyordum.
Madem onun feromonlarına ihtiyacım vardı o zaman fazlasıyla alacaktım bana lazım olanı.
Dün gece de önce benim evime uğramış, iki valiz dolusu kıyafet almamı sağlamış ve sonra da kendi evine getirmişti beni. O herhangi bir şey yapmasa da ben görevli kadından misafir odasını ayarlamasını istemiştim.
Evin içi de feromonlarıyla doluydu. Aynı yatakta uyumamızı gerektirecek bir durum göremiyordum ben. Tabii o bayağı bozulmuştu buna.
Mide bulantım dinmemiş olsa da ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra neredeyse sürünerek döndüm odaya. Valizler odanın ortasında duruyordu. Onları yerleştirecek enerjiyi bulamamıştım kendimde. Gelir gelmez yatağa gömülmüştüm.
Aniden çok fazla şey üst üste geldiği için hem zihnim hem de bedenim fazlasıyla yorgundu. Zaten hamileliğin ilk aylarının getirmiş olduğu miskinlik de vardı. Hepsi bir araya gelince mahvediyordu beni.
Yatağa uzanıp üzerimdeki tişörtü sıyırdım ve hâlâ dümdüz görünen karnımı ortaya çıkardım. Ellerim çıplak tenimde gezindi usulca. Bebeğimle konuştum içimden. Ona sevildiğini hissettirmeye çalıştım.
Ailemin benden sakındığı sevgiyi ben kendi bebeğime tamamıyla sunacaktım.
Sevgi yaşatırdı. İnsanı, hayvanı, doğayı... Her şeyin başında sevgi gelirdi bir kere. Can verir, neşe katardı.
"Acaba cinsiyetin ne?" diye mırıldandım sessizce. Bunu öğrenmeme haftalar vardı muhtemelen. Hamileliğimi öğrendiğimden beri arkadaşlarım gibi ben de araştırmalar yapıyordum ve üçüncü aydan önce cinsiyetin öğrenilmediğini biliyordum.
Hayal kurmama engel değildi tabii.
Yavaşça okşadım karnımı. "Kız da olsan... Oğlan da olsan..." derken istemsizce tebessüm ediyordum. "Çok seveceğim seni."
Bir an önce büyümesini ve elimle karnıma dokunuşlarıma tepki vermesini istiyordum. Eminim nefes kesici bir an olurdu.
Bir süre daha yatakta oyalanıp güneş ışığı odayı doldurmaya başladığında kalktım ve üzerimdeki pijamaları umursamadan çıktım odadan.