Rab, Dindar Claus ve sevgilisi Elenor'u Kudüs'e ibadet etmeleri için göndermişti. Anadolu toprakları henüz Hristiyanlık ile şereflendirilmediği zamanlarında halk çoğunlukla Helenistik inançlara tapıyorlardı. Claus ve Elenor İskenderun'a geldiklerinde Kıbrıs'lı Anatolius ile tanıştılar ve ona Hristiyanlığı tanıttıklarında Anatolius merakıyla onların yoluna ortak oldu. Rab, Anatolius'u bu merakından ötürü kutsadı. Nihayet Kudüs'e vardıklarında İsa Mesih adına ibadetlerini gerçekleştirdiler. Romalılar ise bu ibadetlerden rahatsız olacaklar ki onları zindana attılar. Rab, Claus'a gece "Size bir kaçış kapısı açacağım. Siz Kudüs'ten çıkarken onlar sizi görmeyecek." dedi. O gece öylece geçti ve şafak sökerken Claus güzel bir tonda ilahi müzik ile uyandı. Ses o kadar güzel geliyordu ki kulağına 10 dakika boyunca İlahiyi dinledi. Elanor ve Anatolius, Claus'un uyanık olduğunu gördüklerinde kendileri de yavaşça kalktılar ve Claus'a yaklaştılar. Claus eli ile duvarı işaret etti. "İşte, Rab bize kaçmamız için bir geçit oluşturdu." Anatolius ve Elenor duvara baktıklarında cidden bir kaçış yolunun oluştuğunu fark ettiler ve Claus'un önderliğinde hapisten kaçıp Tanrı'nın izni ile 3 at çalıp Kudüs'ten Aşkelon'a kaçtılar.
Rab, bir melek gönderdi ve Roma İmparatorluğu İmparatoru IIV. Maksimus'u öldürttü. O esnada Gürcü ve Ermenilerden oluşan büyük bir Dini topluluk (Yaklaşık 7.800 kişi) Kudüs'e doğru yürüyüş başlattı. Yol üstünde (Maraş, Antep ve İskenderun) bu gruba Yunanlar da eşlik etti.
Hristiyanlık, İmparator'un ölümüyle birden yayılmaya başlamıştı. Kudüs'e ibadet için giden Yunanlardan birisi de Maksimus'un 2. Kuşak torunu IX. Phadelphius'idi. Phadelphius, Hristiyanlık inancına geçtiğinde Dini bir adam olan Petrus'u Antakya'da Dini yayması için görevlendirmişti.
Maksimus'um ölümüyle yerine İmparator Neron geçmişti. Neron, dini açıdan düşünceli bir adam olduğu için kendisini bir türlü Helenistliğe kabullendiremiyordu. Ta ki Hristiyanlık ile tanışana kadar.
Antakya'da Dini yaymak ile görevlendirilmiş olan Petrus'u fark eden Neron bizzat Antakya'ya gitmiş ve onun ağzından Hristiyanlığı tanımıştı. Bunun üzerine Neron birkaç ay düşündükten sonra Yunan saçmalığına inanmaktansa tek bir tanrının olduğunu inanmanın daha mantıklı olduğunu kabullendi ve Hristiyanlığa geçti.