Çocuk mezarlığı

69 3 0
                                    

Kasabamızdan ayrılmak için sabırsızlanıyordum...Artık tüm olanlar benim gidişimle unutulacaktı,ailemle beraber yeni ve temiz bir hayata adım atacaktık...Bana olanları hatırlatmamaları için evden dahi çıkmak istemiyordum,onların yüzlerini her görüşümde olan olaylar aklıma geliyor,her gece rüyamda onların çığlığını duyuyordum.Her gün çıkardığım yangın ve o yangında ölen çocuklar aklıma geliyordu.Ben birilerini öldürmüştüm ve bunun bedelini ödemeliydim.Ögretmenlerim hatta bazen ailem bile benden korkuyordu.Artık bunların hepsi geride kaldı..Umarım burası çok farklı olur,daha iyi bir insan olurum.

...Araba ile on iki saatlik bir yoldan geldik, ailem benim yaptıklarımdan sonra kasabadan ayrılma kararı almıştı,o yangını benim çıkardığım kanıtlanamasa da bunu biliyorlardı.Hayatım boyunca benim karanlık yanımı birtek ablam görmüştü bu yüzden beni suçlayamıyordu.
Mahalleye vardığımızda İki katlı kırık dökük ahşap bir evin önünde durduk, hava bunaltıcı derecede sıcak ve nemliydi,bir an önce evin içini keşfetmek istiyordum.Çok büyük değildi ama en azından eski evimizden büyüktü,arabadan annemin ve babamın bavullarını almak için çevik bir hareket uyguldım ve kapının önünde babamın kapıları açmasını bekledim,o açar açmaz hemen evin içine koştum.Ama bir an durdum.Hiç beklediğim gibi değildi.

Evin içinde sivrisinekler doluşmuş kanepheler yıpranmış ve duvarların boyaları akıyordu, hayalimdekiyle hiç örtüşmüyordu ve plaja 20 dakikalık yoldu.Üstüne birde o koca yokuş vardı,en beteri ise evimizin yakınındaki o ürkütücü mezarlıktı.

Ablam tüm yolculuk boyunca telefonuyla ilgilenmiş bense gözlerimi açtığımda kendimi burada bulmuştum,uyandığımda ablam bıraktığım gibiydi telefonunu elinden düşürmemişti.
Rüyamda yine yanan çocukları duymuştum,bu sefer bana acı çekeceğimi ve onların yanına gideceğimi söylüyorlardı.
Bu rüyayı unutup eve alışmak için çevreyi biraz gezinmeye karar verdim,benimle gelmesi için ablama ısrar etsem de bana"Yaptıklarından sonra seninle birlikte gelmemi mi istiyorsun cidden?."demişti.

Dışarı çıktığımda biraz ötede bizimkine benzer bir ev daha vardı bizimkinden biraz daha yeni ve bakımlıydı.Babam taşındığımız evin 50 yıllık olduğunu söylemişti, bu evi bedava denecek kadar ucuza almıştık üstelik bu kadar kısa sürede başka bir ev bulma seçeneğimiz de yoktu.
Yan evde oturanlarla tanışmak istedim.Komşular genelde beni sevmezdi yinede yeni,içimdeki karanlığı görmeyen bir insanla tanışmak istiyordum.Kapının önünde iki sandalye ve masa vardı.Masanın üzerinde iki maden suyu şişesi ayrıca üstünde isimler yazılan uzun bir liste vardı.Kapıyı 50 yaşlarinda,giydiği üniformadan polis olduğu anlaşılan bir adam açtı .Gözlerinin altı kıpkırmiziydi.Günlerden beri uyumamış gibiydi.Ona buraya yeni taşındığımızı söyledim.Arkasından yine adam gibi 50 yaşlarında,saçları ağarmış ve çökmüş, kollarında ve suratında kesik izler olan bir kadın geldi.Şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. Kafasıyla işaret etti."Bu eve mi yeni taşındınız?"

"Evet biraz önce geldik."

Kadın şaşırmış gibi gözlerini iyice açtı..Gözlerinin kızarıklığı ürkütücüydü.

"Dikkatli ol" dedi.

Nedenini sormadan içeri girip kapıyı kapattılar.Dönüp evime doğru giderken kadın camı açıp bana seslendi:

"-Çocuk mezarlığını gördün mü ?"

Merak ve şaşkınlıkla sordum
"Neden çocuk mezarlığı?"

Kadın hüzünle konuştu
"Bu kasabada olanlar yüzünden.Ölen onlarca çocuk.."

Eve geldiğimde komşularımızı babama anlatmaya karar verdim babam anlattıklarımı şaşkın bakışlarla dinliyordu sonunda "Bu kasabada ne tür olaylar olmuş? Dedi.

"Bilmiyorum." dedim

Babam ciddiye almayarak gülümsedi "Belki de seni korkutmuşlardır ha?."

O akşam perdeyi kapatırken gözüm yanımızdaki mezarlığa ilişti,rüzgardan sallanan ağaçları izlerken mezarlıkta birinin dolaştığını gördüm.Biraz dikkatli bakınca bunun bir kadın olduğunu anladım.Bu komşumuzdu.Bu saatte orman tehlikeliydi,gece yarısında mezarlıkta ne işi olabilirdi.

Kadın kafasını çevirip bana baktığında hemen kendimi yorganımın içine attım ve yatmaya çalıştım.Sabah olduğunu sanıp gözlerimi açtığımda kendimi mezarlıkta buldum.Karşımda benim yaşlarımda bir çocuk vardı ve toprağı kazıyordu,sisten suratı görülmüyordu.Bu da gördüğüm kabuslardan olmalıydı ama hepsinden gerçekçiydi
"Sen kimsin?Ne yapıyorsun?" dedim korku ve şaşkınlıkla.
"Bir mezar kazıyorum." dedi
"Peki bu kimin mezarı" dedim ürpertiyle ve buraya ne zaman geldiğimi hatırlamaya çalışarak.Mezar taşın üzerinde henüz bir isim yazmıyordu.
"Bu son mezar.Bu kasabaya gelen son çocuk.Onun mezarını kazıyorum."dedi.
Başını kaldırdı ve kazmayı yere koydu.Gözlerimin içine baktığı anda çocukta kendimi gördüm.Şimdi ortada çocuk yoktu,kazma kendi elimdeydi ve mezarı kazan kişi bendim.Bir çığlık attım..Bu çığlık her yeri kapladı ve heryer karardı.Ölüm gibiydi.

Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin