8

2 0 0
                                    

Yazardan

Minho sabah kalkmış, evde annesinin olmadığını görünce biraz lavaboda kendisiyke bakışmıştı. Hassas iki tane çocuğa bakması gerekiyordu. Kendisini sanki 5-6 yaşında bebeklere bakacakmış gibi hissediyordu.

Hem futbol takımının kaptanıydı, okul çıkışında orada kalması gerekiyordu, hemde ona emanet edilen çocuklara bakması lazımdı.

Annesi onu sıkı tembihlemişti, onlara gelen her bir zarardan kendisi sorumluydu. Hele ki tek çocuk olan birine bakmak..... Kesin onu ilgiye boğmuşlardır, tek çocuk sonuçta diye düşünüyordu.

Ne yapacağını planlaması lazımdı, nereye gidecekti? Oturup onlarla mı ilgilenecekti, yoksa futbol klübüne mi gidecekti? Bu yaptıkları antrenman okul çıkışı oluyordu. Okul çıkışı onları eve bırakması gerekiyordu.

Derin bir off çekip Hyunjin'i uyandırmaya gitti. Odasına gittiğinde çoktan giyinmiş olan Hyunjin'i gördü. "Ha abi, Jisung hazırmış bizi bekliyormuş, hadi çıkalım." kafamı salladım ve aşağıya indik.

Arabayla çok sürmüyordu gitmeleri. Evin önünde bekleyince heyecanla oraya gelen Jisung'u gördü. Jisung arka koltuğa oturmuş ve mutlulukla mırıldandı. "Günaydınn." Neden bu kadar neşeliydi? Normalde de mi böyleydi?

Tek çocuk diye üzülür dayanamaz ağlar diye düşünmüştü. Ama şuan alışkın gibi arabada Hyunjin'le sohbet ediyordu.

Okula vardıklarında da ikisini de önüne çekip konuştu. "Şimdi okul çıkışı benim futbol kulübü antremanım var, Bang Chan'a söyleyeceğim o sizi bırakacak eve." ikili kafasını salladı. Ama Jisung bir şeyi garipsiyormuş gibi baktı. Çok fazla umursamadan okula girdik ve ilk ders başladı.

Jisung'dan

Okul çıkışında Minho Hyungun dediği 'Bang Chanı" bekliyorduk. İsmi tanıdık gelmişti. Felix bunu duyar duymaz oda bizimle gelmişti. 'Belki odur bi bakayım sonra giderim ben eve, annem alıyor zaten gelmeye.' demişti. Hyunjin, ben ve Felix kapının önünde bekliyorduk.

Sonunda Bang Chan olduğunu tahmin ettiğim kişi yanımıza geldi. Hyunjin tanıyor olacak ki selam vermişti. Felix kulağıma yaklaşıp konuştu. "Yemin ederim marketteki çocuk buydu." Çocuk dediği adama baktım. Bang Chan tanımış olacak ki şaşkınlıkla selam verdi. "Aa Felix, bu okulda mıydın?" elini uzatıp konuştu.

Bitek ben tanımıyor olacağım ki ismimi söyleyip elimi uzattım. "Ben Han Jisung." elimi sıkıp yanıtladı. "Bende Chan memnun oldum." kafamı olumlu anlamda sallayıp arabaya oturduk.

Felix bize yer vermeden ön koltuğu kaptı ve Chan Hyungla sohbete daldı. Bizde Hyunjinle arkada kraker çıkarmış yiyerek onları dinliyorduk. Arada Felix saçmalıyordu ve bu gülmemize neden oluyordu.

Bir anda aklıma annesinin bahçede bekleyeceği ihtimali geldi. Ama boşverdim. Annesi kızacaksa kızsın.

Birkaç dakika sonra Hyunjinlerin evine gelmiştik. Benim evime gitmeyecek mi diye beklerken konuştu. "Minho ikisini de benim eve bırak dedi de." kafamı anladım anlamında salladım ve arabadan indim.

Eve girince Hyunjinle birlikte yemek hazırlamaya başladık. Eğlenceli biriydi, bu yüzden hiç sıkılmıyordum. Yemeğimiz hazır olunca tabaklarımızı alıp salona geçtik ve dizi izlemeye karar verdik.

"Ne açalım?" bilmiyorum anlamında bir hareket yaptım. Bu aralar hiç dizi izlemiyordum. Hyunjin kendine seçtiği diziyi gösterip "olurmu?" dediğinde 'olur' anlamında kafamı salladım.

PromisesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin