Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☼☼☼
Gençler|
Adam en sonunda sevgilisini görüş açısına alabilmişti. Öylece gecenin soğuğunda tir tir titreyerek bir durakta oturmuş, bambi gözleri ile etrafındakiler ile iletişim halindeydi. Avucunun içinde telefon vardı fakat görünen o ki artık eli o kadar üşüyordu ki açıp da bir şeyler yazmayı reddediyordu. Elleri cebinde sadece sakince sevgilisinin onu gelip almasını bekliyordu.
Karşısında da altı kişiden oluşan liseli bir grup vardı. Onlarla düzgünce sohbet etmek istese de yeterince samimiyet kuramıyordu çünkü erkeklerin elinde bira şişesi vardı. Yaş farkının ne olduğunu düşünüyordu arada.
İki kız ve dört erkek bulunuyordu. Kızların yanında sevgilileri vardı ve erkekler Jungkook ile normal konuşurken kızlarda arada konuşmaya katılıyorlar veya kahkahalara eşlik ediyordu. Yalnız olan erkeklerden biri sürekli ona laf çakmaya çalışıyor, bir diğeri ise fazla gereksiz sorular soruyordu. "Yeni mi başladın mesleğine?"
"Saçlarınız için hangi ürünleri kullanıyorsunuz? Benimkiler bu kadar bakımlı değil." Kızlardan biri aslında samimiyetle sormuştu ancak sevgilisi bunu yanlış anladı ve kahkaha attı. "Haklısın güzelim, çok dikkat çekici." Uzun saçlarının onu eşcinsel gibi gösterdiğinden bahsettiğini sanmıştı. Kız sevgilisine bu yüzden dirseğini geçirdi, patavatsız olmaya gerek yoktu. "Dalga geçmedim, ne diyorsun?"
İçlerinden en esmer olanı konuşmaya dahil oldu. Jungkook'un bir süt çocuğu olduğunu düşünüyordu ve tüm zaman boyunca onu süzüp durmuştu. "Burada neyi bekliyorsun peki, hava soğuk değil mi?"
"Abi öğretmensen neden araban yok?" Bunu söyleyen ise aralarından en büyük olandı, hatta diğerlerinden daha büyük duruyordu ve kolunun altına bir kızı almıştı. Arkadaşlarına içkileri o almış olmalıydı. Jungkook kaşlarını çattı. Arabasını Namjoon ile birlikte o koca evi almak için satmıştı. Yakın zamanda alsa iyi olacaktı. Gerçi sevgilisinin bir sürü yedekte arabası varken buna ihtiyacı var mıydı emin değildi. "Arabamın olmadığını da nereden çıkardın?"
Yanına, saçlarını sarıya boyasa da turuncu gibi duran bir oğlan oturdu. Kolları birbirine değiyor ve Jungkook'un yırtık pantolonundan gözüken beyaz bacaklarını izliyordu. Henüz çok gençti. "Araban mı var? Markası ne?" diye bir soru yöneltti.
Çocuklarla uzun zamandır konuşuyordu ve artık hepsine cevap vermekten sıkılmıştı. Üstelik şu olgun duran çocuğun yanındaki kızın içine girer gibi davranması onu çok rahatsız ediyordu lakin kız halinden son derece mutlu göründüğü için ağzını açıp da laf etmek istemedi.