5.BÖLÜM: KARANLIK YOL

104 29 6
                                    

Mahfert atının üstünde epeyce yol almıştı.Adamları ile kendiside epeyce yorulmuştu,atını durdurup adamlarına dönerek "geceyi burada geçirelim,ilk nöbeti sen tut "dedi ve eliyle askerini işaret etti. Çantalarındaki yemekleri çok fazla yememişlerdi. Ne kadar gün yolculuk edeceklerini bilmedikleri için tutarlı davranıyorlardı. Ateş yakmamışlardı bu çok aptalca olurdu. Mahfert elleri ile göğsünü ovuşturup kendini ısıtmaya çaılışıyordu ve bir yandan da babasını düşünüyordu. Ona yetişecek miydi,onu kurtarabilecek miydi bilmiyordu,içini korku salmıştı.Geride bıraktığı Caity nin sırtlarına koca bir krallık yükü eklemişti. Biraz aceleci davrandığının farkındaydı ama babasını kurtarmak zorundaydı. Tüm bu düşünceler arasında uykuya daldı.

Caity gemiyi hazırlamıştı,belki 3 ay yetecek kadar yiyecek ve su vardı,bir o kadar da şarap. Yanına 20 adam ve Renly yi almış denizde açılmıştı. Açılalı daha bir gün falan olmuştu. İlk günden deniz tutmuş ve tam üç kez kusmuştu. Yavaş yavaş alışıyordu.Renly yanına geldi."leydim sizinle konuşabilir miyim ?". Cat,Renly e soğuk bir bakış atarak "konuşmak istediğinde sormassın Renly konuşursun "diyerek güldü. Renly "çok tehlikeli bir yolculuğa çıktık,eğer ejder adasını geçip". "Cat konuşmanın ortasında sözü alarak ejder adasını geçeceğiz Renly bundan şüphen olmasın"diyerek Renly den devam etmesini söyledi.Renly "Gri Ada ya varınca ne yapacağız ?". Cat başını büyük denizin derinliklerine çevirerek ve uzaklara dalarak "bilmiyorum herhalde doğaçlama yapacağım"diyerek konuşmayı bitirdi.

Watson,kral ile iyice anlaşmaya başlamıştı. Kral Watson u epey sevmiş ve tüm bunlar bitince onu saraya götürmeye söz vermişti.
Steph uçuşundan döndü."önümüz temiz kralım rahat olarak yol alabiliriz.Goblin kendi kendine mırıldanıp midillisinin üstünde en önde yol alıyordu.Onu besleme ve diğer ihtiyaçlarını karşılayan Watson dı. Kral Goblinin kafasına yumuşak bir şekilde vurarak"ee ne kadar daha yolumuz var bakalım ?". Goblin tiz bir sesle konuşmaya başladı."daha epey yolumuz var kralım ve tüm yolculuk böyle geçmiyecek. Yakında tehlikeler çıkacak hazırlıklı olmalıyız". Watson sırıtıp önüne bakarak yola devam etti.Steph atıyla yanına yaklaştı.Bi kaç gündür yoldalardı ama Steph ile Watson çok konuşmamışlardı."Watson,senin evine geldiğimizde goblini yakalamıştın.Peki neden öldürmedin ?". Watson iç geçirerek "öldüremedim,daha önce kimseyi öldürmedim." Steph gencin sırtına dostça vurarak "ölüm hep en son ve en kötü çaredir.Sen doğru olanı yaptın dilerim ki hayatın boyunca kimsenin canını almassın. Ama bu gidişle hayatta kalmak için can alman gerekecek evlat. Kılıç kullanmayı biliyor musun ?" Watson sırıtarak cevap verdi."biraz,kendi kendime tahta kılıçlarla çalıştım hep. Gerçek bir kılıcım hiç olmadı"diyerek iç geçirdi. Steph atının eyerinden çok büyük olmasa da ufak bir kılıç çıkarıp Watsona verdi. "Bu sana hediyem olsun evlat diyerek güldü". Watson ın mutluluğu gözlerinden anlaşılıyordu. Teşekkür etti. Steph ona boş zamanlarda ikisinin pratik yapacağını söyledi ve atıyla hafifçe uzaklaşarak öne geçti. Watson çok konuşmadığı bu huhuga karşı epey bir sevgi duymuştu.

Max kurt olarak yerdeki izleri takip etmeye başlamıştı. Buralarda kendisinden başkası olmazdı. İzlerden 3 at ve 1 midilli olduğunu anladı ve izleri takip etmeye başladı. Otların arasından karanlık yolda ilerliyordu. Kokular ilerledikçe artıyordu. Goblin kokusunu almıştı ama diğer üç varlğın ne olduğunu tam kestirememişti. Ağaçların arasından yerde sürünerek izlerin kimlere ait olduklarını buldu. Bir kral,bir insan,bir huhug ve bir goblin atlarının üstünde seyahat ediyordu. Yavaşça yerden gelerek en arkada olan insana baktı. Doğru bir atlayışla boğazına yapışabilirdi. Pusuya yattı ve doğru zamanlamayı bekledi. Watson atının üstünde her şeyden habersiz geliyordu. Max ,Watson yaklaştığında gencin üstüne atladı ve atından düşürdü.

ALTIN ÇAĞWhere stories live. Discover now