Bölüm 2

88 4 0
                                    

Sabah erkenden kalkan Katre ilk olarak ahırlarında bulunan hayvanları besleyecek , sütleri sağacak , yumurtaları toplayacaktı.. Tabi öncesinde babasına mükellef bi sofra hazırlaması lazımdı. Daha sonra işlerine başlayacaktı. Sofrayı hazırladı ama sofra tek kişilikti. Halbuki ailede üç kişiydiler. (ne kadar aile denilirse tabi!) Babası Ahmet Efendi, Katre'nin ve annesinin aynı masaya oturmasına izin vermiyordu. Haliyle Katre'de içerde kendilerine baska bi sofra hazırlıyordu her sabah ve akşam.. Kahvaltı yaparken bi sesle irkildi Katre.

Babası Ahmet Efendi:
- Bugün hayırlı bi is için gelecekler !

Katre neye uğradığına şaşırdı. Evde tek çocuk , tek kız oydu. Bu söylenen ondan başkasına söylenmiş olamazdı. Ama Katre daha çok küçük değil miydi? Daha büyümesi gerekmez miydi? Kimin umrundaydı ki. Babası zaten başından atma derdindeydi. Her kim gelirse Katre'yi ona verecekti. Katre'nin duyguları kimin umrunda? O babasının gözünde bi et parçası. Ah lanet adam!

Katre ve annesi Hatice Hanım, göz göze geldiler. İkiside böyle birseye hazır değillerdi. Hasta annesi tek bir kelime edememis sadece kızına sarılıp ağlamaya başlamıstı. Katre'ninse ağzında tek kelime :

-İstemiyooruuum!

Köy ortamında babaya karşı gelmek mi? Ne münasebet. Sessizce kabullendi Katre. En azından kabullenmiş gibi göründü , yoksa babası susmayacaktı.

Ahmet Efendi sofradan kalktığı gibi çizmelerini giyip dışarı çıktı. Kapıyı kapatmaya giderken Katre aklından bin türlü şeyler geçiriyordu. "Nasıl engel olabilirim , nasil engelleyebilirim!!! "

Gün boyuncaa bunu düşünerek işlerini tamamlamaya çalıştı. İşin içinden çıkamıyordu Katre. Sürekli aklında bi soru. Artık zaman su gibi akıp geçmiş , saatler git gide hızlı akmaya başlamıştı. Az sonra kapıdan babası girecekti. Ve Katre hala ne yapacağını bilmiyordu. Ve o kapı sesini duydu Katre. Gelen babasıydı. Sırtından ceketini alan Katre ayağına terliğinide koyuverdi. Hergün yaptığı gibi. Babasından tek bir kelime duymak istiyordu. 'Gelemeyeceklermiş' . Tabi umduğu gibi olmadı. Ne Katre'nin istediği gibi oluyordu ki bu da olsun. Tam o sırada Ahmet Efendi :

- Hazırlıklarını tamamla! Bir saate burada olurlar.

Ne ararken ne buldu Katre. Umutları bir bir yerlere serildi. Oysa çok dua etmisti , çok yalvarmıştı. Ama hiç bi işe yaramadı. Katre sessizce odasına çıktı ve üstünü başını düzeltti ayna karşısında. Aynaya bakıyor ama yüzünde ki o ifadeyi ilk defa görüyordu kendi yüzünde. Çaresizlik , nefret , kin .. Ama yapacak birşey yoktu. Zaman çok yaklaşmış , her an kapı çalabilirdi. Katre , resmen kör talihine boyun eğmişti.

Kendi yaşıtları ders çalışırken o evde dünürünü bekliyordu. Ne acınası ama!

Onun daha hayalleri vardı. Eger bugün bu iş gerçeklesirse hayallarini kendi elleriyle suya fırlatmış olacaktı. Bunu yapamazdı. Yıllardır hayalini kurduğu seyi yapması gerekiyordu. Kendi istediği hayatı yaşamak varken , babasının istediği hayatı yaşamasıda neyin nesiydi?

Ayna karşısında derin düşüncelere dalan Katre kapı sesiyle irkildi. Beklenen misafir gelmiş salonda Katre 'yi bekliyorlardı. Katre'nin odadan cıktigini kali gicirtidindan anlamisti ailesi ve kafalar kapiya yonelmisti. Bir kac dakika sonra Katre içeriye girdi. İçeri girdi ama babası olacak adam dahi şok içindeydi. Bu kadar güzel kıza ne olmuştu böyle. Ayna karşısında saatlerce hazırlanan Katre son anda hayallerinin peşinden gitmeye karar vermis ve vücudunun görünen kısımlarına kendi pisliğini sürmüstü. Katre odaya girince pis bi kokuda odaya yayılmıştı. Evet , Katre hayalleri için bunu kendine yapmıştı. hiç birşeye aldırmadan. O halini gören görücüler hic düsünmeden evi terkettiler. Arkalarından bakarken gülümseyen Katre ' yi sert bi yumruk kendine getirdi. Evet tahmin ettiğiniz gibi babasi tekrar dayak atmaya başlamıştı ama bu diğerlerinden çok farklıydı. Daha şiddetliydi sanki yumrukları. Katre ağlıyor ama bi yandan da seviniyordu. Çünkü hayalleri hala onunlaydı. Zaten sadece onlar yalnız bırakmıyordu Katre'yi.

Sessizce Uzaklaş BendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin