Bölüm 3

58 4 1
                                    

Katre gözlerini araladığında yatağında oldugunu fark etti. Yediği dayaktan sonra olduğu yere bayılıvermişti. Çünkü artık bünyesi kaldırmıyordu. Hasta olan annesi onu yatağına zsr zor taşımıştı. Katre bunu sonradan fark etti ama şuan hiçbirşey umrunda değildi.Çünkü canı çok yanıyordu.

Babası bu sefer , diğerlerine göre daha ser dövmüstü sanki. Kemiklerini tek tek parçalamıstı. Yani öyle hissediyordu. Gözünü arladığında annesini gördü , gerisini o da hatırlamıyordu çünkü o ağrıları artık göz kapaklarına bile ağır gelmisti. Oracıkta uyuya kalmıştı. Ahmet Efendi ise çoktaan evden ayrılmış ve o gece eve bir daha uğramamıştı. Bu Hatice Hanımın ve Katre'nin çokta umrunda değildi açıkcası.

Sabah oldu ve Katre inleyerek gözlerini açtı. Sanki dün gece yasadıkları rüyaydı. Ama kollarında ki morluklaro görünce gerçek olduğunh anladı. Aslında acısı bile yetiyordu ama Katre işte.. Hep bi umut..

Sanki dünü hiç yaşamamış gibi bedenini incelemeye başladı. Azıcık doğruldu ama kemikleri birbirine geçti sanki :

-Anneeeee!

Annesi yavaş adımlarla anca geldi ve odaya girdiğinde kızının ağladığını gördü. Hiç vakit kaybetmeden sarılıp ona eşlik etti. Ne zaman gülecekti bu anne kız? Ah zalim baba!

Anne-kız dertleşmesi Katre'ye az çok iyi gelmişti. Artik daha iyiydi. Herşeyin farkındaydı. Bianda acıları geçti sanki. Gözyaşlarını sildi toparlandı annesininde gözyadini sildi ve alnından öperek:

-Bizi buradan kurtarıcam anne , seni bu heriften kurtarıcam.

Bu sözler onu daha da hırslandırmıştı. Sohbetin koyuluğuna kapılan iki dertdaş saatin nasıl ilerlediğinin farkına bile varamadılar. Katre'nin gözü ilişti ve :

- Olamaaaz!

diye bağırdı. Annesi geri çekildi ve noldu dercesine başını salladı.

- Bugün çok önemli anne çook ! ve ben çok geç kaldım hazırlanmam lazım!

Annesi hala anlamadı ve 'Katre nolduğunu söyler misin? ' diye sesini yükseltti.

Evet. Bugün Katre için çok önenmliydi. Yıllarca gizli gizli sürdürdüğü okulun karne günüydü. Katre lise 3 öğrencisiydi. Babasından dolayı hergün bir bahane bulup okula gidiyordu. Bazen bahaneler tükendiğinde tokatlara , tekmelere maruz kalıyordu. Sırf derslerine yetişmek için ertesi günün işinide bugün hallediyor , yarın ki işi azda olsa hafifletip boş saatinde de okulun yolunu boyluyordu. Eve gdiğinde ise gece sadece birkaç saatlik uykuyla durup , yorganların arasında sakladığı siyah kurşun kalem ve tek bir defterle ders çalışıyordu. Bu kadar sıkıntıya rağmen okul birincisiydi. Ne yazık ki bundan babasının haberi bile yoktu. Ne acı !

Annesi sonuna kadar arkasındaydı. Hep destek , tam destek!

Hızlıca hazırlanan Katre kapıdan çıkarken babasının hâla eve gelmediğini fark etti. Bugün bi bahanesi yoktu. Annesine tembihlediği tek bir cümle:

-Ben yoken eve gelirse idare et nolur!

Bi o kadar endişe , bi o kadar korkuyla evden dısarı adımını attı ve yola koyuldu.





Yazmaya şu sıralar başladım arkadaşlar. Biraz konusunu farklı tutmaya çalıştım. Yorumlarınızı , önerilerinizi yazarsanız çok mutlu olurum.
iyi günler ! ☺

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessizce Uzaklaş BendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin