"Helen, benimle çıkar mısın?"
Şu an bir rüyada gibiyim. Calum Hood bana çıkma teklifi ediyor. Aman Tanrım!! Yani tabiki kabul edicem. Saçmalamayın.
"Tamam. Yani kabul." dememle suratındaki gülümsemeyi genişletti. Bir sıkıntısı olduğu belliydi. Yani birşeylerden utanıyor gibiydi.
Şey.. Seni bugün arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum. Ama istersen başka birşeyler de yapabiliriz." dedi saçlarını karıştırdıktan sonra.
"Bugün buluşabiliriz tabiki." dedim ve tebessüm ettim.
"Şey... Genelde kızlar ilk onlarla tanışmak istemezler ama onlar da benim için önemli. Yani teşekkür ederim."
"Ah sorun değil. Hem onlarla iyi anlaşacağımı düşünüyorum."
Bir süre yürüdükten sonra bir kafeye girdik. Calum en köşede ve cam kenarında oturan üç kişiye selam verdi ve beni onların yanına doğru sürükledi.
"Gençler bu benim yeni sevgilim, Helen." dedi ve beni gösterdi. "Helen bu Ashton kısaca Ash diyebilirsin. Bu da Michael. Kısaca Mike. Bu da Luke. Penguen Luke."
Luke mu? Hayır hayır. Bu olamaz. Tanrım!!
<<2 AY ÖNCE>>
Telefonuma Tumblr'dan mesaj gelmişti. İlh defa (!)
"hey! selam!"
-BabyPenguin
"selam!"
-NirvanaGirl
"nasılsın bebeğim"
-BabyPenguin
"sen bana bebeğim diyene kadar harikaydım."
-NirvanaGirl
"neden genelde kızlar buna bayılır ;-)"
-BabyPenguin
"pekala okula geç kalıyorum. daha sonra görüşürüz"
-NirvanaGirl
"görüşürüz :-)"
-BabyPenguin
"lütfen şu emojiyi yapma. iğrenç cidden."
-NirvanaGirl
"neden bence gayet hoş :-)"
-BabyPenguin
"okula gidiyorum artık bayy"
-NirvanaGirl
"bay"
-BabyPenguin
İki hafta sonra şu Tumblr'dan konuştuğum ve adının Luke olduğunu öğrendiğim çocukla baya yakınlaşmıştık. Ve buluşmak için anlaşmıştık.
Siyah tişörtümü, kot şortumu, siyah Vans'larımı giydim. Veee hazırım. Heyecandan yere yığılabilirim her an. Sadece Luke çok tatlıydı. Sanırım ondan hoşlanıyordum.
Buluşacağımız yere geldiğimde gördüğüm manzarayla ağzım açık kalmıştı. Luke ve esmer bir kız öpüşüyordu. O an tüm hayellerimin suya düştüğünü anladım. Tam anlamıyla yıkılmıştım. Tanrım. Lanet sosyal medya. Ne diye buluşmaya gelmiştim ki. Lanet lanet lanet.
Luke beni gördüğünde hızla arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini hissediyordum. Kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi.
"Bak cidden sana açıklayabilirim. Lütfen beni dinle Helen."
"Ya neyi dinleyeyim ya. Resmen kızla öpüşüyordun. Kİ bana çıkma teklifi ettikten sonra. Ki buluşacağımız günde. Nasıl buna cesaret edersin? Sakın bir daha karşıma çıkma!"
Kolumu elinden kurtarıp yürümeye başladım. Arkamdan bağırışı neden bilmiyorum ama beni ağlatmıştı. Tamı tamına 2 ay o salak yüzünden kimseyle çıkmadım.
<<ZAMANIMIZ>>
"Hey Helena. İyi misin? Bir sorun mu var?" Calum'un sesiyle uzun zamandır düşünüyor olduğumu anladım.
"Yo hayır hayır iyiyim. Selam Ash, Mike ve Luke. Tanıştığımıza memnun oldum." dedim ve gülümsemeye çalıştım.
"Biz de memnun olduk." dedi Luke. Hay ben şansımın içine ediyim. Bu ne ya. Resmen çocuğa bir daha önüme çıkma dedim ama ben karşısına çıktım. Şaka gibi. Ama buna Calum için katlanmalıyım. Yani birbirimizi tanımıyormuş gibi yaparsak bir sorun olmaz.
Ah kimi kandırıyorum ben? Tabiki sorun olacak ve bu benim Calum'la ilişkimi etkileyecekti.
"Pekala gençler!" Ashton'ın neşeli sesi düşüncelerimi bölmüştü. "Birşeyler yapalım sıkıldım burda."
"Aynen bir yerlere gidelim. Mesela açlıktan ölüyorum. Bir yerde bişeyler yiyelim." dedi Mike.
.
.
Çocuklar çok çılgınlardı. Özellikle de Mike. Kafa dengiler yani. Onlarla hiç sıkılmadım. Luke'la birbirimize olan iğneleyici laflarımızı ve kavgalarımızı saymazsak harika bir gündü.
Düşünmeye başladım. Luke ve Calum'u. Yani şu an Calum yerine Luke olabilirdi ve kabul etmek gerekirse bu daha hoş olurdu. Ama Calum da çok tatlı. Hem de çok. Ben bunları düşünürken uyku beni kusursuz kollarının arasına almıştı bile.
Selam aşqolar. Yeni hikayeee. Bu bence diğerinden daha iyi oldu gibi. Her neyse umarım beğenirsiniz. Sizi seviyorum aşqolarrr. :*