Bacağımın kaldırımın kenarına çarpıp yandığını hissettiğimde ona dönerek
" Ne yaptığını sanıyorsun sen" diye bağırdım.Yavaşça ayağa kalktı ve üstünü eliyle silerek " Arabanın mı çarpmasını isterdin kaldırımın mı?" dedi sinir bozucu gulumsemesiyle.
Gülüşü kötü değildi aslında. Tam tersi baş döndürücü olduğu için sinir bozucu diyordum.
Kalkmaya çalışarak doğruldum ama canım acıyarak geri düştüm.
"Beni kaldırmayacak mısın? "
O sinir bozucu gülümsemesiyle "O kadar da ufaklık olduğunu sanmıyorum."dedikten sonra eğilerek dibime kadar girdi.
Bu çocuğun derdi neydi böyle. Yaklaştı. Yaklaştı.
Saçlarımı alıp kulağımın arkasına götürdü. Nefesimi kesmiş ne yapacağını bekliyordum. Ne kadar da aptalım!
Fısıldadı" Sanırım kendin kalkabilirsin " . Kalkarak köpeğine seslendi ve yürüyerek karanlığa gömülüp kayboldu.
Ben gerçekten aptalım. Ne yapmasını bekliyordum ki.
Zor da olsa ayağa kalkıp yürümeye başladım. Resmen hayatımı kurtardı!
Annem bağırarak"hadi aslı ilk gününe geç kalmak istemezsin."
Aman tanrım! Bugün okul vardı. İnanmıyorum. Yatağımdan hiç kalkmak istemiyordum.
Kalkarak dolabı açtım. Siyah v yaka bir tişört ve dar paça yine siyah bir pantolon alarak giydim. Ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı sırtıma alarak çıktım.
Öyle süslü bir tarzım yoktu. Rahattım ve bundan mutluydum.
Aşağıya indiğimde annem ve babam kapıyı açarak "hadi aslı geç kaldın! "
"Senin önce kahvaltını yap demen gerekmez mi anne" dedim gülerek ve çıktık.Okula geldiğimde beş karış suratımla uzanarak annemle babamı öptüm ve okula giriş yaptım.
Müdür odasını ararken arkamdan bir ses "Müdür ümü arıyorsun? " dedi. Dönerek"Nereden anladın" dedim. Gülerek.
" Bu okulda bu kadar güzel kızlar yok da. Geldiğine göre yeni olmalısın ve yeniler müdürü ister."
Kaşlarımı çatarak"Peki öyleyse müdürün odasını söyle de gidiyim" dedi. Resmen sarkıntılık etmişti. Umarım hepsi böyle değildir . Yoksa çekeceğim vardı.
Kapıyı çalarak içeri girdim. Oldukça güzel bir kadın ince sesiyle "Hoşgeldin aslıcık" dedi. ASLICIK mı? Ne iğrenç bir sesdi o. Kendi ismimden nefret etmiştim.
"Merhaba" dedikten sonra yürüyerek oturdum . Konuşmaya başladığında ise kulaklarımı kapatmak istedim.
"Evet. Kurallar basit. Çok çalışacak çok uyumayacak ve çok güleceksin.Somurtkan insanlardan nefret ederim" Nasıl yani diye bağırmak istedim bir an. Ben gülmeyi sevmezdim ki!
"Iste bu ders programın. Sınıfın A-5 . 3. Kat 2 nolu derslik." dedi ve eliyle kapıyı göstererek güldü.
Bu kadın gerçekten deliydi. Her neyse. Hemen çıkıp yürümeye başladım. Sınıfı bulduğumda zil çalmıştı. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.
Icerideki hoca sanki beni beklermiş gibi "Ah! Gel aslı" dedi. Iceri girdim ve hocanın yanına geçtim. "Hoşgeldin aslı. Boş bir yere geç" dedi. "Tamam" dedim ve sınıfa baktım.
Bir kızın yanı boştu. Ve bir de çocuğun.
Bir dakika! Bu çocuk... bu çocuk o çocuktu. Dün geceki uyuz çocuk.
Önce beni kurtarıp sonra bir kaçak gibi yanımdan ayrılan çocuk.
Kararımı tabiki de kızdan yana kullanıp yanına ilerledim. Kız gülümseyerek "gel" dedi ve "hosgeldin" diyerek yer verdi. Bende gülümseyerek oturdum.
Sınıfa yerleşene kadar bir sıkıntı çıkmadığı için büyük bir "oh"çektim.
Zil çaldığında herkes dışarı çıktı. Yanındaki kız elini uzatarak "ben pelin" dedi. Iyi bir kıza benziyordu.
"Aslı" dedim. "Hadi gel sana okulu gezdireyim. Belki biraz da buranın nasıl işlediğini görürsün"
Dediğinden birsey anlamamıştım ama onunla gittim. Bahçeye çıktık.
"Evet. Ne varsa bu Bahçe de olur. Kavgasından tut eğlencesine kadar. Su yanda oturanlar tam bir aptallar. Herşeyin kendilerinin olduğunu sanarlar. Bak şu kırmızı tişörtlü çocuk bu okulun sahibinin oğlu."
"Şu bana çok güleceksin diyen müdürün mü?" dedim gülerek. Kafasını sallayarak
"Ah! Tanıştın demek. Şuradaki kız tam bir baş belası. Ona bulasmamanı öneririm. Onun hakkında iyi şeyler duymadım" dedi yüzünü buluşturarak. Neredeyse tüm herkesi anlatmıştı bana.
"Peki şu" dedim ukala çocuğu göstererek. Onunla aynı okulu bırak aynı sınıfta olduğumuza bile inanamadım. Gülerek
"Ah! Onu geçtiğime inanamıyorum. İsmi demir. Demir Uğurkan. Okulun en yakışıklı erkeği. Her gün başka bir kızla görüyorum onu. Ama hiçbiri bu okuldan değil. Neden bilmiyorum ama okuldan hiçbir kızla konuşmaz ve yaklaşmaz. Ha! Kıızlar için aynı şeyi söyleyemem tabi" dedi gülerek.Demir dedim içimden ona bakarak taki pelin bunu bozana kadar.
"Ona bulaşma sakın. Biraz sinirli bir tiptir. Sanırım ona bu karizmatikliği veren de bu. Her neyse! Okul ondan sorulur açıkçası."
"Benim ona gitmem lazım"
"Ne? Saçmalama . Yeni olduğuna bakmaz kızım. Seni herkesin önünde rezil edebilir. Bunu daha önce de yaptı.""Cesaret pelin. Bazen gerekli olan tek şey çok az bir cesarettir."
Pelini arkamda bırakmış ona doğru yürüyordum. Korkuyordum ama ona teşekkür etmeliydim.
Yanına yaklaştığımda yanında iki erkek ve iki kız arkadaşı vardı. Onlar konuşurken rahatça oturmuş telefonuna bakıyordu.
"Merhaba" dedim ona bakarak.
O hariç herkes bana bakıp gülmeye başladılar.
"O az önce bize merhaba mı dedi"
Ses gıcık bir kızdan geliyordu.Ona dönerek
"Sana demedim canım. Demir e dedim" gülerek. Eskiden de böyleydim. Herşeyi söylerdim. Annem bazen zorla sustururdu. Hiç altta kalmazdım."Ne diyorsun sen be"diye bağırarak ayağa kalktı kız. Şimdi sadece masadakiler degil tüm bahçe bize bakıyordu.
Kız tam yanıma yaklaşırken kalktı ve "Kes sesini" dedi sakince. Kız ona itaat eder gibi hemen sustu ve oturdu.
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Bir an kolumdan tutarak masadan uzaklaştırdı. Kolumu çekerek
" Ne Yapıyorsun sen"
"Bir bana sakın bir kez daha bağırma.
Iki birdaha sakın bana selam verme ve üç sakın yaklaşma diye bağırdı.Ona deli gibi bağırmak istedim. Hem de çok. Ama gözlerine baktığımda bunu yapmamam gerektiğini anladım.
"Ben sadece dün gece beni kurtardığın için teşekkür ederim dicektim."
"Dedin ve bitti. Simdi git. Sonsuza kadar dedi. Sinir bozucu ukala aptal diye bağırmak istedim.Arkamı döndüm ve gidecekken aslında daha sözümün bilmediğini anladım.
"Baksana. Pelin gelmemem gerektiğini söylemişti ama nedense hiç umursamadım. Neden biliyor mus...
Fark etmiştim ki bir araba geliyordu
Tam da bize doğru. Bu kadar yakına gelene kadar nasıl anlamadık bilmiyorduk.Tüm korkaklığımı bir kenara bırakıp onu kendime çektim.
"Oh" Üstüme düştüğünde anlamıştım birsey olmadığını.
Kafasını kaldırıp bana o tüm maviligiyle baktı.Çokk yakınımdaydı. Resmen büyülenmiştim. Tıpkı dün geceki gibi.
Ama bu sefer onu ben kurtarmıştım. İçimden "Vay be!" dedim ona bakarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK
Teen FictionBelki de en son yapacağım şeydi tanımadığım biriyle hayata yeniden başlamak...