İlk Tanışma vs İlk Rezillik

17 2 0
                                    

Hatırlatma:
Bir kaç saat boş boş oturup müzik dinledikten sonra mola yerine gelmiştik. Can uyuyordu ve maalesef onu benim uyandırmam gerekiyordu.
Mola yerinde hepimiz döner yedik. Tıka basa doymuştum. Ağzıma dönerleri tepiştirirken ön masada dikkatimi bir taş daha doğrusu bir meteor çekti. Anlatılamayacak kadar tatlı ve yakışıklıydı. Kumral saçları ve kahverengi gözleri vardı hatta o kaslı kollarında muhteşem dövmeler vardı. (Aslında dövmelerden nefret ederdim ama ona çok yakışmıştı.) Gözlerimi alamadım. Tam ona hayranlıkla bakarken birden göz göze geldik. Ben hemen gözlerimi devirdim. Dönerleri ağzıma tepiştirmeye devam ederken yanındaki çocuğa bana bakarak birşey söyledi ve bana bakarak gülmeye başladılar. Çok utanmıştım. Hemen oradan kalmak, yerin dibine girmek istedim. Ben böyle çocukların ancak oyuncağı olabilirdim.
Sonunda babam hesabı istedi. Rahatlamıştım.
"Umarım o çocuğa başka bir yerde rastlamam" diye dua etmeye başladım. Bir yandan da o çocuğu birdaha nerede görebilirim ki diye kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.
~
Sonunda Bodrum'a varmıştık. Kalacağımız oteli çok merak ediyordum. Cama yapışarak Bodrum'um nasıl bir yer olduğuna baktım. Sonra süper bir otel gördüm. İçimden keşke bu bizim otelimiz olsaydı diye düşünürken babam "İşte kalacağımız otel" diye hayran kaldığım oteli gösterince küçük bir şok geçirdim. Nasıl olabilirdi?!?! Babamın eskiden bizi götürdüğü otellerle kıyasladığımda bu otel o otelleri ezip geçerdi. "Bu muhteşeeeem" dedi Can ben de "Cennet gibiiii" dedim. Annem ve babam gülmeye başladılar. Sonra işin aslını öğrendik. Bu otel babamın bir arkadaşının olduğundan buraya gelmiştik. Yoksa biz bu oteli rüyamızda bile göremezdik. "Neyse sonuçta harika, kimin oteli olursa olsun umrumda değil" dedi Can. İlk defa ona hak veriyordum.
~
Otelin önüne geldiğimizde bir tane adam bavullarımızı aldı ve odamıza çıkarmaya gitti. Babam odanın anahtarını lobiden alırken bize biraz dolaşmamız için izin verdi. Ben ve Can hemen aqua parkın olduğu bölüme koştuk. Harika görünüyordu. Buraya gelmek için sabırsızlanıyorduk.
~
Odamıza geldiğimizde 2 oda vardı. Ben ve Can bir odada, annem ve babam ise bir odada kalıcaktı. Buna da razıydım :D
İki odada da kocaman televizyon vardı,buzdolabının içinde cola,fanta,sprite,soda kısacası ne ararsan vardı. Odanın ortasındaki masanın üstünde ise özenle hazırlanmış bir meyve tabağı vardı. Ben odayı inceledikten sonra hemen bikinimi giydim. Çantamı hazırladım ve daha nefes almadan aşağı koştudum. Anneme de bana telefondan ulaşabileceğini söyledim.
~
Aqua park harika görünüyordu. Ben havuzun kenarında boş şezlong var mı diye bakınırken bir kız yanıma gelip, "Yer bulamadıysan yanıma gelebilirsin" dedi ben de teşekkür ederek yanına gittim. Adının Ece olduğunu öğrendiğim kız çok tatlıydı. Sohbet ettik. İyi anlaşmıstık. Bir sürü ortak noktamız vardı. Sonra biraz eğlenmeyi teklif etti ben de "Tabii ki" diyerek kabul ettim.
~
İlk olarak düz kaydıraktan kayıcaktım. Kendimi bıraktım. O an herşey muhteşemdi ta ki en aşağıda bi çocuğun üstüne düşene kadar...
Ben çocuğun kucağına düşmüştüm. Bütün havuzdakiler ve havuz kenarındakiler bize bakıp gülüyorlardı. Hemen çocuğun üstünden kendimi suya bıraktım.
-Tam kaydırağın önünde ne işin var? İnsanlar oradan kayıyorlar. Beni herkese rezil ettin. diye bağırdım. Çocuk:
-Asıl sen neden kayarken aşağıda biri var mı diye bakmadın?
"Hem suçlu hem güçlü" diye mırıldandım.
Sonra ikimiz de aynı anda "Seeen" dedik.
İnanmıyorum tamda oydu. Çocuk bana "Bugün seni bir dönercide gördüm. Dönerlere yapmadığını bırakmamıştın" diye güldü.
Ben çok utanmıştım. Bütün o ettiğim onu görmeme duaları nereye gitmişti?
"Eğer biraz daha konuşursan sana da yapmadığımı bırakmayacağım" dedim ve hızlıca  yüzerek yanından ayrılmaya çalıştım. Onu gördüğüm için bütün tatil heyecanım yok olmuştu. Ece'nin yanına döndüğümde "Masal??? Noldu? Kızarmışsın!!!" dedi.
Bütün olayları anlattım. Ece: "Bence o çocuktan uzak dur! Ne yapacağı belli olmaz" dedi. Ben de başımı salladım. Bir kaç saat sohbet edip, havuzda eğlendikten sonra ben yorgunluktan kolumu kaldıramayacak hale gelmiştim. Odaya döndüğümde bir duş aldım, ve yatağa atladım.
~
2,3 saat uyuduktan sonra saatin akşam yemeği saati olduğunu gördüm. Annem ve babamın ve Can'ın odada olmadığını görünce yemeğe gitmiş olduklarını tahmin ettim. Hemen giyinip indim. Babamı yemek alırken görünce hemen yanında gittim:
-Kızım iyi uyudun mu? Çok yorulmuşsun havuzda, hadi git oradan tepsini al biz şu 63 numaralı masadayız.
-Tamam babacığım. diyip yanağına bir öpücük kondurdum.
Yemek almaya gittiğimde yine o lanet olası çocuğu görmüştüm. Tam yemek alacağım sırada yanıma gelmişti. Sinirli sinirli ona baktım. Bana "Burada dönerler bu tarafta değil, biraz ilerle bulursun. dedi. O kadar sinirlenmiştim ki tepsimdeki tabağı kafasına geçirebilirdim. Ama maalesef onu yapamadım onun yerine onu görmezden gelip işime bakmaya çalıştım. "Oo küçük prensesimiz trip mi atıyor?" dedi. Ben artık dayanamadım ve elime gelen su dolu bardağı kafasına diktim ve "Ooo küçük beyefendimiz kafasına bir bardak suyu yedi, acaba daha fazla ister mi?" dedim. O anda herkesten yavaş yavaş ooo... sesleri gelmeye başladı. Tepsimi alıp masaya doğru gittim. Çok sinirlenmiş görünüyordu. Bana bakarak birşeyler mırıldandı.
~
Akşam bir masada oturup tek başıma pasta yerken Ece'nin geldiğini gördüm.
-Masaaal bugün yaptığın çok cesurcaydı. Ama sana kötü haberlerim var o çocuk otel sahibinin oğluymuş.
-Ne?!?! Bu şaka falan herhalde. Lütfen bana bunun gerçek olmadığını söylee, lütfen.
-Maalesef!
-Otelin sahibi babamın arkadaşı hatta aynı iş yerinde çalışıyorlar. Bu babamın kulağına giderse beni resmen keser🔪🔪🔪
Ece çaresizce bana bakıyordu. Sonra da kafa dağıtmak için bara gittik ve olanlar oldu!!! (3. Bölümde)
~
Umarım beğenmişsinizdir. Yorumları ve voteleri bekliyorum. Yeni bölüm çok yakında gelir.💕💕💕

Yaz AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin