SERBEST DİZELER / Bir Avuç Çığlık
bir avuç cam kırığı
batıyor her biri bir yerinden yüreğimebattıkça kanıyor
kanadıkça damlıyor
damladıkça gözlerim ağlıyoryaşlar bir hançer olup doğruyor benliğimi
yalnızlığa yenilen yüreğimi
kaderimive avuçlarımda kalan
ve her biri diğerinden daha fazla yakan yanılgılar
ağıp ağıp bir gülüp bir somurtan mısralardan
yargılıyor gün ışığını
darağacındaki ruhuma aldırmadan..ne zaman dinecek bu sızı
ne zaman kuruyacak gözümün yaşı
ve ne zaman son bulacak bilinç altından fışkıran
bilinçsiz sözlerin hışmıakşamı mı oldu sevdanın
alaca karanlıkta gölgeler mi geziniyor yoksa
ya da geceye doğru mu uzuyor yol
çığlıklarım neden duyul muyorbir avuç buz ayazı
çarpıyor her biri bir taraftan yüzümeçarptıkça yıkıyor
yıktıkça yakıyor
yaktıkça yüreğim ağlıyor.bir kadın bakıyor gecenin orta yerinden
gözlerine aşinayım bir yerlerden
yüzü bana yabancı...
ve gülüşü... ben bu acı gülüşü tanıyorum
bir selam getirmiş yılların ötesinden
uzanıp alıyorum en masum düşlerimi titrek ellerindenne yapsam yine de durulmuyor
ihanetle umarsızca sevişen
ve dünün gökkuşağını reddeden sanrılargüneş saatimizi katlederek
elenenleri özenle çarmıha gererek sözden
mezartaşlarımıza suskunluğun adını yazıyor
ayrılıklarkuşku kol gezerken karanlıkta
bir avuç hicran yarası sarıyor yüreğimi
her biri bir koldansardıkça çoğalıyor
çoğaldıkça yakıyor
yaktıkça elveda demeye korkan sevdam ağlıyor
gün hazana dönüyor şimdi
zaman önleyemediğimiz kahroluşlara yakarıyorve yazıtlarımızın şerefine içerken
bir solukta yâd ediyoruz ucunu tutamadığımız yaşamı
bir solukta ölüyoruz(bilinir mi ki
belki de alnımızda yarınların ışığını doğuruyoruz)