"Evet çocuklar işte böyle önce sağ kolunuzu öne atın, bacaklarınızı çırpmayı sakın unutmayın."
Ryeowook yüzme havuzunun sıcak ortamından bunalmıştı, boynunda duran havluyla anlını sildi.
"Öğretmenim?"
Sesin geldiği yöne baktığında havuzun kenarına kadar gelmiş bir sürü minik gözle karşılaştı.
"Öğretmenim, arkadaşımız havuza işiyor." Çocuklar hep bir ağızdan bağırıp havuzun ortasında kolluklarıyla zor duran oğlanı gösterdiler.
Ryeowook yüzünü buruşturdu, "Hey Joon Seo! Biraz daha tut kendini, buraya yapılmaz ki ama off." Çocuk kollarını çırptıkça, havuzun renginin değiştiği belli oluyordu. Yapılabilecek tek bir şey vardı, Ryeowook gönülsüzce havuza atladı.
Çocuğu kucağına alıp havuzdan çıktığında, "Herkes havuzdan çıksın, ben gelene kadar uslu durun." diye seslendi. "Ve seni de tuvalete götüreceğim."
Ryeowook eve döndüğünde çok yorgun hissediyordu. Salona girdiğinde televizyon izleyen kız kardeşi ve kolye, bilezik yapmaya çalışan annesini gördü.
"Ben geldim anne." diye seslendi ve koltuktakı kız kardeşinin yanına oturdu.
Annesi gözlerini işinden ayırmadan konuştu, "Açsan mutfakta sana bir şeyler ayırdım."
Kız kardeşi modayla ilgili bir şeyler izliyordu reklama girince kanalı değiştirdi. Televizyonda Cho Holding'in başkanının oğlu vardı. Ryeowook gözlerini devirdi. Bu 'Bay Maymun Surat'ın ailesi başlarına birçok dert açmıştı. Eskiden Ryeowook'ların terzi dükkanı vardı ancak Cho'lar o bölgeye Avm açmak için tüm küçük dükkanları yıkmışlardı. Karşılık olarak da buzdolabı ile çamaşır makinesi vermişlerdi. Ne gülünç değil mi?
"Çabuk kanalı değiştir Sunhee!" dedi annesi sinirle. Cho'larla ilgili ne bir şey görmek ne de duymak istiyordu. Onlarla ilgili ağzından bir kelime bile çıktığını duymamıştı Ryeowook (nefret cümleleri haricinde.)
Kız ağzı açık bir şekilde ekrana bakıyordu, "Ya ama Kyuhyun oppa takım elbisenin içinde çok yakışıklı olmuş."
Ryeowook şuan annesinin gözlerine bakmaya korkuyordu, çok kızmış olmalıydı. Kadın bileklik yapmak için kullandığı boncukları avcuna alıp kızına fırlattı.
Sunhee yüzüne çarpan boncukların etkisiyle kendine geldi, "Ne yaptığını sanıyorsun? Sadece televizyon izliyordum!" diye bağırmıştı.
Ryeowook dayanamayıp ayağa kalktı, "Kelimelerine dikkat et, annemle böyle konuşamazsın!"
Sunhee'nin gözlerinde yaşlar birikmişti, koşarak odasına girip kapıyı çarparak kapattı. Ryeowook iç çekti, evde buna benzer kavgalar sürekli olurdu. Arkasını döndüğünde annesinin ağladığını gördü.
"Anne bir sorun mu var?" dedi yanına gidip onu kolları arasına alırken.
Kadın hıçkırıklar arasında konuşmaya çalışıyordu, "Bir anne olarak size güzel bir hayat yaşatamıyorum, ev sahibi kiraya da zam yaptı. Ben şimdi ne yapacağım?"
"Ne? Daha iki ay önce zam yapmamış mıydı?" dedi Ryeowook şaşkınlık içinde.
Annesi yaşlı gözlerini titreyen elleriyle sildi, "Yarın satabilmek için bu bileklikleri bitirmeliyim, ağlamaya yer yok."
Ryeowook sadece başını salladı. Sorun olmadığını, her şeyin yoluna gireceğini söylemek istiyordu ama sorun vardı ve hiçbir şey yolunda gitmiyordu.
Sessizliği Ryeowook'un çalan telefonu böldü. Arayan arkadaşı Leeteuk'tu ve bu gece çalıştığı restaurantta büyük bir yemek verileceğini acil eleman arandığını söyledi ve Ryeowook'un gelip gelemeyeceğini sordu. Zaten ekstra paraya ihtiyacı olan Ryeowook bu teklifi memnuniyetle kabul etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Monkey Face | Super Junior - Kyuwook |
Fanfiction"Özür dile!" diye bağırdı Ryeowook. Kyuhyun yorulmuştu artık, "Sen hiç vazgeçmeyecek misin?" "Özür dile diyorum Bay Maymun Surat!"